bugün

entry'ler (641)

bilkent üniversitesi

yeni öğrencileri için birkaç ipucu ve tavsiye vermek istediğim üniversitedir.

---kayıt

*kayda giderken yanınızda kalem götürün, sıranız gelmeden önce birkaç form dolduruyorsunuz. kaleminiz olmazsa masa masa dolaşıp kalem arıyorsunuz.
*form doldurduğunuz masalı sandalyeli yerde beklerken bedava çay kahve vs. içebilirsiniz(su paralı). yiyecek/içecek masrafı eğitim hayatınız boyunca size girecek, o bedava şeylerin tadını çıkarın asdasfasd.
*acayip kalabalık gibi duruyor ama hızlı ilerliyordu sıra geçen yıl.*kayıt yerinde en soldaki masadan başlayıp hiç masa atlamadan ilerleyin(hazırlık atlama sınavına başvurmayı falan atlamayın diye), en sağ masadan bilkentli olarak çıkın.
*öncesinde internetten falan doldurup bastırdığınız bir form mu ne vardı, ailenizin ve sizin imzanız gerekiyordu, o formdaki bilgilerde değişiklik yapamıyorsunuz ancak baştaki sıralarda o bilgiler girilirken düzelttirebilirsiniz hataları.
*kayıt sırasında spor salonuna kaydolmak isteyip istemediğiniz sorulacak, kaydolun çünkü zaten ücretsiz.
*hazırlık sınavına girecekler için deneme soruları gibi bir şey dağıtıyorlar kitap şeklinde, ondan alabilirsiniz.
*verdiğiniz vesikalık fotoğraflardan bir tanesi size geri verilecek. daha doğrusu bilgilendirmede 8 tane vesikalık yazmasına rağmen başta 7 tane isteyecekler. 8. vesikalığı da en sonunda öğrenci kimliğiniz için isteyip vesikalığı taratıp size geri verecekler. tabii değişmediyse.

---oryantasyon

*oryantasyon günleri sizin üniversiteye daha kolay ayak uydurmanız için yapılmış bir şey. hem yerleri öğreniyorsunuz hem de okulla ilgili size bilgiler vs. veriliyor.
*oryantasyonun ilk günü ilk iş olarak odeon'daki programa katılacaksınız. henüz kimseyi tanımıyorsunuz tabii, o yüzden hemen liseden tanıdıklarınızı bulun ve onlara yapışın. tedli veya tflli iseniz zaten istemeden bir sürü tanıdığa denk gelebilirsiniz.
odeon programı öncesi ve sonrasında olur olmaz önünüzü kesip sizi kendilerine katılmaya çağıran manyak topluluk görevlilerinden kaçın, gerekirse gafalarına gafalarına vurun. müstehak onlara.
*odeon'da atalar'ı tanıyacaksınız ve adama güleceksiniz. bir yandan zayıf hitabeti canınızı sıkacak. ilginç benzetmelerde bulunacak(bize o dolaba girmeyin falan demişti). gerçi söylediği şeyler doğru da... neyse.
*toplulukların standları acayip kalabalık oluyor ama adresinizi listelerine ekletmek için en iyi zaman gibi, sonrasında ulaşamayabilirsiniz. bir de bazı topluluklar var ki adamlar resmen kapalı bir oluşuma gitmişler. bu toplulukların ne bir standı olur ne de kendilerine ulaşabilirsiniz. bilkent frp topluluğu, nerdesiniz abi siz? neyse zaten bilkent öğrencilerine pek boş vakit bırakmıyor. atalar da o odeon konuşmasında onu anlatıyor ama o sırada insan gerçekten o kadar vakit alacağına inanmayıp gülüyor.
*kayıtta dağıtılan kitapçıktan kendinize bir oryantasyon programı seçmiş olmanız lazım. sonrasında oryantasyon zamanı kuyruğa girip o oryantasyon için topluca biletler almanız gerekiyor. bazı paket programlar diğerlerine göre daha çok talep görüyor ve sıra acayip uzayabiliyor. yılmayın, sabredin. bir de bazı uyanıklar gelip sıraya bilet bitmiş diye bağırıyor, o biletler bitmez. bunlar hep sizi sıradan ayırmak için yapılan oyunlar. kuyrukta beklerken d sıcaktan eriyeceksiniz.
*oryantasyon programlarında genetik ve biyoloji tarzı şeyler genelde sıkıcı oluyor. ilgi çekici konular olsa da konuşmacıların tarzı iyi değil. hele genetiğin başındaki yaşlı adam mı ne bir şey sunarken tüm izleyiciler uyumuştu.
*biletiniz olmayan oryantasyon programlarına da katılabilirsiniz ama önceliği bileti olanlara veriyorlar ve boş yer kalmışsa sizi kabul ediyorlar.
*oryantasyon şeylerine katılırken girişlerde kart okutma cihazları var, o şekilde puanlar hesabınıza yazılıyor ve ge100 adlı oryantasyon dersinden not alıyorsunuz. bazı paket *programlar "a" almanız için gerekenden fazla şey barındırıyor, istemezseniz gitmezsiniz.
*oryantasyon zamanı oradan oraya giderken okul size muazzam büyüklükte ve yürünerek gidilmesi imkansız gibi gelebilir ama yıl içinde aslında o kadar zor olmadığını anlayacaksınız. eğer çok umutsuz bir durumda kalırsanız taksi çağırın. zaten oryantasyon zamanı akıllı taksiciler etrafta dört dönüyor öğrenci kapabilmek için.
*acıkınca yürüyerek ankuva'ya real'e falan gidelim demeyin, biz niyeyse gitmiştik ve çok saçma oldu. okulda açık olan yerlerden yiyin.
*bölümünüzün tanıtım ve tanışmasına falan gideceksiniz. bölümden mezunlar gelip bölümü tanıtıp tavsiyeler verecek, hocalar kendini tanıtacak vs. o tiplerin çoğunu bir daha göremeyebilirsiniz. kimisi hazırlığı hemen atlayacak, kimisi bir yıl okuyacak, kimisi bir türlü atlayamayacak...
*oryantasyon programlarının yapıldığı yerleri bulmak için okulun size kayıtta verdiği haritayı kullanabilirsiniz ancak onun yerine uygulamasını indirirseniz çok daha kolay olur. hem direkt listeden bina imlerini ayarlarsınız, hem de o anda nerede olduğunuzu görebilirsiniz. bunu oryantasyon dışında okulun ilk günleri kullanacaksınız. "bilkent university mobile" ve "bilkent mobile" adıyla iki tane uygulama var. ikincisini öğrenciler yapmış sanırım ve onda akademik takvim, yemekhane menüsü, otobüs saatleri, harita gibi birkaç şeyi tek yerde toplamışlar.

