bugün

entry'ler (304)

ilişkinin en güzel evresi

evlilik evresidir.

kemalistlerin icatları

onlar bulmadılar ama vaktiyle filistin askısını kendileri bulmuş gibi sahiplenip kullandılar.

şafak sezer

bence asıl düşünülmesi gereken, dizlerinin üzerinde başbakandan özür dilemesi değil, o anki bakışları. hayatımda gördüğüm, en içten, en sevgi dolu bakışlar. adam gerçekten seviyor dostum.

25 yaşında koca bir hiç olmak

öffff çok sıkıcı gelmiyor mu bu muhabbetler. "çok acı çekiyorum ama hep gülümsüyorum" "gülümsemem bir maske, acılarımı saklıyorum ardında" kafası. niye acı çekiyorsun diye sorulsa bir cevabı yok. işte buna varoluş acıları deniliyor. neden var olduğunu kavramaktan yoksun bünyelerin çekeceği bir acı.

peki ama 25 yaşına gelip, neden bir hiç olarak görür insan kendisini? çünkü yaşam amacı yoktur. çok acınası bir durum.

regl sancısı

evlenince geçeceğini zannedenler için gelsin; yok öyle bir dünya. nikahta keramet var eyvallah ama beklentinin de bokunu çıkartmamak gerekir.

dünyanın en kısa kişilik testi

kişilik nedir sorusunu sormalı herkes kendisine önce. insanın çevresinden edindiği özellikleri doğuştan getirdiği özelliklerle harmanlaması onun kişiliğini oluşturur.
şimdi bu bilgiyi cebimize koyalım bi' zahmet!

kendi kişiliğini anlayamayacak algı düzeyinde olan insanların "valla 1 dakikada çözdü beni" diye sevinebilecekleri bir test bu. insan gibi değişken ve komplike bir varlığı tek bir resim ile çözebileceğini iddia eden beyin yoksunlarına değinmek bile yersiz, kendi kişiliğinin tek bir resimle çözülebileceğine inanan bu tiplerin arasında. gerçek olan basittir, evet. ama basit olana kolay ulaşılmaz.

kürtlerin türklere karşı sabrı

altına yazılan her kelamın nefret suçu içerdiği söylem. Nefretiniz kadar suçlusunuz. Ve siz çok suçlusunuz.

yüksel aytuğ

erkek. sadece erkek. tam da yasal sistemin istediği, yoğurduğu, eğip büktüğü bir erkek yüksel aytuğ. evet bugünkü yazısıyla ilgili söylüyorum elbette bunların hepsini.
tam bir erkek gibi davranıp, olimpiyatlarda gördüğü kadın bedenleri üzerinden kendi iştahını temsil edenler ve etmeyenler olarak bir algı ile izlemiş. memelerin küçüklüğü, kalçaların darlığı, omuzların genişliği rahatsız etmiş yükselciğimizin estetik kadın algısını.

kafasında evirmiş çevirmiş, sonra bir de kadın örgütlerine bağlamış mevzuyu. ve demiş ki, bunun için de harekete geçsinler. sanırım herkesi kendi cehalet düzeyinde zannetmek gibi bir rahatsızlığı mevcut. hatta cehaletinin ve erkekliğinin sınırlarını kanıtlamak istercesine sporun şiddetinden bahsetmiş. kadınların memelerinin küçük olmasını da buna bağlamış. enteresan. bu noktaya nasıl gelir bir insan bilemiyoruz. çünkü erkek değiliz. bu kafaya ancak erkek olanlar mı erebiliyor? hayır. sadece erkek olanlar değil. cinsiyetiniz çok büyük bir rol oynamıyor aslında.
sistemin yarattığı erk'in buyruklarına boyun eğmiş olmak yeterli. yani sisteme yamanma çabası da diyebiliriz.

