bugün
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- anın görüntüsü16
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- erkek çocuk için isim önerileri8
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi28
- iğrenç bir his tarif et44
- sözlük yazarlarının abileri11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- icardi190520
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- fake hesabım için nick önerileri9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler10
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- sözlüğün en götü güzel kızı18
- ahirette sorulacak ilk soru8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
not: birazdan okuyacağınız yazı son derece tarafsız yorum içermektedir.
ben tarafsız biri olarak yazdım, siz de okurken tarafsız olarak okursanız belki yolumuz sevgiden geçiyorsa bir gün bir yerlerde buluşuruz.
sübhaneke dinimiz amin...
recep tayyip erdoğan...
aslında o içimizden biri idi...
oturması, kalkması, giyinmesi, kuşanması ile. sokakta, berberde, kahvede, maçta rastlayabileceğimiz türden biri. sıradan bir vatandaş.
top oynamıştı ulan gençliğinde...var mı daha ötesi?
hiç kimse bu adamın belediye başkanlığı döneminde istanbul'a yaptıklarını inkar edemez.
yemiş midir?
günahı boynuna.
yedirmiş midir?
görünen köy kılavuz istemez...
e hepsi yemiyor mu?
dincisi, imancısı, solcusu, sağcısı, milliyetçisi, kürdü, pkk'lısı, ibnesi, puştu...
hepsi yemiyor mu arkadaş?
bakanlıktaki odacıların bile paranın amına koyduğu bir memlekette, bal tutan parmağını yalar gibi bir atasözünü üretebilmiş bir toplumda ağzı olan herkes yer.
eee
tavuk su içer allah a bakar hesabı, yanındaki yöresindekiler de yer...
doğru mu?
bakın ondan önceki sözen dönemine?
onlar sosyal demokrattı. ama yemeyi beceremediler, sıçıp sıvadılar, herifçioğlu hovardalık yaparken eline yüzüne bulaştırdı da ortaya çıktı. yalan mı?
ne yalan söyleyeyim beni de seçin herhangi bir yere belediye reisi ben de yerim...
sonra adam bir şiir okudu hapse girdi.
hapis yattı ulan boru mu? gitti yattı infazını adam...
işte asıl burda küstü sanırım bu memlekete tayyip.
zira işlediği düşünce suçu idi sadece. burada da küstü devlete, vatana, millete...
şahsen ben de düşüncemden ötürü cezaevinde yatsam ben de küserim. bırak traş yapma sen de küsersin, herkes küser...
ticaret yapmıştı tayyip...
bürokrasinin köhne sisteminden gelmiyordu.
hayatında çek senet ödememiş 657'ye tabi somurtkan insanlardan değildi yani.
esnaftı, esnaf ağzını da iyi kullandı doğruya doğru.
ama küskünlüğü...
işte toplumu zıt kutuplara iten, memleketi bölünme noktasına getiren oydu...
küsmüş tayyip intikamını almalıydı bu devletten. ve intikam için de her yolu denedi...
deniyor,
deneyecek...
yaptığı icraatları, memleketi saatığını buralarda çokça yazdık çizdik.
ama yiğidi öldür hakkını yeme bu adamın.
karşısındaki tüm liderleri göt edebilecek derecede hitabet yeteneği var bu adamın...
biz onu içimizden biri diye seçtik(ben seçmedim tabii halk seçti, sike sike uyacağız)
ama o içimizden biri gibi davranmadı, bizleri yanılttı malesef...
yanıltmaya devam ediyor, devam da edecek.
ta ki birileri çıkıp dur diyene kadar...
benim tekrardan tarafsız olduğumu belirterek kendisine sormak istediğim nacizane birkaç soru var.
tabii ki mektuplarıma olduğu gibi bu sorularıma da cevap vermeyecektir.
ama belki sizler bu sorulara kendi vicdanınızın sesi ile cevaplar verebilirsiniz...
