bugün

bir aşk hikayesi

ertesi gün de birlikteydik bütün gün, ben gece bindim otobüse çıktım yola. eve geldim, semih i aradım, böyle böyle ben evi boşaltıcam. bi yer bulmam lazım falan. Semih in de bi ev arkadaşı vardı ama 1 aya kadar ayıracaklarmış zaten evi. birlikte çıkalım falan dedi bana. Benim de aklıma yattı bu fikir. hem daha hesaplı olurdu. baya para harcıyordum sonuçta yalnız yaşarken.
hülya teyzeler gelmişti bursa ya, oğullarının işlerini falan baya yoluna koymuşlar işte, kızları da eskisi gibi değil tabi. görünce baya şaşırmışlar. biraz olsun gülüyordu kadının yüzü. ben evden taşınacağımı söyledim hülya teyzeye. kadın kendilerini suçlu hissetti sanki. ben onlardan kaçıyorum gibi düşündü, baya üzüldü. gitmemi istemiyordu beni çok seviyorlardı çünkü ama gitme de diyemedi. kafama da koymuştum artık. eda her gün arayıp, ne yaptın ev işini? diye soruyor ben de semih le eve çıkacağım işte, onun ev bulmasını bekliyorum. Diyordum.

sedef duymuş benim taşınacağımı, bi gün geldi benim eve. oturuyoruz işte, bu dedi evden niye taşınıyorsun? benden mi kaçıyorsun? . ne alakası var falan dedim. çok masraflı oluyor tek yaşamak, ondan gidiyorum. dedim. bu üzüldü ağlıyor işte. ben biliyorum, sen benden kaçıyorsun. dedi. sen gideceksin ben yine eski sedef olacağım. senden başka konuşabildiğim kimsem kalmadı, sen de gidiyorsun işte. dedi. artık tek düşüncem sedef i iyi etmek, tamamen çöküntüden kurtarmak ve böylelikle sedef ten kurtulmaktı. bir plan yapmalıydım. sedef için, ben ve eda için. okuldan bi arkadaşım var, adı burak. tipi falan da yerinde iyi bir çocuktur. buna sedef ten bahsettim. ama her şeyi anlattım, ilişkiye girdiğimize kadar. en son ağzımdaki baklayı çıkardım ve oğlum bu kızı sana yapalım mı? dedim. ilk başta manyak mısın ?! dese de, erkek milletiyiz abi. kız bulunca dayanamıyoruz. iyi bakalım yap. dedi bu bana en sonunda.
bi gün ayarladım burak ı işte, hülya teyzelerin kapıyı çaldım. ben biraz gezeceğim de, sedef in işi yoksa, o da gelsin isterseniz, hem bi hava alır. dedim. gitti söyledi sedefe. mutlu oldu tabi o da. neyse bekledim ben evimde bunun hazırlanmasını biraz. altıparmakta bir cafeye gittik. ben buna bi arkadaşımın daha geleceğini. çok iyi biri olduğunu falan söyledim yoldayken. yakın arkadaşımdır dedim. bi tepki vermedi. cafeye oturduk, biraz sonra burak da geldi. oturduk hoş beş sohbet işte. Burak ın hoşuna gittiği belliydi sedef in. Sedef te tık yok ama. lan çocuk benden daha yakışıklı ama yok amk. hiç pas vermiyor. sonuçta burak da gururlu çocuk, bir iki yokladı ama karşılık alamayınca o da vazgeçti.

