bugün

entry'ler (53)

biriyle sevişmeden önce bilinmesi gerekenler

sevişilecek kişinin adı.
sevişilecek kişinin medeni durumu.
sevişme ortamı hakkında yeterince ayrıntı.
başla...

yazıyı bulan bir türk olsaydı ilk yazılabilecekler

buraya çöp döken eşşooğlueşşektir.
sahibinden safkan arap görünümlü moğol atı - 0758 45 23
boğaçhan aybikeyi seviyo.
çarşı cengizhana karşı
nuri alço

ay a ayak basan türk ün ilk sözleri

neriman... neriman nereye kayboldun lan...

hasan can

şişko bi amcadır. sabahın körü ellerinde poşet, var mı bi ihtiyacınız muhterem, deyen ikisi penguven biri badem bıyık güruha, baksır kirli sakal eşliğinde, de s.ktirin, dedikten sora, delikten baktığımda berkecan tecimsel-yedi numara, çarpı çek pezevenge fişlemesini izlediğim şeydir. fikirdir yani. eşhedü. ne.

mini eteğin altından görülen meme ucu

götü başı karıştırma durumudur. efendi olunmalı, memeyle yetinip ucuyla uğraşılmamalıdır.

hayatı boyunca hiç mala vurmamış erkek

hayatı boyunca hiç mala vurdurmamış kadınla olası bi ilişkiye girse, hayat bayram olsa, durumu erkektir. yadırganacak bişey yoktur. mal bu mu. bu. mavisi yok mu bunun, türü uzatılabilir girizgah.

denizbank reklamı

denyıl difonun kemiklerini sızlatan reklamdır. erdal yağcılardan rabinsın olursa eh yani, kavt kuvt, deyen eşşek kadar bayazıttan da bu kadar cuma olur. külliyen cehalet, yüzme bilmiyen yeteneksizler forevır.

evlilik

ayrı ya da aynı cinsten iki insanın toplum ve yasalar önünde.. neyse, epeydir yapmadığımdan tören sırasında edilen lafların bazılarını unuttuğum-laf edilmiyordu bizde tamam. gelinin anası amma da şişko, damadın eltisi bağamlı galiba türü mırmırları saymazsak.
türg gadını otuzunda çöküyo abi yaau, atalarsözünü gözardı etmeden aralık onbeşe kadar halledilecek işler listesine eklemeli bu işi. aşk-meşk, mantı evliliği, ayaağna bas-kafasını pörtlet şeyleri detay bence.

yıldırım önal

kolpa tutunamıyanların cirit attığı berbat hayatta, ödülünü bi şişe şaraba takaslayan tekgöz... güzeladam.

atatürk bugün yaşasaydı yapacağı şeyler

rakı-beyaz leblebi...

kalkisa hazirlik

motorun artan uğultusu, pistbaşına doğru hafiften zıplaya zıplaya hızını artıran tekerlekler, ısrarla tüm yolcuları işitme engelli varsayan hostesin elini kolunu sağa-sola, yanlara açıp, denize çakıldığmızda yapılması gekenleri açıklama çabaları, uyarı ikazları, koltuk kenarlarına tırnaklarını geçiren laci takımlı, boncuk boncuk ve içten içe terleyen amca,(uyarı ikazı ne yaa, mesela örneğin gibi olmuş - gevelediğim şeydi aslında, cepleri kapatın, cıgara içilmez...bilmemne türü teypten gelen ablanın tatlı sesi), üç kulhüvallahi bir elham.

tutunamayanlar i bitiremeyenler

gerçek tutunamayanlardır. tutunamayanlar gibi bi metni bitiren, bence elbet-tutunamayan olamaz. kaldı ki, selim de bi zamanlar okumadığı bi kitap hakkında ileri-geri yapmıştır. battalgaazi romanları gibi abi yaa, ne kadın var ne bişey..sayfa oldu ikiyüzdört haala süleyman haala kargı...ironisine de aydınına da sakallıoğuza da...ne

ergen kızların güzin ablaya sorduğu tarihi sorular

-sevgili güzin abla,
sizin için ef niki almış, kafa yapıyo milletle, diyorlar. saygılar abi.

the french lieutenant s woman

jeremy irons-meryl streep ikilisinin döktürdüğü defalarca izlenebilecek film.

