bugün

entry'ler (16)

siyah

yağmur ıslatırken yaşlı toprağı,
çemberin ortasında bekliyoruz.
kutsal karanlığa boyun eğerken,
ağaçlar tek şahidimiz oluyor.

ay bekliyor yedinci tutulmayı,
yanarken ruhumuz intikam ateşiyle.
gölgeler müjdelerken yirmi üçüncü günü,
siyah'ın kitabı tek rehberimiz oluyor.

ölüm

ay yavaşça kaybolurken gökyüzünde,
karanlık tek hakimi oluyor gecenin.
yıldızlar artık gerçekleri anlatıyor,
ölüm zamanı gelmişken bahtsız kaderin.

gölgeler, yavaşça yaklaşıyor artık,
kitabın sayfaları hızla değişirken.
fısıltılar daha da belirgenleşiyor;
"invoco crentus domini de daemonium"

tanrı

sen, tüm kötülüklerin tanrısı
yalanlar ile dolu kitapların,
ve dindar sahtekarların tek sahibi.

sen, korku ile hükmeden
acımasız cezalar vaat eden,
bilgeliğin tek düşmanı.

beklenen intikam vakti yaklaşırken,
nerede şimdi ruhsuz itaatkarların?
kızıl alevler içinde yanarken kitabın,
kurtaramayacak seni yalanlar.

gerçeğin efendisi hükmedecek dünyaya,
ve gökyüzüne yükselecek tüm ruhlar.
bilgeliğin kapıları açıldığında,
ortaya çıkacak tüm yalanların.

heic noenum pax.
artık burada barış yok.

yalan

yağmur kokusu iyice sarıyor yaşlı ormanı ve gökyüzündeki bulutlar kapatıyor dolunayı. tüm yalanlar artık serbest kalıyor ve nefesler kutsal sözleri fısıldıyor.
şimdi gölgelerin zamanı, karanlık beslerken ruhumuzu.
siyahın yolunu izlerken gerçekler bizim için geliyor.

gökyüzü

rehber dolunayın yükselmesi ile beraber yalnız ruhlara eşlik eder ve binlerce yılın bilgeliğini insanlara sunar.
yıldızlar anlatır insanın kaderini, ruhlar yükselik gökyüzüne ve tüm gerçeklere tanık olur.
gökyüzü, belki de yalanın olmadığı tek yerdir.

son

kutsal gün geldiği zaman,
kızıla dönen gökyüzüne bak.
ay terk ederken ruhları,
tüm yalanlar ortaya çıkacak.

nerede şimdi senin tanrın,
ya da kurtarıcı sandıkların?
gölgeler serbest kalırken,
sen, bağışlanacağını mı sandın?

boyun eğeceksin karanlığa,
ve siyahın kitabını kutsayacaksın.
ruhlarımız yükselirken gökyüzüne,
sen, cehenneminde kalacaksın.

zaman

ayın karanlığa gömüldüğü gece,
artıyor yaşlı ormanın endişesi.
gölgeler, hızla yükselirken göğe,
sönmüyor içimizdeki intikam ateşi.

yaklaşırken yirmi üçüncü gün,
zaman artık daha da yavaşlıyor.
mum ışığı aydınlatırken geceyi,
ruhumuz gerçek sahibini bekliyor.

karanlık

tüm ruhların dinlendiği, sessizliğin her yere hakim olduğu özel bir an.
dolunayın aydınlattığı bir gece yarısı, yaşlı ormandaki ağaçların insanlara söyleyecekleri çok şey vardır.

dünya

gökyüzünü nefret bulutlarının örttüğü, yalanlar ile yönetile ve saçma inançlar ile insanların uyutulduğu savaş meydanı.
insanlar burada her daim bir savaş içerisindedir; ruhları gerçeğin peşinde koşar ve tüm yalanlar ile çetin bir şekilde çarpışır.
evrensel yasalar gereğince şimdi inişte olan insanlık, zamanı geldiğinde tekrar yükselişe geçecek ve tüm doğru bilinen sahtekarlıklar ortaya çıkarak gerçeğe ulaşacaklardır.
işte o zaman insanlık için altın çağ başlamış olacaktır.

sümerler

ortaya çıkardıkları yazı, matematik, tıp ve astronomi yöntemleri sayesinde insanlığın kaderini çok farklı bir boyuta taşıyan medeniyet.
sümer mitolojisi incelenmeye değer en önemli konulardan birisidir.

intikam

artık yok hiç kimsemiz,
yaşlı ormandan,
ve rehber ay'dan başka.
hüzün dolduruyor bedenimizi,
ve yakıyor intikam ateşini.

gerçek

binlerce yılın bilgeliğini,
şimdi sadece taşlar biliyor
ve ağaçlar fısıldarken gerçekleri,
toprak yavaşça göğe yükseliyor.

rüzgar kanatlandırıyor ruhumuzu,
bulutlar dağılırken gökyüzünden.
dolunay yükseliyor en tepeye
ve orman yeniden hayat buluyor.

artık hepimiz biliyoruz;
on üçün kutsallığını ve
karanlığın bilgeliğini.
şimdi sadece doğa konuşuyor,
ve ağaçların ruhu,
tek hakimi oluyor gecenin.

dolunay

gece yarısı en tepedeyken yalnız ruhlara eşlik eden, kötü zamanlarda bilgeliği ile yol gösteren ve zihni besleyen yegane dost.
her dolunay, birliğin olduğu ve kutsal sözler ile ruhların gökyüzüne beraber yükseldiği bir zamandır.

imbolc

ateşin bayramı olarak da adlandırılan kelt tanrıçlarından tedavi ve ilham tanrıçası olarak bilinen brigit'in bayramı.
burada ateş, tüm kirlerden uzaklaşma ve arınma anlamına gelir. bundan dolayı büyükçe bir ateş yakılır ve kutlama yapılır.
yonca ve dereotu bu bayrama özel bitkilerdendir.

orman

binlerce yılın bilgeliğini besleyen, ağaç ruhlarının gerçekleri fısıldadığı ve doğanın tüm gizemini sakladığı yer.
huzuru bulmanın, ruhu beslemenin başka bir adı.
ormandayken zaman durur, maneviyat konuşur sadece.

gece

siyah gökyüzünün altında, en tepedeki ayı ve sonsuz yıldızları seyreder insan. tüm gözler kapanmış ve ruhlar yükselmişken gökyüzüne, ısrarla uyanık kalmak ister. nefes alabildiği, kendi varlığını hissedebildiği ve huzuru yakalayabildiği tek andır çünkü. artık nefret dolu ruhlardan, yıpranmış bedenlerden ve boş gözlerden uzak kalmayı başarmıştır.
gece yarısı, yeniden tazelenir umutlar ve hüzün geride kalır. ta ki, güneş ufuk çizgisini aydınlatana dek.