bugün

entry'ler (112)

henuz cosmamis

sözlükte nickinin hakkını layıkıyla veren ender yazarlardan..

durduk yere adamın amına koyan şarkılar

sezen aksu - gidiyorum

"sana korkular bıraktım, bir de yeni başlangıçlar.. bir kendim, bir ben gidiyorum.."

vazgeçtim

sözleri seneler sonra dank eden, dank ettiği noktada da beni yere çakan efsane sezen şarkısı. ilk bakışta vazgeçtim, unuttum gibi görünüyor ama nerdee.. "bir ah de yeter!"
gecenin bu saati dinlenmemeli!

dokuzuncu nesil bir yazara sevişmeyi öğretmek

öğretecek arkadaşların sevişirken "owww yeahhh, 6. nesil böyle de ...." diye bağırdığını düşündürten enteresan eylem. madem böyle nesiller arası durmadan gelişen bir hadise bu, aklımızda tutalım da sevişmeden önce neslini soralım insanlara..

(bkz: zall seviselimmi)

sözlükteki hatunların çirkin olması

son derece haklı bir tespittir. hatta bu hatunlar bi de utanmadan kıs kıs gülerler böyle atılan oltalara.*

ben bu yazıyı sana yazdım

az bekle, dizi bitsin, şarap etkisini göstersin geliyorum çok fena.. koru kendini!

sultan

son derece sevimli, oryantalist olmamak için çabaladığı her halinden belli olan ayrıca kadın hikayelerini anlatırken buram buram erillik kokmayan izlenesi dizi. şive kısmı pek irite etmiyor beni şahsen, zira o şiveli ağızlardan çıkan vecizeler güzel ediyor ortamı hemen. kürt düşmanlığına kurban gitmez inşallah...

17 yaşında birinin bugüne kadar kimseyle çıkmaması

muhtemelen olayı 'çıkmak' diye tanımladığı için bir müddet daha anca düz duvara 'çıkacak' olması durumudur.*

canı sıkılmış kadın

bir şey yapma hevesinden yoksun kalmış, domates çorbası yapıp sıkıntısını aynı tencerede kaynatıp buharlaştırmak isteyen kadın. kek de yapabilir tabii, ondan yayılan kokular sıkıntıları alıp götürür belki kim bilir?

moral bozukluğuna iyi gelen şeyler

moral bozukluğunun da zaman zaman gerekli olduğu gerçeğiyle barışmak.. morali hiç bozmayacak bir hayat mı yaşıyoruz ki keyiften zıplayalım tüm gün? efendi ol, otur bozuk moralinle arada bir!

sözlük yazarlarının itirafları

canım sıkılıyor, kafam karmakarışık.. işin boktan tarafı yaşım 30lara ufaktan yaklaşmaya başlamış olmasına rağmen, girdiğim her ortamda pek sevilirken, beni seven bir sürü arkadaşım varken, ve elbette bir de sevgilim varken ben oturup da derdimi anlatacak birini bulamıyorum şu koca şehirde! başlıycam artık istanbulun yalnızlaştıran havasından. ne boktan iş bu yahu.. nasıl fena yalnızlıklara itiyor seni sevdiklerinle el ele. dönüp ne zamandır yazmadığın sözlükten medet umuyorsun "yazayım da gazım çıksın" diye..

güçlü kadınmış, her boka yetermiş.. yetmez yahu! yetemez-yetmek istemez!! kaşındırıyor bu hayat beni, itiraf ediyorum. bildiğin sinirden hatur hutur kaşınıyorum. makarayı bi 5 yıl sarmak istiyorum. az daha büyüyeyim, döne dolana sorgulamayayım, dostluklarım otursun. ilişkim olacaksa da doğru düzgün olsun. beynini bu akşam sanırım fena mıncıklıycam sözlük, haberin olsun!

bir erkeğin en seksi organı

beyni..

sözlük yazarlarının itirafları

meğer ben ona gerçekten aşıkmışım..

ne kadar güzel kontrol ediyorum kendimi hayran kaldım, götü başı neredeyse hiç dağıtmadan aylar devrildi, ona karşı zaten kuyruk hep dik.. çok havalıyız, takmıyoruz anca takılıyoruz halleri gırla gidiyor. ama işte ben hep öyle kıpır kıpırım ki buluşacakken ve ben hep o kadar buruluyorum ki sabah olduğunda.. ama insan yine de büyük oranda neyi nasıl yaşayacağını belirleyebiliyor, aşığız diye toptan edilgen olmuyoruz süreçte. o coşkular, hüzünler olanca yükleriyle çökmeyebiliyor çabalayınca sanki..