ayrıca yüksel aytuğ özelinden genele giderek bir şey daha eklemek lazım; bu zihniyet kadın cinsini "meme"den ibaret görüyor. memen,n büyüklüğü oranında kadın oluyorsun onların gözünde. yanii aslında yaptıkları tüm bu yorumlar kendi nefsleri ve iştahları dolayısıyla da açlıkları ile ilgili.

orospu

sistemin yasal karısı olmaktansa, bir sokak orospusu olmayı tercih eden kadın! belki de paz (octavio paz) güneş taşı şiirinde bunu anlatmaya çalıştı.
kendini bol güneşli havalarda yağmurdan korumaya alıştıran kadınlar sokakların gölgesi olmaya devam ediyor. sıfatların en beterinden, kadınlığından vazgeçme uğruna saklanmaya çalışıyor. bir kadın daha çoğalsak bu hanede ve daha çok kadın olsak. kadın buradan söze devam eder:
orospu olur muyum? olursam ne zaman olurum? kesin olur muyum? gibi sorular her an gelir akılsız başımıza. korku kemendi boynumuzda gezeriz ha olduk ha olacağız. orospu olmadan ya da kendisine orospu denmeden ölen kadın kalmayacak. her kadın bir gün orospuluğu tadacak!
kimler orospudur? para karılığı seks yapanlar, kadın cinselliğinin cazibesini kullanıp hayatını kolaylaştıranlar, aşksız çıkar ilişkileri kuranlar ki bu guruba erkekler de gayet rahat bir şekilde girebilir. bu insanlara ikiyüzlü, riyakar falan da diyebiliriz illa da hakaret edeceksek. çifte standart isimlendirmeden de başlıyor. kadına orospu derken aynı şeyi yapan erkeğe başka şeyler diyoruz. hastalıklara isim verirken genelde hastalığa sebep olan virüs adını kullanıyor tıp dünyası. burada kadını orospulaştıran erkek bedeninden eser yok. kelime tamamen kadınla ilgili sularda yüzüyor. orospu pembesi, orospu eteği, orospu kahkahası, hatta annemin orospu çorbası gibi. hikayesini sorduğum bir gün annem, orospu her zaman evine geç gelir ve yemek yapmak için çok az vakti vardır, en kolay ve hızlı yemek de işte bu orospu çorbasıdır, dedi. çorba da orospu gibi çabuk ulaşılan ve kolay elde edilen bir akışkan oldu evimizde.

şimdiye kadar orospu olduğumuz durumlar nelerdir? örneğin eve babandan ya da kocandan sonra girdiğin için çat orospusun, memenin çatalını gösterdiğin için çat orospusun, adamın sevişme isteğini reddettiğin ya da kabul ettiğin için orospusun, evlenmediğin için, evlenip ayrıldığın için, bir arkadaşınla telefonda görüştüğün için, okula gittiğin için, şarkı söylediğin için, nişanlından ayrıldığın için, kendi seçimlerinle bir adamla beraber olduğun için, yani çember o kadar geniş ki birine uymasa bir diğerine şartların mutlaka uyar.