---ilk zamanlar

*zaten dersleriniz size otomatik olarak yüklenecek, siz de sonra onun üstünde değişiklikler(saat veya hoca) yapabileceksiniz. zaten ayarlanmış olduğundan saçma sapan bir program gelmez önünüze sanırım, olmazsa siz olabildiğince dersleri arka arkaya getirirsiniz. aynı ders işleniş olarak hocadan hocaya bayağı değişebiliyor, özellikle ingilizce. ingilizce dersinizin moodle'ından ders temasına bakın. hoca hakkında süper yorumlar yapılmış olsa bile dersin teması ilginizi hiç çekmiyorsa o dersler işkence gibi gelebilir. facebook'tan ders seçimi yardımlaşma platformuna bakabilir veya internetten hocaların adını aratabilirsiniz. bilkent kampüs veya ekşi sözlük gibi yerlerdeki yorumlar işinize yarayabilir ama körü körüne hocaya sövenlerin öğrencilik kalitesinden şüpheleniyorum ben genelde.
*ilk zamanlarda tanıdıklara yapışma olayı devam edebilir, sonra yavaş yavaş herkes kendi yoluna gidecek. farklı bölümdekilerin birlikte takılması biraz zor, aynı bölüm ve dönemden ortak derslerinizin bol olduğu insanlarla kaynaşırsınız zaten istemeden.
*tek bir yemek yerine takılı kalmayın, her yeri deneyin başta sonra zaten herkesin(veya arkadaş grubunun) bir tercihi olur.
*ders planınızın fotoğrafını çekin, sürekli telefondan girip bakmakla uğraşmayın. hatta hocaların yerlerini falan da çekebilirsiniz katalogdan. hatta ders programını ekran koruyucu falan bile yapabilirsiniz löl.
*planda örneğin 4 saat gözüken ders aslında 3 saat işlenebilir, hoca ilk günlerde hangi saati "flexy hour" olarak belirlediğini açıklar. bu flexy hourlar sınav öncesi veya yetişmeyen işler için falan kullanılıyor. eğer o günün ilk saati işlenen bir dersse o ilk saat hoca ve öğrencilerin yararı için flexy hour oluyor. tabii semt servisiyle geliyorsanız bir yararı yok, ben yine gidip o boş derste kafamı sıraya koyup uyuyordum.
*stars mobil versiyonu her şeyi göstermiyor ama masaüstü versiyonu da telefonda düzgün çalışmıyor. android uygulaması mevcut bu arada.
*diyelim bir dersinizin yeri planda "a-212" olarak gözüküyor, o zaman sizin o dersliği a binasında ve 2. katta aramanız lazım. "a-z12" deseydi aynı binada zemin katta olacaktı.
bazı binalar tek parça gibi gözükse de çok geniş ve bir sürü kapı olduğundan farklı kısımları farklı harflerle adlandırılabiliyor. mesela a binası içinde olduğunuz yere göre dersliklerin adındaki harf değişebiliyor.
*oryantasyon için okulun sistemine girip bir şeyler yapmanız istense de çoğu konuda kafanız karışacak ve size okul neyin ne olduğunu tam olarak açıklamayacak. stars'ı kurcalayın, gerekirse üst dönemden tanıdıklarınıza veya okulun size atadığı danışman öğretmene(stars'ta yazıyor olması lazım) sorun.
*dersler başladığında hocalar sizden moodle'dan derslerine kaydolmanızı isteyecek. stars'tan giriş yapıp dersler kısmından moodle ikonuna basarak(turuncu "m" harfi gibi bir şey) moodle'da ilgili yere girip derse katılın. dersle ilgili materyaller vs. hep moodle üstünden ulaşılabilir olacak. ayrıca istenildiği gibi derslere kaydolmazsanız hocalardan güzel tripler yiyebilirsiniz. ben yemedim ama yiyeni gördüm ingilizce dersinde, tırstım. kaydolun abi.
*okulun size verdiği e-posta hesabını düzenli olarak kontrol edin. okul duyuruları vs. dışında hocalar da iletişim için onu kullanacak. düzenli kontrol edin ki hocanın iptal edip oradan bildirdiği derse gidip kimse gelmeyince "noluyo lan?" deyip paniklemeyin. hocanın size ulaşırken başka bir adresi kullanmasını istiyorsanız hocayla konuşun ki adres listesini düzenlesin. okul adresinizi bir de campustalk için kullanacaksınız, neyse görürsünüz. eğer şifrenizi falan unutursanız bilgi işlem kısmına falan gidip hesabınızı geri alabiliyorsunuz.

