bugün

bir aşk hikayesi

semih okulun hastanesine götürdü beni. serum falan verdiler. tansiyonum falan düşmüş heralde. beni telkin ediyor bu orospu çoucu. üzülme lan diyor sana kız mı yok? amına koyduğumun sıpası, ne diyon sen. kıskanıyorsun sen bizim aşkımızı bu besbelli diyorum içimden. neyse bi kaç saat hastanede kaldıktan sonra gece ankaradan bi arkadaşımı aradım. dedim böyle böyle oldu, neler oluyor anlamadım. babası şu saatlerde işte oluyor, sen bi kaç gün geçsin, ortalık yatışsın, git bi bak eda ya. neler oluyor öğren.

2-3 gün sonra arkadaş gitmiş eda nın evine. açmış kapıyı eda, baya solgunmuş yüzü. bunı tanıyor eda zaten. ne oldu, neden geldin? demiş. bu anlatmış işte xxxin telefonuna çıkmıyormuşsun. baya meraklanmış ne oldu falan. bu demiş git ona sor, git sedef e sor. ben artık onun artık adını bile duymak istemiyorum. ne olur rahatsız etmeyin beni artık! demiş. bu biraz daha ısrar edince en sonunda demiş işte. o gün ben evden çıktığımda, semih benim sedef le yaşadığım şeyleri bir bir anlatmış eda ya. Eda da bi hışımla çıkmış evden. yolda da kaza geçirmiş. arabası yoldan çıkmış, ölümden dönmüş!
her şeyi anlatmış işte bizim arkadaşa ve bundan sonra hayatımda onun gibi bir şerefsizin lekesini taşımak istemiyorum! demiş. bana kızdığında sadece ismimle hitap eden eda, bana şerefsiz demişti. arkadaş ilk başta bana olanları anlatmadı. sen gel bi ankara ya dedi bana. anladım öğrenmişti bişeyler ama telefonda konuşmak istemiyordu anlaşılan. o gün atladım otobüse gittim ankara ya.
bu bana her şeyi anlattı. sen böyle böyle yapmışsın. semihte her şeyi söylemiş. ulan semih nasıl öğrendi? diyorum. ben anlatmadım ki o puşta olayları. bilmiyorum tabi sedef in her şeyi semih e anlattığını. yıkıldım tabi ben haliyle. Eda nın yanına gitmek istiyorum köpek gibi ama bitmişti artık her şey. bu sefer yolun sonuna gelmiştim...bursaya gidiyorum neyse. semih tabi ankaraya gidince her bi boku öğreneceğimi tahmin etmiş önceden. eve çağırmış 2 arkadaşını. ben bunu sikersem, ayıracaklar, belki de bana dalacaklar işte. eve girmemle semihin üstüne atlamam bir oldu. öyle böyle değil öldürecem herifi. iyiki o 2 arkadaşını çağırmış yoksa kesin katil olurdum. o 2 kişide bizi ayırmaya çalışıyor falan ama onlara da giydiriyorum arada. Onlar da bana falan işte. ölesiye dövüştüm. en son bittim tükendim işte, polis çağırmış komşular. polis geldi aldı bizi. sorgumuzu falan aldılar. orda derdiniz ne? diyolar hiç cevap yok. bir gün nezarette kaldım. o gün bizimkiler aramışlar, açmamışım telefonu. onlar da meraklanmış baya bi. ertesi gün çıktım. annem biz yoldayız demez mi? niye açmıyorsun telefonunu, ne oldu bişey mi oldu bilmem ne. yok anne, gelmeyin! diyorum ama dinleyen kim. eve girmedim o gün. burak dediğim o arkadaştayım. bizimkiler geldik. dedi. ben benim eve götürmeyecektim, burak a götürecektim. sağolsun bana çok yardımı olmuştur burak ın. bizimkiler geldi. ben ölü gibiyim. noldu diyorlar falan. dedim eda yla ayrıldık. annem telkin ediyor beni, üzme oğlum canını, ne yani kendini mi öldüreceksin, yapma etme. bir sürü şey. niye evine gitmedik? diyorlar, semih le tartıştım dedim. ne oldu falan dediler. eda yla aramızı o bozdu. dedim işte. Babam da baya üzülmüştü durumuma. bu halde zaten ders mers çalışamazsın, gel gidelim eve. dedi. yok dedim. gidemezdim ankara ya. Eda sız bi ankara bana yabancıydı artık. Eda sız nefes alamazdım ki ben ankara da