soru1)
sayın başbakan, 2002 seçimlerinden evvel abd'de bnai brith yahudi örgütü ile yaptığınız toplantıda sizin milli görüş tabanlı bir siyasetçi olduğunuzdan rahatsızlık duymuşlar, antisemitizm yapmayacağınızdan emin olmak için sizden teminat istemişlerdi, siz de bunun üzerine "beni istanbul yahudilerine sorun" diyerek kendilerine istanbul'da tefecilik yapan, iş adamlığı yapan yahudileri göstermiştiniz, onlar da size kefil olunca bu örgüt size "yahudi cesaret madalyası" hediye etmişti. mavi marmara olayından sonra israil hakkında onca menfi açıklama yapmanıza rağmen neden bu madalyayı iade etmediniz ve hükümetiniz neden israil ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmedi?
soru2)
sayın başbakan, partiniz ve siz iktidara gelmeden evvel bitme noktasına gelen, neredeyse dağılmış halde olan terör örgütü neden iktidarınız döneminde faaliyetlerini doruk noktasına vardırdı? her gün ocaklara düşen şehit cenazeleri içinizi sızlatıyor mu?
soru3)
sayın başbakan, habur'da yaşanan rezalete, danışmanınızın yaptığı "apo ile diyalog kurulabilir" açıklamasına rağmen ve güneydoğudaki anketlerden de anlaşılacağı üzre pkk'ya destek veren kitlelerin oy rengi partinizin oy rengi ile örtüşmesine rağmen hala meydanlarda "hayır" diyerek kişisel özgürlüğünü kullanan vatandaşlara teröristlerle işbirliği yapıyor diyebilmek fazilet midir?
soru4)
sayın başbakan, sürekli ekonominin büyüdüğünden bahsediyor, halkın refah seviyesinin arttığından örneklemeler yapıyorsunuz. biz bütün bunları neden kendi çevremizde gözlemleyemiyoruz?
soru5)
sayın başbakanım, aralarında sizin birinci dereceden akrabalarınızın da bulunduğu size ve partinize yakın pek çok isim hakkında yolsuzluk ve çıkar sağlama söylentileri ayyuka çıkmış iken, edinilen haksız kazançların herkes farkında iken islam dininin gerektirdiği ibadetinizi nasıl eda edebiliyorsunuz? tek başınıza kalıp vicdanınızla hesaplaştığınızda, kendinizi yaradana yakın hissettiğiniz yalnızlıklarda vicdanınız sizlıyor mu?
şimdilik bunlar yeter.
daha fazlası için;
(bkz: öyle bir başbakan istiyorum ki)
sıradan ve tarafsız bir sade vatandaş...
iyi geceler.
ben tarafsız biri olarak yazdım, siz de okurken tarafsız olarak okursanız belki yolumuz sevgiden geçiyorsa bir gün bir yerlerde buluşuruz.
sübhaneke dinimiz amin...
recep tayyip erdoğan...
aslında o içimizden biri idi...
oturması, kalkması, giyinmesi, kuşanması ile. sokakta, berberde, kahvede, maçta rastlayabileceğimiz türden biri. sıradan bir vatandaş.
top oynamıştı ulan gençliğinde...var mı daha ötesi?
hiç kimse bu adamın belediye başkanlığı döneminde istanbul'a yaptıklarını inkar edemez.
yemiş midir?
günahı boynuna.
yedirmiş midir?
görünen köy kılavuz istemez...
e hepsi yemiyor mu?
dincisi, imancısı, solcusu, sağcısı, milliyetçisi, kürdü, pkk'lısı, ibnesi, puştu...
hepsi yemiyor mu arkadaş?
bakanlıktaki odacıların bile paranın amına koyduğu bir memlekette, bal tutan parmağını yalar gibi bir atasözünü üretebilmiş bir toplumda ağzı olan herkes yer.
eee
tavuk su içer allah a bakar hesabı, yanındaki yöresindekiler de yer...
doğru mu?
bakın ondan önceki sözen dönemine?
onlar sosyal demokrattı. ama yemeyi beceremediler, sıçıp sıvadılar, herifçioğlu hovardalık yaparken eline yüzüne bulaştırdı da ortaya çıktı. yalan mı?
ne yalan söyleyeyim beni de seçin herhangi bir yere belediye reisi ben de yerim...
sonra adam bir şiir okudu hapse girdi.
hapis yattı ulan boru mu? gitti yattı infazını adam...
işte asıl burda küstü sanırım bu memlekete tayyip.
zira işlediği düşünce suçu idi sadece. burada da küstü devlete, vatana, millete...