---diğer

*hazırlığı atladıysanız çevreniz hazırlık okuyanlara göre daha dar kalabilir. hazırlık sayesinde insanlar her bölümden birini tanımış oluyor. ha yine olsa yine okumazdım.
*her hafta bir parti ilanı görebilirsiniz.
*pahalı arabalar var, evet.
*kullanabilirseniz okulun çok güzel imkanları var. zaman ayırmak lazım.
*liseden daha erken saatte kalkmanız ve daha geç saatte evde olmanız gerekebiliyor.
dersler için zil çalmıyor tabii(hazırlıkta çalıyormuş). dersin süresi hocanın insafına kalmış ama servise yetişmeniz lazımsa özür dileyip depar atarak çıkabilirsiniz tabii.
*cope'ta yüksek bir şey almak için tabii çalışmak falan lazım ama hazırlığı geçmek o kadar zor değildi.
*hocalar ödevlerin moodle'a yüklenmesini ister ve bir deadline verir(saate pazar 23.59 örneğin). mümkünse son güne bırakmayın, benim gibi adrenalin dolu geceler yaşamayın. saniyeyle deadlineları kaçırmayın. gerçi kişiye göre değişiyor, önceden başlasanız bile ilginç bir şekilde ödevi bitirmeniz tam deadline öncesini bulabiliyor(bende öyle).
*ingilizce gibi devam zorunluluğu ciddi olan derslerde yoklama hiç aksamazken diğer derslerde bazı hocalar blok ders için tek yoklama alırken bazı hocalar da hiç yoklama almayabilir.
*düzgün çalışan bir printerınızın olması büyük kolaylık olabiliyor. özellikle iletişim ve tasarım bölümündeyseniz.

