bugün
- ismail kartal13
- ankarayı öven tip18
- mert hakan yandaş27
- rusların en iyi olduğu şeyler26
- anın görüntüsü13
- manyak olmaya karar verdim10
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı21
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın8
- galatasaray15
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması15
- sokak hayvanları uyutulacak29
- age of empires'in üstüne oyun var mı9
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız13
- şeriat ülkesinde bir kadın nasıl öldürülür8
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- türk kızları neden gülümsemiyor9
- icardi190536
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- fenerbahçe büyüklüğü11
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı14
- bir şarkı sözü der ki12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi14
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos10
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz9
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası34
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı12
sevdiği entry'ler
Felsefe, tarih ve din hakkında 3 kuruşluk bilgiye sahip olup oturulup bu konular detaylıca konuşulsa kendinden utanacak insanlar bilimcilik kavramına tapıp insanları aşağılıyor. Kendisi son 200 yıl içinde bilimin naturalis-materyalist felsefeyi benimseyip objektif bilgi üzerine bu felsefi akımlar ile yapılan yorumu objektif sandığı için saçmalayıp duruyorlar. Agnostik olduğum zamanlar mevcut bilim felsefesini ve tarihi detaylı bir şekilde araştırıp öğrenmiştim ve felsefe alanında baya baya kafa yordum. Şimdi 3 kuruşluk bilgisi ile kendini alim sanan bu insanların yorumlarını ekşi de görünce bir garip hissediyorum. Yüz yüze bu konuları konuştuğum birisi daha sağlam argüman koyamadı karşımda çünkü zamanında onların yollarından geçmiştim ama ukalalık derdim de olmadı. Bunlar ukala davranıyorlar. Sorgulamak bu yüzden önemli, ben agnostik olduğum zaman da sorguladım, bir inanan olarak hala sorgulamaktayım. En tehlikeli tür kendini bilen zannedip hiç bir şey bilmeyen olsa gerek. Kafayı kullanmak herkesin harcı değil anladığım.
sevilmek istemek sanırım açlıktan daha önce geliyor. beyrut un başlı başına yaptığı çağrışımlar zaten ziyadesiyle keyfimi yerine getiriyor.yönetmeniyle oyuncularıyla insanın içini ısıtan filmlerden. seyredin pişman olmazsınız.
din durduk yere ölüm emri falan vermediğinden, yapılmaması gereken hareket.
genellikle bu konu tevbe suresi 5. ayet nedeniyle gündeme gelir. nedir o ayet? budur: "Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, esir alın, kuşatın ve onları her geçit yerinde gözetleyin. Şayet tövbe ederler, namazlarını kılarlar ve zekâtlarını verirlerse artık onları serbest bırakın. Allah yargılayıcıdır, bağışlayıcıdır."
fakat sorun şu ki, bu surenin inişi, tebük seferi öncesine denk gelir. yani bizans ordusu ile bir savaş söz konusudur. savaşın nedeni de yine durup dururken insanları müslüman yapmak değildir: "Bizans imparatoru Heraklius'a bir mektup yazan Suriyeli Hristiyanlar, Muhammed'in öldüğünü, Müslümanların da kıtlık ve yokluk içinde perişan olduklarını, üzerlerine asker gönderilirse, onları kendi dinine katmanın tam zamanı bulunduğunu bildirdiler." savaşın çıkış nedeni budur.
bir savaş durumunda da insanların "aman karşımdaki de insandır, onu öldürmeyeyim" gibi şeyler düşünebilmesi pek mümkün değildir. işin özü burada bahsi geçen öldürme mevzusu, durup dururken inanmayanları öldürmek falan değildir. zaten öyle olsaydı, şu ayetler var olmazdı:
“Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yûnus, 10/99)
“Dinde ikrah (zorlama) yoktur. Doğruluk sapıklıktan cidden ayrıldı…” (Bakara, 2/256)
“Peygambere düşen görev ancak tebliğdir (duyurmadır)." (Mâide, 5/99)
“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın. Fakat haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Bakara, 2/190)
“Ta ki, Allah’ın kelamını dinlesin. Sonra (iman etmese de) onu emin bulunduğu mahalle ulaştır. Çünkü onlar şüphe yok ki bilmez bir kavimdir.”