şahsen ben de düşüncemden ötürü cezaevinde yatsam ben de küserim. bırak traş yapma sen de küsersin, herkes küser...
ticaret yapmıştı tayyip...
bürokrasinin köhne sisteminden gelmiyordu.
hayatında çek senet ödememiş 657'ye tabi somurtkan insanlardan değildi yani.
esnaftı, esnaf ağzını da iyi kullandı doğruya doğru.
ama küskünlüğü...
işte toplumu zıt kutuplara iten, memleketi bölünme noktasına getiren oydu...
küsmüş tayyip intikamını almalıydı bu devletten. ve intikam için de her yolu denedi...
deniyor,
deneyecek...
yaptığı icraatları, memleketi saatığını buralarda çokça yazdık çizdik.
ama yiğidi öldür hakkını yeme bu adamın.
karşısındaki tüm liderleri göt edebilecek derecede hitabet yeteneği var bu adamın...
biz onu içimizden biri diye seçtik(ben seçmedim tabii halk seçti, sike sike uyacağız)
ama o içimizden biri gibi davranmadı, bizleri yanılttı malesef...
yanıltmaya devam ediyor, devam da edecek.
ta ki birileri çıkıp dur diyene kadar...
benim tekrardan tarafsız olduğumu belirterek kendisine sormak istediğim nacizane birkaç soru var.
tabii ki mektuplarıma olduğu gibi bu sorularıma da cevap vermeyecektir.
ama belki sizler bu sorulara kendi vicdanınızın sesi ile cevaplar verebilirsiniz...
soru1)
sayın başbakan, 2002 seçimlerinden evvel abd'de bnai brith yahudi örgütü ile yaptığınız toplantıda sizin milli görüş tabanlı bir siyasetçi olduğunuzdan rahatsızlık duymuşlar, antisemitizm yapmayacağınızdan emin olmak için sizden teminat istemişlerdi, siz de bunun üzerine "beni istanbul yahudilerine sorun" diyerek kendilerine istanbul'da tefecilik yapan, iş adamlığı yapan yahudileri göstermiştiniz, onlar da size kefil olunca bu örgüt size "yahudi cesaret madalyası" hediye etmişti. mavi marmara olayından sonra israil hakkında onca menfi açıklama yapmanıza rağmen neden bu madalyayı iade etmediniz ve hükümetiniz neden israil ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmedi?
soru2)
sayın başbakan, partiniz ve siz iktidara gelmeden evvel bitme noktasına gelen, neredeyse dağılmış halde olan terör örgütü neden iktidarınız döneminde faaliyetlerini doruk noktasına vardırdı? her gün ocaklara düşen şehit cenazeleri içinizi sızlatıyor mu?
soru3)
sayın başbakan, habur'da yaşanan rezalete, danışmanınızın yaptığı "apo ile diyalog kurulabilir" açıklamasına rağmen ve güneydoğudaki anketlerden de anlaşılacağı üzre pkk'ya destek veren kitlelerin oy rengi partinizin oy rengi ile örtüşmesine rağmen hala meydanlarda "hayır" diyerek kişisel özgürlüğünü kullanan vatandaşlara teröristlerle işbirliği yapıyor diyebilmek fazilet midir?
soru4)
sayın başbakan, sürekli ekonominin büyüdüğünden bahsediyor, halkın refah seviyesinin arttığından örneklemeler yapıyorsunuz. biz bütün bunları neden kendi çevremizde gözlemleyemiyoruz?
soru5)
sayın başbakanım, aralarında sizin birinci dereceden akrabalarınızın da bulunduğu size ve partinize yakın pek çok isim hakkında yolsuzluk ve çıkar sağlama söylentileri ayyuka çıkmış iken, edinilen haksız kazançların herkes farkında iken islam dininin gerektirdiği ibadetinizi nasıl eda edebiliyorsunuz? tek başınıza kalıp vicdanınızla hesaplaştığınızda, kendinizi yaradana yakın hissettiğiniz yalnızlıklarda vicdanınız sizlıyor mu?
şimdilik bunlar yeter.
daha fazlası için;
(bkz: öyle bir başbakan istiyorum ki)
sıradan ve tarafsız bir sade vatandaş...
iyi geceler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar