bugün

bir aşk hikayesi

ertesi gün telefonum çaldı, arayan eda ydı. babası olanları anlatmış galiba. ama beni dövdüğünden haberi yok. niye beni dinlemedin? ben sana demedim mi sakın babamla görüşme diye! ne yaptı sana, bişey yaptı mı? Dedi yok dedim, bişey yapmadı ama keşke yapsaydı da, affetseydi dedim. eda, babam affetse ben affetmem artık seni, her şey bitti bunu kabullen ve kendine güzel bir hayat kur, bundan sonra hayatında eda diye birisi yok bunu bil ve lütfen kendine iyi bak dedi ve kapattı telefonu.

o günden sonra günlerim hep monoton geçti. asosyal bir yaşam geçirdim ilk başlarda tabi ama daha sonra elbette ben de güldüm, eğlendim, makara da yaptım. derslerime daha bi önem verdim. sanki eda için yapabileceğim son şeydi bu. hep okumamı istiyordu çünkü. Sedef le bir kez telefonda görüştük, semih e her şeyi kendisinin anlattığından bahsetti. o günlerde kendinde olmadığını bilmem ne bir sürü şey söyledi. hiçbir şey demeden kapattım telefonu, bir daha da görmedim. hülya teyze ve ersin amcadan da haber yok. belki sedef onlara da anlatmıştır yaptığımız o iğrençliği ve o yüzden onlar da beni arayıp sormamışlardır.

eda ya gelince. okulunu bitirdi. en sonki ayrılık konuşmamızdan sonra, haftada bir telefonda görüşüyor gibiydik. kendime bir şey yapmamdan korkuyordu galiba. daha sonra aramalar seyrekleşti, ankara ya geldiğimde işleri oluyordu genelde. arkadaş kalalım. demişti ama olmamıştı. hep yeni bir sevgilisi var mı acaba diye içim içimi yedi ama böyle bir şey bulamamıştım. babası okulunu bitirdikten sonra onu yurt dışına göndermiş. 1 senesini doldurdu. irtibat iyice kesildi. galiba unuttu beni...

bana gelince; okul bitti. şu an çalışmıyorum ama bi kaç aya bi iş ayarlayacağım kısmetse. Eda dan sonra bir başka kızla tanıştım. Onunla da 1.5 yıl gibi bi süre sürdü. evlenecektim artık onunla ama o da olmadı. şu anki tek sosyal hayatım sizlersiniz ama bugünleri de geride bırakacağıma eminim. hayat bana bir fırsat sunmuştu ve ben bunu değerlendiremedim. fakat hayatta şunu unutmamalıyız ki, fırsat her zaman gelmez insanın ayağına, her zaman eda gibi biri çıkmaz insanın karşısına fakat eda yok diye de kahretmek boşuna. elimde kalanlarla mutlu olabilmeyi öğrendim ve eda yı unutamasam da, eda sız yaşamaya alıştım galiba.*