bugün

entry'ler (26)

top sakallı erkeklerin itici olması

güven vermezler.

loki

şakacıdır. kendisine karşı çok dikkatli olunmalıdır. istenileni verir. isteyeni maskaraya çevirmek karşılığında tabi.

odin

aynı zamanda sihir tanrısıdır. zor görevlerde odin'e dönülür. kuzeye. diğer adı güneştir. iskandinav panteonunun güneşidir. kuzey tanrılarıyla son derece kararlı konuşmalısınız. bana düşmanımın canına okumak için güç ve cesaret ver demelisiniz. karşılarına gözyaşı ve sümükle gelirseniz dinlemeyecekler bile.

rune

yeryüzünün en güçlü işaretleri. canlıdırlar. kullanabilmek için bağ kurmanız gerekir. ritüele, kurbana ihtiyaç duymazlar. zaten tüm bunların nedeni beynin rasyonel çekirdeğini susturmak. kara kedi görünce üç kere saçını çekmek gibi. bir görev verildiğinde tamamlamadan dönmezler. onlarla çalışmak kararsızlara göre değil.

dua

buraya bir anlaşma yaparak geldik. fizik yasalarına uyacağımıza, güçlerimizin bir bölümünü bir süreliğine askıya almaya söz verdik. ama bir yanımız gerçek evimizdeki, gerçek vatanımızdaki halini hatırlıyor ve o gücü kullanmak istiyor. mistisizme, kehanet yöntemlerine, telepati, dua gibi şeylere duyduğumuz ilginin nedeni bu. işe yarayacağını hissediyoruz. daha doğrusu eminiz. öyle de olmalıyız. aksini iddia edenlere sadece gülüyorum. dua enerji, niyet adı her neyse yüzde yüz gerçek.

tasavvufi meselelere eğilmek

hiçbir inanç felsefesiz yapamaz. ayakta kalamaz. islam felsefeyi yasaklamıştır ama felsefe islam'a tasavvuf yoluyla sızmıştır.

kıskançlık

ışıldayan, parıldayan, farklı ve özel görünenlere karşı beslenen yıkıcı bir duygudur.

tanrı

yanlış anlaşılandır. sadece iyi olabilen, başka türlü olamayan, başka türlü olması mümkün olmayan bir varlık Tanrı olabilir mi? Doğru cevaplar için doğru sorular zorunludur.

halk

daima uyuyan ve asla uyanmayacak olandır. uyanmaz. çünkü uyanamaz. Uyuduğu için halk zaten. Uyuklayanların algıları ve ruhsal gelişimleri tıkanıyor. Uyansaydı birey olacaktı. Tanrısallaşacaktı. Var olmak için bir topluluğa ihtiyaç duyan biri birey olamaz. Tanrısallaşamaz. çünkü bağımlı. başkalarına...

sadakat

Sendeki bozulmayı, yozlaşmayı farkettiği halde ödün verilmeden devam ettirileni satın alınmıştır. Bu halinde ısrarcı, çünkü kendi çıkarına hizmet eden çok güçlü bir nedeni var. Ama tabi iyi insan olarak anılıyor. Hepimizin her durumda kendimizi ilk sıraya koyduğumuz düşünüldüğünde iyilik, korkunç bir kişilik özelliği. Kişisel sınırları gösterme yeteneğinin yokluğu anlamına geliyor çünkü. Adil ol. ilkeli ol. Nazik ol. Ama sadık olma.

kıskançlık

ışıldayan, parıldayan, farklı ve özel görünenlere karşı beslenen yıkıcı bir duygudur.

konfor

düşüncelerin herhangi bir yanıt ve uygulama kolaylığıyla buluştuğu andır. dışarıdan itelenmeyen, sadece içten gelen bir yönergeyi fazla zaman ve enerji harcamadan somutlaştırmak.

sadelik

aşırı sadelik tekinsizdir ve şiddetin bir türüdür.

insan

insan nedir? insanı insan yapan nedir?
Aklı mı? Zekası mı? Dili mi? Bilinci mi? Görüntüsü/vücudu/şekli mi? Vicdanı mı? Ne?
Aklını kaçırıp tımarhaneye yatırılanları insan olarak anmaya devam ediyoruz. Doğuştan zihinsel engelli/zekasız olanlar da insan. Dilsiz olanları da öyle. Bilinçsiz, komada fişe takılı olanlara da insan diyoruz; bu nedir/bunu tarif et dediklerinde. Kolları bacakları kesilmiş ya da tamamen yanmış tanınamaz hale gelmiş birine de yine aynı şekilde. Vicdansız katiller, çocuk tacizcileri insan değil mi? Onlar da insan. Bekir, Orhan neyse. ismini söylüyoruz ve insan hapishanesine gönderiyoruz onları. Suç işledikten sonra sen artık ayı oldun hadi ormana/mağaraya demiyoruz. insan nedir gerçekten? Tanımı neye göre yapıcaz? Boşluklar var. Çok basit gibi görünen şeylerin bile aslında tatmin edici net bir cevabı yok. O yüzden yönümüzü bulamıyoruz. Neyin ne olduğunu rijit bir şekilde ortaya koyabilseydik hiçbir problemimiz olmayacaktı. Ne olduğundan gayet emin olduğumuzu sandığımız çoğu şeyi aslında bilmiyoruz. Her şey sır.