eksileyecek arkadaşlar; hoşunuza gitse de gitmese de gerçek budur. insanların her konuda olduğu gibi, adam öldürmek konusunda da dini veya ALLAH'ı bahane etmeleri (ışid gibi) sizi yanıltmasın. bir insanın parmak ucuna bakıp onun resmini çizemeyeceğiniz gibi, bir ayete dümdüz bakıp onun inanmayan insanları öldürmek için yeterli sebep olduğunu da iddia edemezsiniz.
genellikle bu konu tevbe suresi 5. ayet nedeniyle gündeme gelir. nedir o ayet? budur: "Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, esir alın, kuşatın ve onları her geçit yerinde gözetleyin. Şayet tövbe ederler, namazlarını kılarlar ve zekâtlarını verirlerse artık onları serbest bırakın. Allah yargılayıcıdır, bağışlayıcıdır."
fakat sorun şu ki, bu surenin inişi, tebük seferi öncesine denk gelir. yani bizans ordusu ile bir savaş söz konusudur. savaşın nedeni de yine durup dururken insanları müslüman yapmak değildir: "Bizans imparatoru Heraklius'a bir mektup yazan Suriyeli Hristiyanlar, Muhammed'in öldüğünü, Müslümanların da kıtlık ve yokluk içinde perişan olduklarını, üzerlerine asker gönderilirse, onları kendi dinine katmanın tam zamanı bulunduğunu bildirdiler." savaşın çıkış nedeni budur.
bir savaş durumunda da insanların "aman karşımdaki de insandır, onu öldürmeyeyim" gibi şeyler düşünebilmesi pek mümkün değildir. işin özü burada bahsi geçen öldürme mevzusu, durup dururken inanmayanları öldürmek falan değildir. zaten öyle olsaydı, şu ayetler var olmazdı:
“Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yûnus, 10/99)
“Dinde ikrah (zorlama) yoktur. Doğruluk sapıklıktan cidden ayrıldı…” (Bakara, 2/256)
“Peygambere düşen görev ancak tebliğdir (duyurmadır)." (Mâide, 5/99)
“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın. Fakat haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Bakara, 2/190)
“Ta ki, Allah’ın kelamını dinlesin. Sonra (iman etmese de) onu emin bulunduğu mahalle ulaştır. Çünkü onlar şüphe yok ki bilmez bir kavimdir.”
eksileyecek arkadaşlar; hoşunuza gitse de gitmese de gerçek budur. insanların her konuda olduğu gibi, adam öldürmek konusunda da dini veya ALLAH'ı bahane etmeleri (ışid gibi) sizi yanıltmasın. bir insanın parmak ucuna bakıp onun resmini çizemeyeceğiniz gibi, bir ayete dümdüz bakıp onun inanmayan insanları öldürmek için yeterli sebep olduğunu da iddia edemezsiniz.
Git gide beni korkutan sistemdir. Mevcut sistem hastalari müşteri haline getirip özel hastanelere gitmeye zorluyor. Randevu almaya kalkınca en az 1 hafta sonraya uygun randevu veren bir sistem var. Hal böyle olunca insanlar acillere yükleniyorlar. Yahu adam grip olmuş acile gelmiş.1. Basamak sağlık sisteminden haberi yok tabi. insan önce aile hekimine gider. Direkt hastaneye gidersen yoğunluk oluşur. Uzmanlık gerektiren durumda ise randevu alamadığı için soluğu yine acilde alıyor. Bu suretle acilin iş yükü artıyor. Artık acillerde bile sıra gelmiyor. Biraz parası olan insan da illallah deyip özele gidiyor. Tabi ilk kayıt 50-60 lira arası eğer Dr tetkik isterse de ek maliyet oluyor. Zaten bir devlet ülkede bu kadar özel hastane açılmasına neden izin verir anlamış değilim. Eğer bir rant dönmüyorsa... Vatandaşın sağlığı devletin en temel sorumluluğu. Ama son yıllarda sağlık adeta bir sektör haline geldi ve pazar halini aldı. Paran varsa tedavi olursun yoksa sürünmeye devam. Hele bir de şehir hastaneleri garabeti var ki evlere şenlik!
Milli mücadele aleyhine hükümet tarafından anadolu'ya dağıtılan bir çeşit fetvadır.
Zamanla, inanarak, güvenerek, kimseyi dinlemeden, at gözlüğü ile bakarak...