kimi zaman toplumdaki erkek azgınlığını kontrol edeceği, emniyet kemeri olarak işlev göreceği orospunun yüzüne okunur ya da meryam'in paçayı ancak bir tanrıya peygamber doğurmakla kurtaracağını bilmek mahvolduğumuzun resmidir. kendini encak, genelev denilen resmi bataklıklarda "güçlü" hisseden kıl kurdu oğlanlarınızı kutsal aile kuruma hazırlık yapmak için gönderdiğinizde bir eğitici de olabiliyor orospu. böylesi bir işin hakaret olarak kullanıldığı ve de böylesine bir şekilde tüm kadınların nasiplendiği başka bir alan da yok gibi bir şey. biz kadınlar doğduğumuz andan itibaren müstalbel orospular olarak doğup bu makama erebilmek için sıramızı bekliyoruz. muzur bir şekilde karadeniz şivesiyle birbirine takılan kadınlar duyardım çocukken; birbirini uzun süre görmeyen iki arkadaşın ilk karşılaşmada "orospi neredeydun?" deyip sarıldıklarında kelimenin "kadim dost" anlamına falan geldiğini düşünürdüm. ne tatlı orospulardı o kadınlar.
kelime farsçadan geliyormuş. rü spi, ak yüzlü kadın demekmiş. ak yüzlü bir kadının sokaklarda dolaşmasına dayanamayanlar kendi karalarını çalmışlar kadınlığımıza. kadınları aşağılamak için sıkça kullanılan bir söz orospu. para ve seks ilişkisi mi bu kadar aşağılayıcıdır? seks karşılığı para alınmamalıdır, alan da aşağılanmayı hak eder mi? parayı alan ve veren ilişkisinde burada parayı alan peşinen küçümsenir. bu kelimeyi en çok kullananlar kadınlarla insani ilişkisi en zayıf olan adamlar. bu adamlar haykırarak orospu dedikleri kadınlara cinsel ilişkiye girdiklerini kapıdan çıkar çıkmaz unutacaklar ve çabuk tüketilen bir teması yok sayıp, orospuluğu topluma asla unutturmayacaklar, zira orospusuz bir dünyada asıl yalnızlaşan zavallılar onlar olacaklar. her defasında orospu da olsa bu kadınlardan birinin kendilerine aşık olma olasılığı ile bari en azından insan olan orospular bu adamlara aşık olsun isteyecekler. bu yüzden de orospu olmuş kadın alternatifleri çoğalsın istiyor olabilirler. tehlikelerine göğüs germe pahasına da olsa.

mesleğin kendisi istenmeyen bir durumdur. lakin orada çalışanı kötü yapmaz her zaman. çalışan her kadın dışarıdaki her insan kadar iyi ya da kötü, aptal ya da parlak, manyak ya da makuldür. fakat toplumsal olan orospu korkunç bir kadındır. tıpkı uzak köylerdeki aleviler ya da kürtler gibi zaman zaman kuyruklu olup olmadıkları, normal insan gibi görünüp görünmedikleri de merak konusu olmuştur. orospuluğun bulaşıcılığı da korkulan bir durumdur. namuslu kadınlar orospularla temasta bulunurlarsa bu illetli hastalık namuslu kadınlara geçebilir ki, hastalık iyileştirilse de izleri ölünceye kadar hatta ebedi istirahatında bile o ölü orospuya dinlenme şansı tanınmayacaktır. bu dünyada korkulan her şeyden, en salgın hastalıklardan, en kanlı savaşlardan, katliamlardan, doğal afetlerden, nükleer sızıntılardan daha korkunç bir şeydir orospuluk müessesesi. kadının "amı" olan bir yaratık olmasıyla alakalıdır bu direk bağlantı. kadın sadece sevgilisiyle sevişse erkeksi korkular bir tek benimle mi sevişiyor der. adamla sevişmiyorsa bu sefer de sevişmediği için orospudur. e tabi genelde erkeklerin kadınlar için kullandığı bir söylemdir. bir erkeğe hakaret edilecekse o zaman yine bir kadına saldırıp "orospu çocuğu" denir. son zamanda 1000 kadınla falan yatan adamlar için erkek orospu deniyor. ama bu marmara hamsisi gibi bir şeydir. asla asıl hamsinin yerini tutmaz yani.

