bugün

entry'ler (69)

sokaklarda parmak arası terlikle dolaşan dingiller

genellikle kendilerine meslek olarak inşaatçılık gibi taşeron meslekler seçen ismi lazım değil şahıslardır.

bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar

sınıfta kızlarla uzun eşek oynamaktır.bizzat bendeniz tarafından tanık olunmuştur...

alınan ekmeği yolda kemirmek

(bkz: olsa da yesek)

saba tümer

içine fosgen gazı kaçmış ilk ve tek kadın spikerimizdir.

ek is olarak sozluk yazarligi yapmak

1) sozluk yazarlığı yapmanın da, bir birikim ve yetenek gerektirdiğinin bilincinde olmaktır.

2)yapılan bir şeyin görünüşte ek iş, gönüllerde ise tek iş olduğunu söyleyerek, sözlüge ve daha eski nesil yazarlara ben de sizdenim mesajını gerçekten en içten dileklerle tek seferde göndermektir.

ustun nitelikli 5 nci nesil yazarlar

böyle bir başlığa yorum yazıp yazmamasının gerekliliği konusunda fazla düşünmeden net bir karar verebilen yazarlardır.

pitbullu doven golden retriever

haddini bilmez köpeğin tekidir.

hanım koş diye diye hanımı atlet etmek

burada geçen hanım tabirini; nedense, hep başörtülü,okumamış,birden fazla cocuk sahibi,yöresel anne olarak algılayıp,
tüm bu saçmalıklara bir anlam vermeye çalışırken göze takılan başka bir enrty'e yönelmektir.

seri eksi veren ibneyle tanismak

karşılaşan yazarlarımızın bu kez sorunlarını konuşmadan halledebilmelerini sağlayacak olan uygun ortamın oluşmasıdır.

geçmişe duyulan özlem

aynı zamanda şiir de yazan bir uludagsozluk yazarının,bir şiiriyle karşılık vereceği başlıktır. şöyle ki :

ŞiMDiKi ZAMANLAR

Hiç bir şey aynı değil şimdi.
Ne sabahları doğan güneş,
Ne de geceleri beliren ay.
Her şey değişmiş ister istemez.

Dedim ya hiç bir şey aynı değil.
Aynı olan tek şey değişim.
Daha doğrusu değişim denen şey de,
Geriye gidişin yeni tanımı.
Ama eskilere doğru değil,
Eskitene doğru.

Her yapılan tek amaca yönelik,
Yani herkesin yaptığına.
Ama kimse ne yaptığının farkında değil,
Yoksa hiç böyle olurmuyduk?

Hiç bir şey aynı değil şimdi.

Ne her gün yediğimiz ekmek,
Ne de onu alıp,eve dönerkenki tadı.
Ya da o kısacık mesafede ,
Karşımıza çıkan candan dostlarımız.

Dedim ya hiç bir şey aynı değil.

Ne yaptığımız kahvaltı anlamlı,
Ne de kahvaltı da anlattıklarımız.
Sadece karın doyurmak maksat,
Sadece yarını bugünden satmak.

Ne bir gayemiz var,
Ne de dilimizden düşmeyen bir şarkımız.
Ah o eski şarkılar...
Ne güzeldi onları dinlemek,
Sevdiğimiz birine dinlettirmek için,
Gösterdiğimiz çabalar,
Ne güzeldi değil mi?

Her işte bir emek vardı eskiden,
Her işte bir hayır,bir saflık vardı.
Şimdiki gibi safsatalık değil.

Hiç bir şey aynı değil şimdi.

Ne soluduğumuz hava,
Ne de içtiğimiz su.
Her şeyin kökünü kurutan insanoğlu,
Doğal olan her şeye bir kulp takmış.
Süslemiş püslemiş her şeyi,
Sanki böyle güzel değilmiş gibi.

Hiç bir şey aynı değil şimdi.