ne kadar ısrar ettilerse de gitmedim onlarla. bi gün kalıp gitti onlar. babam, sağolsun baya yüklü bi miktar para verdi. al dedi, nasıl istiyorsan öyle kur düzenini dedi. kendini daraltma, okumasan da olur, ne yaparsan yap ama kendine bişey yapma sakın, annenin haline bak. dedi. oysa onun hali de anneminkinden pek farklı sayılmazdı...
elimde tekrar bi eve çıkabilecek miktarda para vardı ama uğraşmak istemiyordum ev ara, eşya ayarla. burak oğlum burada kal dedi. burağı severdim ama yalnızlık en iyisiydi. çocuğun düzenini de bozmak istemezdim ne olursa olsun. gittik bi kaç gün sonra burak la benim eve. kişisel bütün eşyalarımı topladım. evde yoktu semih puştu. Burak ın eve götürdüm bi kaç elbise falan. sonra bi kamyonet ayarladım, ne kadar getirdiğim eşya varsa onları da aldım evden. eşya falan sikimde değil ama o orospu çocuunun, benim aldığım şeylerle keyif sürmesini istemiyordum. aldım eşyaları, koyacak yer yok bi boş dükkan buldu bi arkadaş, oraya koyduk eşyaları. çürüse de sikimde değil, semih kullanmasın da... hep merak etmişimdir, o sikik evi öyle dımdızlak görünce ne hissetti acaba diye.

yaklaşık 1 ay geçti. okulu iyice boşlamıştım. Eda dan ses yok, işin ilginci sedef de hiç aramamıştı beni. o niye aramıyordu acaba? diye düşünüyordum çünkü hiç bişeyden haberi yoktu ki. oysa semih kavgamızı falan her şeyi anlatmış sedef e. Sedef de korkuyor tabi, aramıyor beni.
biraz olsun toparlamıştım kendimi. ben eve çıkacağım falan dedim burak a. Görükle de kalmayacaktım ama. o semih in yüzünü görmek istemiyordum çünkü. yine şehir merkezinde bi ev tuttum ben. dükkana emanet koyduğum eşyaları da aldım, bi kaç üstüne yeni bişeyler derken evi düzdüm tekrar. okul bitmişti, dersler bok gibi, 2 tanesinden geçmiştim yaz okuluna kalacağımı söyledim bizimkilere. gitmek istemiyordum ankara ya. annem bi haftalığına da olsa gel yavrum özledik! diye ağlayınca dayanamadım peki. Dedim.

1 haftalığına gidecektim ankara ya. ilk 3 gün evden dışarı adımımı dahi atmadım. her gün eda nın yanına gitmeyi istiyor ama cesaret edemiyordum. Eda nın okul arkadaşlarından birini aramak geldi aklıma. adı burcu. beni çok severdi. tepkisi ne olacak bilmeden, görüşmek istediğimi söyledim. bu bana hiç gerek yok artık. dedi ama yalvarıyorum burcu yalvarıyorum sana. dedim. ikna ettim burcu yu.

buluştuk bi yerde. Eda yı sordum önce. eskiye göre daha iyi. dedi. o da 2 dersten kalmış. daha önce hep a lı b li notlarla geçerdi. sağlığı nasıl? dedim. nasıl olsun?! senin yüzünden ölüyordu! dedi. haklısın. dedim. ben burcu ya tüm yaşadıklarımı en ufak ayrıntıyı es geçmeden anlattım. Sedef i, semih i, eski evimi, nerde ne yaptıysam anlattım.
burcu biraz hak vermişti bana. korkularından dolayı sedef ten vazgeçemedin yani dedi. evet dedim. ben eda dan başka hiç kimseyle birlikte olamam. ne yaptıysam eda yı kaybetmeme korkusundan yaptım dedim. lütfen eda ya şunu de ki; eğer istesin, bana son bir şans versin, bursa yı hayatımdan çıkarmaya razıyım. gerekiyorsa okumam dedim. kız bana çok acımıştı ama nefretle bakmaya çalışıyordu.

burcu eda ya anlatmış tabi bütün konuşmalaramızı. bir gün bursa dayken telefonum çalıyor. tanımadığım bi numara. açtım telefonu alo dedim. ses yok. kapandı sonra. diyorum ya eda ya sedef kesin ama hangisi. eda olma ihtimali daha yüksekti çünkü eski hattını kapattırmıştı. 10 kez aradım tekrar ama açan olmadı. o gün gece aydınlığa doğru geçerken yine çaldı telefonum. uyku sersemi baktım numaraya, arayan gündüzki numara. açtım telefonu, karşıdaki ses; neden, neden, neden?! diyor...