dün geceye kadar mevzuunun hiç dile gelmemesinin yarattığı muğlaklığın verdiği bir umut varmış sanırım içimde. yoktu aslında, hakkımı da yemiyeyim, hiç umut vermedi ki hülyalara dalayım doya doya! ama işte yine de bir rakı sofrasında duyunca 'arkadaş kalmak istiyorum' nidalarını ve adını kendinin bile bilmediği güzelim parfümü burnuma kokarken, öpsem ağzı aynı tadacakken, dokunsam ah işte yine yanıyor olacakken duyunca bütün bu mavalları üzülüyor insan. kendi içinden başka bir kadın çıksın, mesela savcı esra alsın sazı eline, biz de mutsuz olalım! desin istiyor. insan böyle anlarda kendi geçişi bulamayacak olsa da o kadar çok istiyor ki ona giden bir yolun olmasını...

bi tuhafım sözlük.. anlayamıyorum 'arkadaş kalalım' söylem ve davranışlarını takip eden tutku manyağı sevişmeleri.. olmasa öyle şeyler, vallaha keseceğim umudu, iyice dizginleyeceğim hislerimi. ama bir yandan öyle diyip bir yandan aylarca nasıl arzuladığını diyince ben bütün beceriksiz aşıklığımla kalıyorum o yatakta. o uyuyor, ben yanımda onu izliyorum, biz diye bir şey nedir, bizden ne kadar olur onu düşünüyorum. sabah oluyor gidiyorum sonra işe, akşam eve geldiğimde de ilk iş çarşafı koklamak oluyor kalmış mı o kokusundan birazcık, bir gecelik daha diye..

sözlük ben acı çekiyorum...

çengelköy de ev tutmak

hakkında dolanan onca efsane yüzünden daha bir kere bile görülmediği halde bünyede gelişen çengelköy sempatisinin aşıp taşıp ulaştığı ileri bir boyuttur. lakin istanbulun ve özellikle anadolu tarafının kezbanı olan ve bu mekanlarda da henüz coşamamış olan yazarın ulaşım, kira, rahatlık gibi konularda birçok çekincesi olması sebebiyle bir rüya olarak da kalma ihtimaline de sahiptir aynı zamanda.. oysa ki ne güzel olurdu burada yaşayan ya da burayı bilen yazar arkadaşların yardımcı olmaları, mevzuya bi el atmaları di mi sözlük?

(bkz: yazar burada bildiğin yardım istemiş)

didem madak

şahaneliğinden, o hüznü dibine kadar yaşayabilmesinden ölüp gitmiş bir kadındır.. çok fena, insan bir şey diyemiyor/yazamıyor bile.. büyük ihtimalle şişli camiinden pazartesi günü öğle namazında uğurlanacak.

ösym aday işlemleri sistemi

an itibariyle çalışmayıp bünyeyi delirten site.. eğer yarın sabah da çalışmazsa kpss 2011e el sallayacaktır sınav giriş belgesini yazdırmayı son dakikaya bırakan mal arkadaşlar.*

nefret söylemi

sözlüğün hakkında hassasiyet geliştirdiğini görünce sevindiğim, bu topraklarda mutlu mesut yaşamamızın önündeki en büyük engel olarak gördüğüm suçtur. sözlük sınırları içinde kesinlikle ama kesinlikle çaylaklıkla ve devamında uçurulmakla cezalandırılması gerektiği kanısındayım. iyi niyet mesajlarıyla önüne maalesef geçilemiyor. moderasyon bu çıkışında samimiyse lütfen nefret söyleminin yaptırımlarını keskinleştirsin.

kediruhluinsan

yeni bir 8. nesil yazar, hoşgelmiş sözlüğe.. leonard cohen ve muz sesleri sevgisiyle göze çarpmış, beğeni toplamıştır.

behzat ç

son sahneyi izlediğim dakikadan bu yana kendime gelmeye çalışıorum. nasıl bir bölümdü o öyle, savcı esra sen nasıl şahane bi kadınsın yahu?? cemal süreyya bundan daha güzel anılabilir miydi, "ben seninle mutsuzluğa da varım" derken? bi şarkı bir bölüm sonuna bundan daha fazla yakışablir miydi? aseksüel ve asosyal olduğu neredeyse su götürmeyen bir tipin altından çıkan aşk hikayesi gazete küpürlerinin arkasından daha güzel bir yere saklanabilir miydi? şefkat o kara köpekten başkasından beklenebilir miydi?

hala şoktayım! bölüm boyunca gönderilen on numara politik mesajlara değinemiyorum bile, o derece duygu yoğunluğuna batmış durumdayım!

survivor ünlüler gönüllüler 2011

bunca zaman kimsenin zedeleyemediği nihat doğan sevgimin sarsılmasına sebep olmuş yarışma. dominik sahillerinden doğan yeni yıldız tanere selamlarımı da göndermeyi borç bilirim ayrıca. dilini yengece kaptıran başka bi şahane düşleyemiyorum..*