Ne gördüğümüz hayal,
Ne yaşadığımız hayat.
Aynı olan tek şey zaman,
O da son anlarını yaşıyor artık.
Hey gidi koca dünya,
Biz sana böyle ne yaptık?

E.Faruk ÖZDEMiR
21.04.2007

allah yalan soyluyor

insanların bazen okudukları,duydukları,ya da gözleri kapalıyken gördüklerini zannettikleri durumlarda ağızlarından çıkan ''gereksiz yere insanın canını sıkıcı'' kelime parçacıklarıdır.

şarkı

laril lira

sana sırlarımı verdim, aldın ama gizleyemedin
sana gözlerimi verdim, baktın ama göremedin
sana selam gönderdim "aleykümselam" bile demedin
diyemem artık sana "yar", para etmez bir aşkın var

laril laril laril lira lira
senin aşkın yüzbin lira

söylediler inanmadım
seni böyle tanımadım
gözlerime şahit oldum
söyleyecek söz bulamadım

eteklerin diz üstünde
boyaların yüz üstünde
kirli duygular içinde
para etmez bir aşkın var

laril laril laril lira lira
senin aşkın yüzbin lira

bir zamanlar benim idin
şimdi olmuşsun ellerin
kalmadı bende değerin
senin aşkın yüzbin lira

eteklerin diz üstünde
boyaların yüz üstünde
kirli duygular içinde
para etmez bir aşkın var...

müzik dinlerken entry girmek

aynı anda iki şeyi yapamayan yazarların kim olduklarını öğrenmektir.

sevisirken kalp krizi gecirmek

(bkz: yurekten sevmek)

(bkz: bu kalp seni unutur mu)

(bkz: seni bana kalp diye koymuslar)

(bkz: bana seni seven bir kalp bile birakmadin)

entry girdigi an oylamaya bakan yazar

emeğinin karşılığını bir an olsun beklemeden almak isteyen, maymun iştahlı ve yazarlığa yeni adım atmış şahsiyettir.

dans ederken cocuga tekme atmak

yaşını başını almış ama içinde halen en az onun kadar hayvan bir çocuk besleyen şahsiyete sunulabilecek alternatif eğlencedir.

seni modlara sikayet ederim diye tehdit eden yazar

şiir de yazan 5. nesil bir yazarın, okuduğu anda ''kendisine yazar desek kaç yazar'' gibi aşağılık bir dizeyi aklına ister istemez getiren şahsiyetin ta kendisidir.

ilkokulun vazgeçilmezleri

5.sınıfta,öğretmenimizin(bakın hala öğretmenimizin diyorum),2.teneffüs zili çalmış olmasına rağmen hala sınıfa koşuyor olduğumuzu görmesi,bu duruma haddinden fazla sinirlenmesi sonra sınıf kapısının önünde gardını alıp, geçen son kişinin k.ıçına tekmeyi sallamak amacıyla beklemesi ve son giren öğrencinin durumu yaşayarak öğrenen(aldığım önemli derslerdenmiş meğer,hala hatırlıyorum ilk günkü gibi)bendeniz olmasıdır.

dis fircalama teknikleri

biri ucuz(ince telli) diğeri pahalı(kalın teli fazla olan ve titreşimli) olan iki dış fırçası alınır.işlem bu birbirinden fonksiyonlu diş fırçasına uygun kalitede iki diş fırçasının temin edilmesiyle devam eder.son olarak sırasıyla önce ucuz diş fırçası ve macunun sonra pahalılar kullanılmak suretiyle işlem tamamlanır.bu yöntem isveç bilim adamları tarafından son anda denenmekten vazgeçilmiş bir sistemdir,gerisini siz düşünün o derece yani...

periyodik seri eksi oy veren ibne

gün içinde,(batıl inanç ama bu anlamda inanmak istiyorum),kulakları, biz duyarlı yazarlar tarafından periyodik olarak fazlasıyla çınlatılan meçhul kişiliksizdir.