darmadagin

takatsız, nefessiz, dermansız kalmak..kesif bir hiçlik, kocaman bi boşluk duygusunun yavaş, çok usul, iliklerine işlemesi. ağlayamamak, tıkanmak ve bunun ne kadar böyle süreceğini bi an aklına getirip ürpermek.bellek yitimi.özetle dağlara-taşlara...

hayvanların ağzından atasözleri

bülbülü altın kafese koymuşlar...
arkadaşım, bakın... bi yanlışlık yapıyosunuz sadece isim benzerliği...alooğ buranın yetkilisi kim

ahmet kaya tişörtüne linç girişimi

kitle psikolojisi şakaya gelmez. urun kahpeye, daha da öncesine giden, neredeyse refleks bi tepkidir bu bizim gibi içi boş bi ton lafla güdülen topluluklarda. fener formasıyla alisamiyen civarında dolaşın sıkıysa ya da saraçoğlu etrafında sırtınızda cimbom forması. ağzınız burnunuz birbirine girer ve bunla yırtarsanız verilmiş sadakanız vardır. kitle psikolojisi şakaya gelmez. düşünelim bi an, sırtında binladin tişörtü bıroklin köprüsündesin. toplaşırmı yirmi dakka içinde canhıraş zenciler ya allah bismillah...
tuğçe naaber, deye ekranbaşında sabahlayan berkecanı mıntıka temizliği sonrası eğitimli gerillaya karşı dağa salarsan ağlarız daha çok hüngür hüngür. ben ağlıyorum en azından hem de hüngür hüngür. bu nassı "bi avuç çapulcu"dur ki arkadaş sonu gelmemiştir otuz yıldır bu nassı bi avuçtur. ahmetkaya dingilinin resmi olan tişört giydi deye üstüne parçalarsın elbet iki gariban hırboyu. bence elbet- bu da ağlanası bi tepkidir. cinnettir.burdaki hırbo, gariban manasındadır, murat uyurkulak mı nedir o abinin kitabındaki fantastik ülkedeki fantastik adamdır.
ne isaya ne musaya yaranamayacağım kesin, zaten öyle bi kaygum da yok.elinde silah olmayan, tehdit oluşturmayan iki türk vatandaşına yapılan bu linç girişimi özetle mastürbasyonun önde gidenidir. deyin ki toplaşalım, neredir bu kandil, gidelim..kıralım kırılalım... bi dakika duran top, olsun. amma zavallı, çopur bi kurt kırmasının kangalların arasına atılıp, parçalanmasını zevk ve huşu içinde el çırparak izlememi bekliyorsanız benden-yokum-pas...

turgut özal

televizyonda göründüğünde rahmetli anneannemin başörtüsüyle yüzünü kapayıp, suratını ekrandan çevirdiği tonton amca. bekeze : benim anneannem işini bilir.

jonathan livingston

karıncalar gibi biteviye bi araya toplaştığımız, terli-nemli yaz zamanlarının saçmalığını ayrımsayamadığımız, abuk sabuk küçük mut parçalarını tevekkül edip yaşamak güzel şey be kardeşim, deye mırıldandığımız, hiç tatmasak da aahh aşk, deye dilimize pelesenk ettiğimiz sanrı sözcükleriyle kumsaati ömrümüzü tükettiğimiz, biz insancıkların -serinlemek için en azından- şiddetle okuması gerek amerikalı bi pilotun yazdığı başkaldırı manifestosu.

ramora

"Ramora, seçtiği balığı bir yerden diğerine ulaşmak amacıyla kullanır. Balık Ramora'dan kurtulmak için bir efor sarfetmez, zaten denese de bir seçeneği yoktur. Ramora için önemli olan bu beraberlik balığın umurunda değildir..."
(Fotoğraf sanatçısı Alp Sime'nin bi dergide çıkan yazısından)
ne zaman hüzünlü, buruk, kekremsi, kırıkdökük, vıcık vıcık bi meşk öyküsü duysam, görsem, yaşasam, yaşadığımı sansam, sapla samanı karıştırsam Ramora gelir aklıma, Hoşçakal Ramora, deyesim gelir. Hoşçakal Ramora, hoşçakal...