Nasıl yok oldum? Doğru bildiğimi sanarak, her defasında bu sefer bir önceki gibi olmaz diyerek, tavsiye tecrübe dinlemeden, hep bir ispat çabasında olarak...
nasıl yok oldum? Bir nikah memurunun önünde bir de aile mahkemesi hakiminin karşısında, o'nun gözlerinde, ellerinde, sözlerinde, tanıdığımı sanıp bambaşka bir insan olduğunu gördüğümde, kendimden çok onu sevdiğimi farkettiğimde, alışkanlık mı sevgi mi karar veremediğimde...
nasıl mı yok oldum? kendimden başka her şeyi, herkesi düşünerek yok oldum. Seviyorum dediğinde yok oldum. Dese ki öl ölecektim, demedi işte orada yok oldum.
Nasıl yok oldum? Doğru bildiğimi sanarak, her defasında bu sefer bir önceki gibi olmaz diyerek, tavsiye tecrübe dinlemeden, hep bir ispat çabasında olarak...
nasıl yok oldum? Bir nikah memurunun önünde bir de aile mahkemesi hakiminin karşısında, o'nun gözlerinde, ellerinde, sözlerinde, tanıdığımı sanıp bambaşka bir insan olduğunu gördüğümde, kendimden çok onu sevdiğimi farkettiğimde, alışkanlık mı sevgi mi karar veremediğimde...
nasıl mı yok oldum? kendimden başka her şeyi, herkesi düşünerek yok oldum. Seviyorum dediğinde yok oldum. Dese ki öl ölecektim, demedi işte orada yok oldum.
27 mayıs darbesi ile ülkeyi amerikan kucağına oturtan menderes ve avanesini alaşağı eden "aga" nın küstah abd elçisine vermiş olduğu ayardır.
darbe sonrası cemal gürsel türk askeri'nin kore'den çekilmesi için talimat vermiş ve kore'deki birliklerimiz yurda dönmeye başlamıştı.
tabi amerika bu duruma kızmış, türkiye'yi uyarmak, hatta fırçalamak için büyükelçilerini cemal gürsel'in huzuruna göndermişlerdi.
büyükelçi iri yarı sarışın bir adamdı.
abd'nin istek ve taleplerini uzun uzun anlattı, anlatırken de abd yardımlarından, müttefik olduğumuzdan, yardımların kesileceğinden falan bahsetti.
tabi bu anlattıkları cemal gürsel'in canını sıkmıştı.
cemal gürsel tercüman'a döndü ve şunları dedi.
tercüman, Söyle bu ayıya, Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir ve yaptıklarından da kimseye hesap vermek zorunda değildir...!
ve bunu aynen çevirmesini istedi.
tercüman da harfi harfine çevirdi.
huzurdan çıkan abd büyükelçisi artık kukla demokrat partililerle değil, atatürk'ün ordusunda subaylık yapmış olan "aga" ile muhatap olduklarını anlamıştı...
darbe sonrası cemal gürsel türk askeri'nin kore'den çekilmesi için talimat vermiş ve kore'deki birliklerimiz yurda dönmeye başlamıştı.
tabi amerika bu duruma kızmış, türkiye'yi uyarmak, hatta fırçalamak için büyükelçilerini cemal gürsel'in huzuruna göndermişlerdi.
büyükelçi iri yarı sarışın bir adamdı.
abd'nin istek ve taleplerini uzun uzun anlattı, anlatırken de abd yardımlarından, müttefik olduğumuzdan, yardımların kesileceğinden falan bahsetti.
tabi bu anlattıkları cemal gürsel'in canını sıkmıştı.
cemal gürsel tercüman'a döndü ve şunları dedi.
tercüman, Söyle bu ayıya, Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir ve yaptıklarından da kimseye hesap vermek zorunda değildir...!
ve bunu aynen çevirmesini istedi.
tercüman da harfi harfine çevirdi.
huzurdan çıkan abd büyükelçisi artık kukla demokrat partililerle değil, atatürk'ün ordusunda subaylık yapmış olan "aga" ile muhatap olduklarını anlamıştı...
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi. janti adamdı, adabı giyinmeyi çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem.
çok gülerdi, ben gülmem.
bu kapıdaki arkadaş abi köye para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi ama parayı da bi tuhaf dağıtırdı.
ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
bizde para masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
jilet abim silahını adamına taşıtırdı. ben silahımı saklamam.
abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.
çok gülerdi, ben gülmem.
bu kapıdaki arkadaş abi köye para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi ama parayı da bi tuhaf dağıtırdı.
ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
bizde para masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
jilet abim silahını adamına taşıtırdı. ben silahımı saklamam.
abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.
farsçada cennet, firdevs anlamlarına gelmektedir.
klasik bayram mesajlarına nazaran daha bir antika, daha bir ürperten mesajlardır.
örnek olarak;
mubarek seker bayramini tevhid-i imaniye ve uhuvvet-i islamiye'de ittifaken tevazu vu telaifle tebrik eder, alem-i islama malik-i ebediden sihhat muaffakiyyet ve para niyaz ederim.
"mutluluğunuz türkiye enflasyonu kadar yüksek, üzüntünüz memur maaşı kadar düşük, geleceğiniz demirel'in keli kadar parlak olsun. mutllu bayramlar..."
muhterem;
zatı alilerinin ultra mubarek glikoz fiestasını en deruni hislerimle kutlar, acunun ulu tengrisi cenabu rabbül aleminden sağlık mutluluk ve afiyet niyaz ederim.
"telefonum telefonunuzun bayramını en içten dileklerle kutlar, uzun batarya ömürleri diler."
bugün yüzün öpülmekten solsun
miğden 5 kilocuk şeker ile dolsun
cüzdanını mahalle bücürleri soysun
bayramın kutlu olsun
gömleğiniz levi's, pantolonunuz diesel olsun
bayramınız mübarek olsun.*
gibi mesajlar gösterebiliriz.
örnek olarak;
mubarek seker bayramini tevhid-i imaniye ve uhuvvet-i islamiye'de ittifaken tevazu vu telaifle tebrik eder, alem-i islama malik-i ebediden sihhat muaffakiyyet ve para niyaz ederim.
"mutluluğunuz türkiye enflasyonu kadar yüksek, üzüntünüz memur maaşı kadar düşük, geleceğiniz demirel'in keli kadar parlak olsun. mutllu bayramlar..."
muhterem;
zatı alilerinin ultra mubarek glikoz fiestasını en deruni hislerimle kutlar, acunun ulu tengrisi cenabu rabbül aleminden sağlık mutluluk ve afiyet niyaz ederim.
"telefonum telefonunuzun bayramını en içten dileklerle kutlar, uzun batarya ömürleri diler."
bugün yüzün öpülmekten solsun
miğden 5 kilocuk şeker ile dolsun
cüzdanını mahalle bücürleri soysun
bayramın kutlu olsun
gömleğiniz levi's, pantolonunuz diesel olsun
bayramınız mübarek olsun.*
gibi mesajlar gösterebiliriz.
"sene-i tevellüdünüz hayır ola"
Anlamı: Doğum gününüz kutlu olsun.
Anlamı: Doğum gününüz kutlu olsun.
mfö bu şarkıda tanışmak için kızlara nasıl yaklaşmak gerektiğini müzikli olarak anlatmıştır.
1- klark çekin. (bkz: klark çekmek)
2- kıza bir şekilde yardım edin. (-rica ederim gelebilir her genc kızın başına yardım edeyim size istersiniz..)
3- kibar davranın, kibar konuşun. (-"ne kibar cocuk" diyor kız içinden..)
4- evine kadar eşlik etmeyi teklif edin. (-yardım edeyim size istersiniz evinize götüreyim icabında..)
5- ısrarcı olmayın, bırakın biraz da o yaklaşsın. (şarkının son bölümü orta dizelerde görüyoruz bunu)
6- aceleci olmayın. (-kız diyor ki "bu işler narin bugün olmaz ali belki yarıııınn"..)
kolay gelsin.
1- klark çekin. (bkz: klark çekmek)
2- kıza bir şekilde yardım edin. (-rica ederim gelebilir her genc kızın başına yardım edeyim size istersiniz..)
3- kibar davranın, kibar konuşun. (-"ne kibar cocuk" diyor kız içinden..)
4- evine kadar eşlik etmeyi teklif edin. (-yardım edeyim size istersiniz evinize götüreyim icabında..)
5- ısrarcı olmayın, bırakın biraz da o yaklaşsın. (şarkının son bölümü orta dizelerde görüyoruz bunu)
6- aceleci olmayın. (-kız diyor ki "bu işler narin bugün olmaz ali belki yarıııınn"..)
kolay gelsin.