bir kadına ya da yaptıklarına sinirlenince güzel bir saldırı alanı akla geliyor. kadına orospu diye bağırmak. kadına beceriksiz deseniz, aptal deseniz, pis deseniz, gerizekalı deseniz, üçkağıtçı deseniz bunları size aynen iade ediyorum diyebilir. ama durumu cinsiyete indirgeyip "orospu" deseniz kadın olarak onu ahlaksızlığıyla sözde başbaşa bırakmış olabilirsiniz ki gerçekten sadece erkek olanlar için pratik bir kurtuluştur. ortaklaşa yapılan bu suç türünde diyelim iki kişi olduğu halde cezalandırılan ve toplum dışına itilen yalnızca kadındır. evlilik öncesi ve evlilik dışı ilişki en yasak şey olduğu için, erkeklerin bu acil ihtiyaçlarına verebilmek amacıyla bazı kadınların birer fahişe olması için yine bazı adamlar ellerinden geleni yaparlar. bu misyonun taşıyıcıları olarak fahişeler toplum ahlakını ayakta tutmak ve bazı kadınların ölene dek iffetini korumak adına ahlaksızlık yaparlar. yani ahlaklı kadınların garantörü olurlar bir anlamda.

edilgen bir sabit olan kadın fındık kadar amı olduğu sürece potansiyel bir orospu olacaktır. erkeklere ilhamın nereden geleceğini bilemeden, bu kelimeyi fütursuzca ortalığa saçarak kullandığınız sürece etiketlediğiniz her kadın sizin yüzünüzden acı çekecektir, acı çektikçe bu kelimeyi reddedecektir ve reddettikçe başka kadınlar, diğer kadınlar da orospu olacaktır. bu negatif beslenmeyi durdurmak için bize orospu diyenlere, evet orospuyum ama dünyada bir sen bir de ben kalsak da en ufak bir şansın yok diyebiliriz. ya da evet orospunun katmerlisiyim ama kırk yıl sevişmesem tırnağıma dokunamazsın diyebiliriz, evet orospunun önde gideniyim ama sana yağmurlu havada su yok diyebiliriz, ya da orospunun tekiyim ama sinek olsam şeyine konmam, ya da ne bileyim "ı love my dildo best" diyebiliriz.

orospuluk yaptı diye kızınızı öldürürseniz elinizde silahla bir kahraman gibi karşılanabilirsiniz, zira bir pisliği temizlemiş cesur adamsınız. aile meclisi kızkardeşlerini hastane odasında öldürmek için ağabeyleri yola salmışken devletin uykusu hepimizden derin, mahkemelerin hoşgörüsü herkesten çoktur sanki. cinayetten önceki acar, atik namus bekçileri, olaydan sonra aklını kaybetmiş deli olarak çıkarlar karşımıza. önce karısını kurşunlayan sonra kanmayıp kamyonla üzerinden geçen katil kocanın yıllarca akıllı mı deli mi olduğunu anlamaya çalışırız.

ceza yine kolayca kadına kesilir. ezelden beri kadın taşıdı zaten kolayca kirletilmenin lanetini, cezalandırılmayı, yok sayılmayı kendi ruhuna esen geçmiş rüzgarlardan. kadın öldürme, tecavüz etme ve işkence bolca duyulmuş, başarıyla uygulanmış bir yaşam pratiğiyse aklını seven adam bunu babadan oğla geçirir. çaresiz, yardımsız, parasız ve korunmasız kalan kadın gece bankta uyuyabilecek bir adam kadar şanslı değildir çoğu kez. tücavüz sıcak bir korunaktan önce gelir başına. tecavüzü önceden haberli, biraz daha tedbirli ve paralı hale getirir sadece "orospu".

kızın tekinin bekaretini bozdum, hiç basılmamış kara bastım, sıfır araba aldım, askerde tüm hedefleri onikiden vurdum. gel bak nasıl bir erkeğim. "ben her şeyin ilkini seninle yaşadım azgın boğam, güçlü erkeğim". nasıl bir ucube yarattı bu topraklar böyle! yaylalar yaylalar? bizim oğlan aşıksa zapt edilmesi gereken komşunun kızıdır.tombul tombul memeleri hayal ederken atış talimi yapan sperm fıçıları değil. bu yüzden tecavüzden yırtmak için görünmez olması gereken bizleriz, çünkü onların laftan sözden anlamayan, dizginlenemeyen bazı şeyleri var. toplumsal ciddiyetler açısından bir orospuyla birlikte olmak aşağılanacak bir durum olabiliyor yerine göre. ancak milli olmak için çoğu kez yırtılmış bir zar ile bu işe girişen erkek, bir başka zeminde milli olmanın gururunu bıyıklarının uçlarından akan bir şerbet gibi tadabilmektedir.

eğer kadın satılan bir mal ise hala birinci eli tercih edilebiliyor. madem sahip oluyoruz ilk sahibi biz olalım, tüm kullanım haklarını elde edelim o zaman bu kadın bizim eşyamızdır. kadın sahiplenilen bir malsa bekarette naylonu yırtılmamış bir paket olabilir. kadınlar erkeklerden daha çok olmak üzere alınıp satıldı. hiç bir zaman tam olarak insan olup olmadığımıza karar verilemedi çünkü. insanlar, hayvanlar ve köleler kısmında ara sıra kafamızı içine batırdığımız şeylerden dışarı çıkartıp insanız yahu insanız diyebildik. demem o ki alınıp satılma çok da yabancı olduğumuz bir şey değil, ekonomiye pek bir katkımız olmadı bari direk bedenlerimizi ortaya koyalım dedik. erkeklerin yani insanlığın ihtiyaçlarına cevap verme boynumuzun borcu olmuş bir kere. kadın satılabilmişse cinsel işlevi de pekala satılabilir denmiştir. kadın köle olarak satılabilir ve erkeğin cinsel ihtiyacı kadınınkinden daha meşru ve tartışmasızdır.

adam içeri parasını ödeyip girmiş elinden geleni ardına koymayacaktır. ceketini sandalyenin üzerine bırakıp bilmiş bilmiş kadına yaklaşsa da aynı kadından dışarıda korkar. sadece o kapalı mekan içindeki yaklaşılabilir ve korkulmazken aynı kadın adamın kendi çevresinde bir canlı bomba haline gelebilir. bir de "kerhanede orospu olsan seni çıkartır evlenirdim" tadında büyük aşklar vardır ki eğer bir er kişi o kurumdan kadını çıkartıp evlenmişse aşkının da midesinin de büyüklüğü tartışılmaz seyirci tarafından. bu da yine bir tezat durum oluşturmaktadır. zira aşık olunabilecek son kadın bir orospudur. bir orospuyu genelevden çıkartan bir kişi aşk denilen olgunun zirvesine çıkmış, hiçbir toplumsal yargıya ya da tabuya takılmadan aşık olmuştur. bu herkesin başaramayacağı bir durumdur. bu durumda, kadının "hayır be ne işim var seninle, hayatta evlenmem" deme olasılığı yoktur. her orospu kendisini bu işten kurtaracak bir cesur kurtarıcıyı bekler zannedilir.

fahişeye tek gözümüzle ağlayıp yaş dökeriz ama orospuya gözyaşı falan yoktur gönlünüzden. yine bir alt kültür ya da tam tersine bir elit entelektüel paye olarak da yazar çizer erkeklerin kullandığı orospu değil fahişedir kavram olarak. fahişeye yüklenen misyon daha melankolik ve fantastik bir entariye büründürülmüş halidir.

genelevdeki orospu düşmüş bir acizdir. istemeden orada bulunan da kader kurbanıdır. kadın orada kimliksiz bir sabitlik gösterir. hem sadece orospudur hem de yeri heo orasıdır. hareketli olanlar tıpkı spermler gibi oraya girip çıkan erkeklerdir. onlar fermuarlarını kapatıp açıp giren mobilize ekiplerdir. kadınlar karşı koyamayacağı pislikler yüzünden oradadır ama her nedense pislikler bütünün kurbanı değillerdir de kaderin kurbanıdırlar. kaderi bilmeyiz kimdir nedir, neye benzer. fakat pislikler kafamıza takılabilir, bulup görmek isteyebiliriz onları, hesap sorabiliriz misal. kader hesap sorulamayan bir şeydir. boyun eğeriz sadece. dışarıdaki vesikasız orospu seçme şansı olduğu için tehlikelidir. özellikle para almıyorsa bu suç ortaklığını kiminle paylaşacağı şeyinin keyfine kalmıştır. bu, kadın tarafından seçilme durumu, er kişinin hoşuna gitmez. bu yüzden de bir çok kadın daha katmerli orospudur. bazı hassas kriterlerle ve istemedikleri bir rekabete girerler çünkü rakipsiz erkekler. burada suç ortağı olmayıp elenenler gönderir çift sarılı orospu yumurtasını. bir çeşit taciz ateşidir "orospu" dilimizin altından kolayca fırlatabildiğimiz. böylece orospu olmaktan korkup onların istediği gibi oluruz. düzen böyledir. düşünmeden hep namuslu tarafına atlayacağız. kendi istediğimiz gibi olunca gerçekte onların kirlettiği ve kullanıma soktukları "orospu" olmayız asla. asıl orospu olan ve hep kızacağımız sadece ve sadece kelimenin kendisidir orospu, onların kullandığı anlamda. onun dışında genelevde titreyerek bacağını açan ve erkekleri en çaresiz haliyle görüp bıyıklarını silerek çıkan adamları izleyen kadınlar değildir orospu. orospu havada uçan bir virüs kelimedir ve ne zaman kime konacağı belli değildir. kolay elde edilen başka şeyler nedir "orospu" gibi mesela? kolay elde edilebilirliğin değersizleşmesi içinde kadının olması, paranın işin içine girmesi. peki, madem bir ihtiyaca cevap veriyor neden aşağılık gibi geliyor kulaklarımıza? en nihayetinde canımıza gelip dayandığı için mi, yani bedenimize? ruhumuzu satan, beynimizi satan, sesimizi satan, düşüncelerimizi satan ve bedenimizi satan bizler. beynimizin ürünü kendi dışımızda bir kağıda aktarılabiliyorsa, sesimizi dışarı çıkarıp hem kendi duyuşumuzu hem de dışımızdakilerin duyuşunu mümkün kılınıyor. bedenimizden çıkan fakat ona dokunmayan çıktılar. orospu kadın yan ürünlerini peşinen taşır yanında. geneleve giden de parası olmasa kimsenin yüz vermeyeceği bir zavallı olabilir. ve ancak parayla bir kadınla sevişebilecek kadar paralı ve yalnızdır. kadın da böyle bir adamla ancak para karşılığı yatabilir zaten. konuya en insancıl yaklaşan toplum bilimci "orospu da bir insandır" der ve yüzyılın yorumunu yapar. evet, bunu da duydunuz...

biz kadınlar her zaman bedenimiz bizimdir demişizdir. beden ve biz nasıl ve berede ayrılıyoruz, biz bedene sahip olurken biz mi bedene gidiyoruz beden mi bize geliyor, yani asıl mekanımız neresidir hala düşünüyoruz. biz bedenimiziz, yani tüm kadınlar. bir yandan da sokaktaki herkes, her erkek bedeni ve kadın bedeni bir şekilde birbirine de ait olabilir. kiralandığımız ya da saçma ilişkilerden dolayı birbirimizin bedenine sahio olur gibi olduğumuz ne çok durum var. bedenimiz tüm çırpınmalarımıza rağmen tam olarak bizim olamadı. kadın doğurmak için sevişmiyorsa, iyi bir şey yapmıyordur. erkek zevkinin peşine cinselliğini yaşarken biz neslin devamı gibi ağır bir yükü karnımıza dolduruyoruz. çin'deki bir kadın bedeni bile bazen bu ülkedeki birine dokunuyor olabilir. farkında olmadan onlarla ilgili bir karara ortak olmuş olabiliriz. mesele toplumsalın da olduğu için kadın bedeni, orospu bedeni dile gelip; şey benim şeyim, ne istersem yaparım dese de şey sadece kendi şeyi değildir, hepimizin şeyidir. içten içe sevdiğimiz, hoşlandığımız adamlarla sevişmek de isteriz, nikahı ya da toplum onayını çöpe atmak gelir içimizden. sevişmenin verdiği dayanılmaz vicdan azabı zevkimizi örseler. oysa bir kaıdnla seviştiği için kendini hakarete uğramış hisseden çok az erkek vardır.

kadın alınıp satılıyorsa, beline kuşak bağlanıp paket yapılıyorsa, saçının teli tırnağının ucu, eteğinin boyu ve bekaret kanı hepsi kendi alanında upuzun mevzularsa ahlakı da büyük meseledir, yaptığı seks de tüm toplumun tasavvurunda mühim konudur. ona buna penisiyle küfreden erkek cinsi etkin bir şekilde yaptığı eylemi dillendirir. yaptığı iş tamamen kendisine aittir. cezbolur, hazır hale gelir ve eylemini gerçekleştirir, eylemden etkilenendir kadın sadece, edilgen bir biçimde duruma maruz kalır, o kadar. bu maruzatın ara sıra da meyvelerini verir. erkek bu kadar ağır işler yaparken eylemin odak noktasındayken "orospu" olmak, edilgen olmaktan mıdır nedir kadına düşer. erkeği erkek yapan da biraz olsun orospuların varlığıdır, yoksa ne olur onların hali? "orospu" diyecek kadın yoksa ortalıkta erkek de yoktur doğal olarak. kudretini aldığı güçsüzler varlığını sürdürdükçe iktidar varlığını sürdürmeye kan emerek devam edecektir. kendisine yapılan bu hakareti kendi hem cinsi için kullanan kadın da en az bunu kullanan erkekler kadar kötülük yüklüdür. bu ayrımcılığa su taşıyan ikiyüzlü riyakar, lanettir.

(bkz: qijikareş)
(bkz: leyla saral)
derginin mayıs-haziran sayısında çıkmış'tır. internet ortamında bulunamadığından yazar tarafından saatlerce süren bir uğraşla yazılmıştır.

lock

ülkesini sevmeyi, insanlığı sevmekten üstün gören ahmakların, anlayamayacağı derinlikte biri lock. bir parça toprağı, insanlıktan üstün görenlerin anlayamayacağı bir şey için savaşıyor; insanlık.

insanların katlediğildi bir coğrafyada, tüm bu katledilmelere kulağını, gözünü ve daha önemlisi vicdanını kapatanlardan değil, tüm katliamlara sessiz kalıp, insanlığı sakatlayanlardan değil, ne güzel ki. insanlık adına umut veriyor lock'un ve onun gibilerin varlığı.
evet yastayız dostum. çünkü sen yeni yılın gelişini kırmızı don ile kutlarken, bizim insanlarımız kana bulanıyor. ve biz bunun için yastayız.

gajo

kendisi gerizekalı paratoneridir.

kürdistan

birileri yok diyor diye yok olmayan kürd'ün, birileri yok diyor diye yok olmayan ülkesidir.

siz ki alis harikalar diyarı masalları ile büyümmüş bir nesilsiniz, sizin rüyanızdaki ülkelerde şekerden evler, eğlenceli oyun arkadaşları var iken, sizin yok etmeye çalıştığınız kürdistan topraklarında, şekeri esirgediğiniz çocuklar vardır. bildikleri her oyunun sonunda ölürler. onlara oyuncak diye verdiğiniz bombalar ile.
kürdistan bir gerçektir. ve bir gerçeklik, siz gözlerinizi kapatıp "hayır yok ki, ben görmüyorum işte, yok ki" dediğiniz için yok olmaz. reca ederiz o güzel gözlerinizi açınız ve doğuya döndürünüz. çünkü tam doğunuzda kürdistan toprakları var!