---iletişim ve tasarım özel

*ilk haftadan size verilen sürede bir şeyler çizmeniz ve çizdiğiniz kağıdı da istenilen ölçülere göre kesmeniz istenecek. bu tarz şeylere tabii alışkın olmayınca insan stres olabiliyor.
*sizden istenen malzemeleri koyacağınız çanta 50x70 olursa üstünde kesim yapacağınız mukavva dahil her şeyi yanınızda taşıyabilirsiniz ancak öyle de oldukça ağır oluyor. hatta benim çantamın askısı ağırlığı kaldıramayıp kopmuştu. ayrıca büyüklüğü nedeniyle serviste ve toplu taşımada vs. size rahatsızlık da verebilir. ben yine de 50x70 çanta kullandım. siz de benim gibi yaparsanız çantanızı serviste cam kenarındaysanız bacağınızla öndeki koltuk arasına, koridor kenarındaysanız da koridordan hemen yanınıza koyabilirsiniz. toplu taşımada bacaklarınızın arasına fazla yer kaplamaması için mümkün olduğunca çaprazlamasına sıkıştırın. basic design olmayan günlerde tabii normal sırt çantası her şeye yetiyor.
*spoiler olmasın diye örnek vermeyeceğim ama basic design dersleri örnek yapıp sonra öğrenmek üstüne gibi bir şey. örneğin sizden bir şey yapmanız isteniyor, o şeyi nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz ama bir şekilde bir şeyler yapıyorsunuz. sonra hepsi panoya asılıyor ve ne yapmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. direkt hata üstünden öğrenme de denilebilir. tabii yine de bir süre sonra o proje ödevlerinden not alacaksınız. istenen şey açık gelmeyebilir, hocaya sorun. bir de sınıfta hoca anlatırken her şeyi anladığınızı sanırsınız ama işin başına oturunca kafanızda bir sürü soru peydahlanır. üstelik hocanın söylediklerini falan da hatırlamazsınız. herkes birbirine sormaya başlar. en iyisi bizim yaptığımız gibi kendi döneminiz için bir fb grubu oluşturun ve ödevleri vs. orada tartışın. yanlış yönlendirmeler de olabilir tabii, olmazsa yine e-postayla sorarsınız hocalara.
*çektiğiniz fotoğrafları hızlıca bilgisayara atabilmek için eğer bilgisayarınızda hafıza kartı girişi yoksa hafıza kartı okuyucu aparatlardan alın. net kırtasiye'de(ff binasındaki sürekli kullanacağınız kırtasiye) örneği var.
*ilk dönem bilgisayarda tasarım yapma yok, sürekli karton falan keseceksiniz işler için. tabii program kullanmayı biliyorsanız katkısı olur, kartona çizmek yerine istediğiniz şekilleri bilgisayarda yapıp çıktısını alıp kartona yapıştırıp kartonu öyle kesebilirsiniz. ikinci dönemdeyse projeleri elle yapma izniniz olsa da çok dezavantajlı olacağından programlarla bayağı haşır neşir olacaksınız.
*bilgisayar dersi eğer öğretilen şeyleri biliyorsanız çok sıkıcı gelebilir. eğer öğretilen şeyleri bilmiyorsanız ve ilgilenmiyorsanız da bu sefer hem çok sıkıcı hem zor gelebilir. html sayesinde genel site mantığını yavaş yavaş anlamaya başlıyorsunuz, üstüne siz internetten öğrenerek php vs. diğer dilleri de öğrenebilirsiniz.
*adobe photoshop, illustrator gibi programlarla ilgili hocalarınıza sorular sorabilseniz de size bu programlar direkt öğretilmeyecek(ikinci yıl bilgisayar dersinde flash falan var). önceden kendi çapınızda insanların yüzlerinin yerini değiştirmeler falan yapmış ve internetten tutoriallara bakmışsanız ilk aşamada size rahat yetecektir diye düşünüyorum. normalde planda olmamasına rağmen bizim dönemde bilgisayar derslerinde araya ms office'in açık kaynak kodlu hali olan openoffice programları sıkıştırıldı ama bence onlarla hiç uğraşmayın. direkt en çok kullanılan programlara alışın. yalnız ödevlerinizi yazarken veya düzenlerken okul bilgisayarlarında ms word bulamayacağınızdan openoffice'te ne nasıl yapılıyor genel olarak(özellikle ödev formatı için satır aralığı ayarlama gibi şeyleri) bilmenizde fayda var.
*önceden photoshop biliyorsanız ilk dönem için yeter de artar bile ama ikinci dönemde illustrator da öğrenmeniz gerekiyor(teknik olarak zorunlu değil ama pratik olarak zorunlu gibi). son final projesi için hatta indesign bile öğreniyorsunuz(yine teknik olarka değil ama pratikte zorunlu gibi, başka programlar kullanabilirsiniz ama uzun yoldan uğraşmış olursunuz ve çıkacak sonuç potansiyelin altında kalır). eğer bu programlarla hiç alakanız yoksa ve öğrenmek de istemiyorsanız can çekişebilirsiniz. öğrenmek istiyorsanız çoğu şeyi internetteki rehberlerden rahatlıkla bulabilirsiniz, olmazsa yine hocalarınız var. photoshop kurcalamaya da müsait bir program, kendiniz de bir sürü şeyi keşfedebilirsiniz.
*aslında bölüm genel olarak yukarıdaki gibi sanırım. size her şeyden bir şeyler gösteriyor ama onları geliştirmek ve bir alana yönelmek sizin elinizde.
*siz de ilk dönemde art and culture derslerini içerik olarak acayip sıkıcı bulabilirsiniz, neyse ki ikinci dönem daha modern ve eğlenceli bir içeriğe sahip.
*ff binasının 1,5 porsiyon iskender gibi bir havası var, bir tarafındaki katlar diğer tarafındaki katların tam arasında kalıyor. neyse, görünce anlarsınız.
*kontenjan farkı nedeniyle ff binası, sizinle birlikte binayı kullanan iç mimarlık öğrencileri tarafından ele geçirilmiş gibi hissedebilirsiniz(iki katımızdan daha fazlalar). özellikle jüri günleri bu öğrenciler son dakikada net kırtasiye'yi basıp işgal ediyorlar. bir de bazıları o bilgisayarları bir kendileri kullanıyor sanıp önünüze geçmeye falan çalışıyorlar, autocad kullanıp kocaman çıktılar almasanız da sizin de bilgisayardan tasarımlar yaptığınızı ve bilgisayarı kullanacağınızı söylemeniz gerekebiliyor. ayıp ya...
*son dakika bastırma olayı bizim bölümde de var gerçi, son dakikada gelip bastırmayın. hem stres oluyor, hem de geç kalınıyor vs.
*ilk yıl hem eğlenceli hem de yoğun geçiyor bence. ikinci yıl ders programı nedeniyle sıkıcı geçecek gibi geldi bana, bakalım...