kibir

Benlik saygısı düşük olan biri, kişinin kibirli olduğunu düşünecektir. Bu tür insanlar karamsardır, olumsuz bir tutuma sahiptir ve kendilerinden düşük beklentileri vardır. (Yapamam. Bu beni aşar, matematikten asla 100 alamam. 100 aldı diye şu havaya bak; babası zengin, özel ders aldırdı o yüzden yüksek notlar alıyor, aslında tam bir gerizekalı.)
Benlik saygısı yüksek olan biri ise, kişinin kendinden emin olduğunu olduğunu düşünecektir. Bu tür insanlar iyimserdir, olumlu bir tutuma sahiptir ve kendilerinden yüksek beklentileri vardır. (Yapabilirim. O yapmış. Demekki yapılabilen bir şey. Bu harika. Karşımda bir örnek var. Artık bunun imkansız olmadığını biliyorum.)
içinizdeki güven ve saygı düzeyine bağlı olarak, insanları ya kibirli ya da kendinden emin göreceksiniz.

entelektüel olmak için gerekenler

Entellektüel/aydın olduğu iddiasında bulunan biri, anadilini değil; ulus kimlik dilini kusursuz konuşup yazmakla mükelleftir. Ulus kimlik dilimiz için istanbul Türkçesi norm kabul edilmiştir. Şive/ağız/lehçede; içinden gelinen etnik/bölgesel yani sınırlı bir alana hitap etmeye ve sınırlı kelime sayısına bir vurgu vardır. Bu yönüyle kapsayıcı ve genel olamaz. Diğer taraftan, modern bir kavram olan "ulus devlet"e ait hissedilmediğinin, bu kavramın içselleştirilemediğinin göstergesidir. Bu durumda bu modern kavramı benimseyememiş ve gereğini yapamamış birinin entelektüel olması imkansızlaşır. Kitaplar istanbul Türkçesi baz alınarak yazılır. Şive ile yazılmaz. Yeterli okuma yapan birinin zaten böyle bir sorunu olmayacaktır. Yeterince okumayan, okuma/doğrusunu öğrenme gayretine ve kendini modernitenin gereklerine adapte etmeye tenezzül etmeyen biri asla entelektüel olarak adlandırılmayacaktır. Daha kendi konuşmasını düzeltemiyor, beni nasıl aydınlatacak, çekip çevirecek, düzeltecek. Böyle düşünülür.

tanrı

"Tanrım, benim. insan. Nereye gideyim?"
"insanoğlu, kendine bak ve kederlen. Çünkü doğa hiç bu kadar aşağılık bir şey görmedi."
"Tanrım, kalbime kavrayış zerk et. Çünkü bu dünyayı mesken tutan kördür. Beni bırakma, tanrım."
Çaresizlik anlarında tanrıya tutunuşu en güzel anlatan filmlerden biri. Posetitel Muzeya (1989)

iletişim

Söyleyecek ilginç bir şeyin olmadığında sessizliği benimsemek ilişkinin gelişebileceği güvenli bir alan yaratır. Karşındaki kişinin kendini maskelemeden bir bağlantı hissetmesine yardımcı olur. Sessizlik ve iletişim iki zıt kutup gibi görünse de, yakından bakıldığında sessizlik, herhangi bir yargı, görüş ve öneri içermeyen bir çok cevap ve sürprizle doludur. Riskli yanı, "hadi sen tahmin et" sisine kapılıp yolu kaybetme tehlikesi. Ama bu iyi bir gözlemci için sorun değil. Desenleri tanıma becerisi olan biri için de sorun değil.

oksitosin

insan sosyaldir. En başından beri. Doğada asla tek başına olmadı. Olamaz. Başka insanlara ihtiyacı var. Düzenli aralıklarla oksitosin hormonu salgılamalı. Kabaca kendini iyi ve özel ve bir yere, bir insana bir yuvaya ait hissetmesi bu hormon sayesinde oluyor. Bu bir ihtiyaç. Tatlı bir bakış, bir gülüş, keyifli bir sohbet sırasında salgılanıyor. Yani tamamen başkalarına bağlı. Bu hormonun tedarikçisi diğer insanlar. Kendi kendimize salgılayamıyoruz. Başkaları salgılatıyor. Yetersiz oksitosin salınımı neye mi yol açıyor? Depresyona. Ve nihai olarak intihara. Bu nedenle aykırı veya marjinal olmakta diretenlerin şövalyeliği "banane toplumdan, toplum olmasın" deyişleri çocuksu, masalsı ve fantastik. Güceniklik ve küskünlük dehşetli bir saçmalama kudreti verebilir. Yetişkin bir amcayı ya da teyzeyi sümüklü bir çocuğa dönüştürebilir.

şiddet

barış, sevgi ve bilgelikle etrafına insan toplamasıyla ünlü lider hz. isa'ydı. Sürdürülebilirdi. Savaşlar ve kan olmayan bir düzen tesis edilebilirdi. Fakat en yakılarının-havarilerinin- bile gördükleri onlarca mucizeye rağmen onu yalnız bırakması, ona inanan kitlenin bu çarmıh - şiddet olayıyla korkutulup sindirilmesi sonraki liderler için önemli bir ders oldu. sorunları sevgi ve barışla çözmeye kalkarsak isa gibi yalnız bırakılır ve yok ediliriz. Ve artık güç şiddetle ölçülecekti. Ne kadar şiddetli o kadar güçlü. Aksini ispata yeltenip, ılımlı ve barışçıl yoldan biraz kalabalık toplayabilen ve şiddet kullanmayı reddedenler ya yeterince güçlü bulunmadı ya da cezalandırıldı, derisi yüzüldü, yakıldı ya da zindanlar vs. Yok edildi yani. Neyle? Şiddetle. iktidar öyle bir saha ki, öldürmezsen öldürülüyorsun. Bu da şiddeti varım, buradayım demenin ve yola devam edebilmenin tek yolu haline getiriyor. işte bu yüzden siyaset ve tarihten tanıdığımız bildiğimiz bütün büyükler bununla büyük olmuştur. %100'ü.