ayrıldık cafeden evlere gidiyoruz. bu bana demesin mi, senin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. sen benden kaçmak için gidiyorsun, sen benden kurtulmak için arkadaşını bana yapmaya çalışıyorsun diye. otobüsteyiz ama nasıl sinirli. lan dedim aha yine kafayı sıyırdı bu kız. nasıl götürecem ben bunu bu halde evine. eve yakın bi yerde bi yere oturttum bunu. kız zaten kendinde değil. bu halde eve götürsem bülbül gibi şakırdı ne bok yediğimizi. oturduk işte, ben buna evet haklısın bunun için gidiyorum evden, bunun için çağırdım burak ı. ama sen de beni anla, iş sadece bende bitmiyor ki. eda hissediyor bazı şeyleri ve o istiyor bunları benden dedim. ne olursun bırakma beni. en azından biraz daha bırakma. sana ihtiyacım var diyordu. ben senin eda yla birlikte olmana engel olmayacağım. sadece beni bırakma. illa bi isim koymamız gerekmiyor, sadece sadece beni bırakma! dedi. e ne yapıyım bende iyi dedim, sen nasıl istiyorsan öyle olsun. ama lütfen ağlama artık, yeter. aradan biraz vakit geçmişti ve ben taşınıyordum. Sedef e bunu eda için mecburen yaptığımı söylemiş ve ona yine de onunla daima görüşebileceğimizi söylemiştim. yeni ev eskisinden daha yeniydi ama eskisi daha genişti ve burada 2 kişi kalacaktık bir de üstelik. ama semih iyi çocuktu, anlaşamayacağımızı sanmıyordum okul devam ediyordu, bu dönem baya sıçmıştım. amk bu iktisat derslerinin!
neyse devam;
iki kişi yaşamak harbiden zormuş. gelen giden de eksik olmuyor amk zaten. ebesinin amı gibi bulaşık çıkıyor. Tamam, aşırı düzenli bir insan değilimdir ama, bu tahmin ettiğimden de fazlaydı. ister istemez, atışmalar falan başladı bu semih le. eda gelmişti 2 kez, daha taşınalı 1 ay olmuş. beni merak ediyor tabi. ulan bu semih in yavşak yavşak hareketleri kızın yanında, beni çileden çıkartıyor. bi keresinde, odamızda film izlerken bile daldı amın evladı, ne izliyosunuz ya ben de izleyeyim mi? diye. semih kıskanıyordu beni bunu anladım. bu aralar sedef de gelmeye başlamaz mı bize amk. bir gün semih, keraneye çevirdin evi. dedi şaka yollu sözde. baya baya birbirimize girdik o lafı duyunca. ulan eda nın gelmesi mi batıyor sana orospu çocuu?! sedef konusunda haklıydı ama, bilmiyor ki geçmişi amk... ne diyecem ben buna, sedef i siktim, şimdi de korkudan ne dese yapıyorum mu amk.

bi gün ben okuldayken gelmiş bu sedef. semih evde o sırada, öyle girmiş. bana haber de vermiyor geleceğini amk. bunlar sohbet falan derken, sedef buna, sana bişey söylüycem ama aramızda demiş. Semih de atlıyor tabi hemen söyle diye. sedef bütün yaşadıklarımızı anlatmış buna. eve geldim ben, tabi hiç bişeyden haberim yok. Sedef i gördüm şaşırdım. Semih in yüzünde yavşak bi sırıtış var ama nereden biliyim amk, yediğim naneleri öğrendiğini.