soruları vs. buradan veya özelden alabilirim yalnız bazı detayları unutmuş olabilirim.

john hurt

aynı zamanda harry potter filmlerinde ollivander'ı canlandıran oyuncudur.

öss ye 2 ay kala kazanma ihtimali

mümkündür. tabii kazanmak var kazanmak var.

sevgilinin ayak kokusu

gerçekten seven, sevgilisinin sümüğünü bile yiyebilecek insanlar için hiçbir şeydir. gelin görün ki böyle insanlar hep yalnızdır.*

24 nisan 2013 okulların tatil olması

her yıl olduğundan farklı değildir.

ezekeel

uludağ sözlük'ten itü sözlük'e geçiş yapmıştır.

bir hafta yense bıkılmayacak yemekler

körili tavuk.

deu üniversitesini kazanan laikçi kız

(bkz: dokuz eylül üniversitesi üniversitesi)

sevgilide aranan ilk özelliğin boy uzunluğu olması

doğrudur ancak o uzunluk başka bir şeyin uzunluğudur.*

ceylina benimle evlenmezse intihar edeceğim

evlendikten sonra ne yapacağı nickinden belli olan yazar beyanı. kaç ceylina.*

diz kapağının arkasının bilimsel adı

önemli değildir, mutlaka sevgili tarafından öpülmelidir.*

abd polisi vs türk polisi

amerikan polisi filtre kahve içip donut yer, türk polisi "oğlum bize iki açık çay." der.

mini etekliyi gözüyle yiyen adam

müslüman geçinir.

türban altı streç kot giyen kadın

(bkz: altı kaval üstü şişhane)

yaran başlık yönlendirmeleri

başlık: ismet özel sevmeyenin şiirseverin şiir seviyesi
yönlendirme: işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ

facebook ta ilişkisi yok durumuna yapılan yorumlar

-ohaaaa ne ara olduuuu?
-dün ayrıldık...
-çok üzüldüm canım ):
-boşver tatlım hak etmiyodu zaten.

bilkent üniversitesi

hiç de laikçi üniversitesi falan değildir. bilkent'te kimse siyaset ile ilgilenmez ayrıca bir yığın türbanlı(niyeyse hep iç mimarlık) ve şakirt(niyeyse hep hukuk) vardır.

kadınların olmadığı bir türkiye

erkeklerin erkeklere tecavüz ettiği, kadın olmadığı için yavaş yavaş nüfusu azalacak, sıça sıça kendini bitirecek ülkedir.

ateizmin önlenemez yükselişi

facebook'ta karikateist sayfasının bazen bir günde bin kişi tarafından daha beğenilmesi ve şu anda 130 bin takipçisinin olmasıyla destekelenebilecek olgu.

bir ilişkinin bitme sinyalleri

buluşursunuz, sevgiliniz bir garip davranır ama yine de size karşı iyidir. işte o zaman anlayın ki ayrılacak.