kürtler kaçak doğalgaz istiyor

yanlış tespit. kaçak doğalgaz değil, ücretsiz doğalgaz istiyor. aslında bunu neden sadece kürtler istiyor anlayabilmiş değilim ben. çünkü ücretsiz doğalgaz, bu topraklarda yaşayan herkesin hakkı.

kaçak elektrik, kaçak doğalgaz, kaçak su kullanımını destekliyorum. çünkü kaçak sıfatı gerçeği yansıtmamakta, sanki hakkımız olmayan bir şeyi gasp ediyormuşuz gibi algılanmakta olsa dahi, en temek insani ihtiyaçlardır ve hepsi birer haktır.

kürtler bağımsızlık istiyor

duyan da diyecek ki adamlar sanki daha yeni istiyor bunu. uyan da balığa gidelim, kürtler onlarca yıldır ne için mücadele ediyor sanıyorsun trt şeş için mi? onca kürt bu saçma kanal için mi canından oldu sence? çocuk mu pış pışlıyorsunuz?

elbette ki bağımsızlık istiyor kürtler ama sizin de hakişm olduğunuz gibi bunu el avuç açarak, aman dileyerek istemiyorlar. bizim verdiğimiz savaş kurtuluş savaşı da onları ki neden terör anlayamadım ben. anlayan da beri gelsin yani.

ya o değil de bak benim takıldığım başka bir nokta var, saçmalama konusunda üzerinize yok sizin uludağ sözlük gerzekleri olarak. neymiş efenim kürtler anlamını bilmedikleri bir kelimenin peşine düşmüşler de, bilmem ne. özgürlük bir kelimeden ibaret ise sizin için orası ayrı. ama özgürlük sonradan öğrenilen bir kelimeden çok daha mühim bir dürtüdür. özgürlük kelimesinin anlamını bilmeden de özgürlük için mücadele edilebilir pektabii. siz her şeyin anlamını çok iyi bildiğiniz için tanım içermeyen forum tadında giriler ile pisletiyorsunuz bir sözlüğü değil mi? sizin özgürlük kelimesinin anlamını bilen beyninize sıçayım ben.

tanım; doğru bir tespittir.

kürtler tanrıdan da tam bağımsız olmak istiyor

türklerin kendilerini tanrı yerine koyduklarının bir göstergesidir bu beyanat. saçmalama konusunda üstünüze yok. hangi kafalarda yaşıyorsunuz merak ediyoruz biz.

sevişmenin garipsendiği siyaset

sevişmenin ahlaksızlık ilan edildiği ülkelerde yapılır.

memleket bölünecektir

tüm sınırlar ve duvarlar yıkılacaktır. öyleyse doğru tespittir.

o değilde bu dini bütün beyaz türk halleri mide bulandırıcı lan. çelişik insanlar sizi. hem diyorsun beklenen olaydır hem de diyorsun allah korusun beklenenler yanlış olsun.

bir şey oluyor ise, sizin allah inancınıza göre zaten kaderdir kuzum. adam kendi yazdığı kaderden seni niye korusun lan. koruyacağı şeyleri neden yazsın. başka işi gücü mü yok? tey allam sanarsın tanrı boş gezenin boş kalfası...

kürdistan

(bkz: kürdistan kürtlerindir)

ahahha komik misiniz lan siz? ekimle siki arasındaymış. yok kekoları trene bindirecekmiş... çok güldüm ya, bölücü ..... * sizi.

mhp nin olmadığı meclis

bu ülkenin bölünmesini mhp engelliyor ise derhal bölünmesi gereken bir ülkenin meclisidir. faşizmin birarada tuttuğu bireyler salt korku yüzünden biraradalar demektir.

dayı

bugün yeğenleri yeniden gözaltına alınmıştır.

#grup yorum