o gün takıldık üçümüz birlikte. Sedef i yolladım gitti, sonra. bir gün yine telefon çaldı. eda ben geliyorum. dedi. hem de arabasıyla gelecekmiş bu defa. daha önce göndermemişti 2 kez babası arabayla. şu şansa bak amk, millet araba alıp kız ayarlamaya çalışır. bana arabası olan bi kız benim için geliyor. (:
eda iyi araba kullanırdı zaten, arabası olmadan önce de. neyse geldi eda. biz ikimiz takılmaya çalışıyoruz ve bu semih götleğini pek dahil etmemeye çalışıyorum aramıza. adam dengesiz çünkü. kızın yanında, ooo xxx cim, arabalı kızı bulmuşsun falan der amk, bi de edanın yanında papaz olmayayım şunla. hem eda kesin kendini suçlardı, benim yüzümden sen bununla ev arkadaşı oldun. senin düzenini bozdum diye üzülürdü kesin. ilk gün gayet güzel gezdik işte. altımız da arabamız da var. Uludağ a çıktık edayla. semih puştu ben de geliyim der gibi nasıl bakıyor amk. yolda görseniz o tipi para verirsiniz. neyse çıktık uludağ a, bu kayak yapmayı nasıl biliyor. nerde öğrendiyse artık. Ben de orta derece işte. kaydık falan, baya güzel bi gün geçirdik. akşam eve gittik, yattık. sabah ben ekmek falan almaya çıktım dışarı. iyi ki çıkmışım amk. bi baktım yolda sedef! yine geliyor lan! lan bi haber ver, sikecem seni oracıkta artık. bi haber ver lan!!!
bu güle güle geliyor. hemen koşa koşa gittim yanına sedef dedim eda burada. gelme bugun cart curt. bu geliyim ya, ne olacak diyor. ne ne olacak, ben senin için kaçtım o evden, burada semih le savaş yapıyoz her gün senin bokuna! daha hala ne olacak diyor. bu gelicem diye tutturdu. gelme diye de kolundan sürükleye sürükleye gönderemem ya. bunun elinde bi poşet var. kahvaltılık bir şeyler getirmiş belli. hadi dedim, getirdiğin şeyleri şurada yiyelim, ondan sonra da sen git ne olursun. bak eda ta ankara dan geldi ama ben yine de senle oturucam. hadi n olur dedim. bu iyi tamam dedi. açık bi parka gittik, oturduk yiyoruz. bakkaldan içecek almıştık işte. onu içiyoruz yiyoruz derken 1 saat oldu nerdeyse. eda aramadı daha bu iyi haber ama neden aramadı? diye de aklımda bir soru işareti yok değil.

en sonunda hadi kalkalım dedim, iyi dedi. gelmeyeyim mi ben? diyor hala amk. yok dedim. bunu dolmuşa bindirdim. gidene kadar bekledim. gititm tekrar markete ekmek bilmem ne aldım geldim eve. evde eda yok. semih odasında. nerde eda?? dedim. çıktı o. dedi. lan nereye çıktı? amk. bilmiyorum. diyor. arıyorum eda yı telefonu kapalı. lan noldu? ne oldu ne oldu?!! deli dana gibi evde dolanıyorum. Sedef le bizi mi gördü? diyorum. evet galiba bizi gördü. herhalde arkamdan o da indi, beni sedefle görünce de, çekti gitti. semih diyorum bu önce evden çıktı, sonra tekrar gelip mi gitti? diye. çünkü beni takip etmeye dışarı çıksaydı, tekrar eşyalarını almak için eve girmek zorundaydı.
hayır, direk çıktı, bi daha da uğramadı dedi. e o zaman sedef le beni görmedi eda. daha başka ne olabilir ki? telefon da kapalı hala! offff
o gün yaklaşık bir 6-7 saat sonra bir telefon. arayan tolga amcaydı (eda nın babası). içimde büyük bir korku. bir şeyler olmuştu ama neydi? Eda nın gitmesi için ne olmuştu ki? bütün bu sorular kafamda açtım telefonu. telefonda babası bana nasıl küfrediyor, öyle böyle değil. bir daha kızımın adını dahi ağzına almayacaksın. seni gördüğüm yerde vururum! ve daha neler neler. hani görseniz adam inci yazarı dersiniz, o derece...
ne oldu, ne yaptım? diyorum ama kime diyorum, adam 7. ceddimden girmiş, soy ağacımı yeniden şekillendiriyor. küfürlerle zaten sarhoş oldum ben. yığıldım olduğum yere. semih noldu oğlum? diyor ama kendimde değilim. zırıl zırıl ağlıyorum. ne yapmıştım ki eda ya? suçum neydi en azından onu bari bilseydim.