bugün

bir aşk hikayesi

aha amk, ne diyecektim şimdi eda ya. masadan kalksam, sedef yanlış anlayabilirdi. sonuçta kendini zaten yalnız hissediyordu. bana güvenini kaybetmesini istemiyordum. öte yanda eda, sedef e bi selam verdim diye cingan çıkarmıştı. nasıl derdim sedef le oturduk yemek yiyoruz diye. telefonu açmamaya karar verdim. sedef diyor telefonun çalıyor. ya boş ver falan. daha 2-3 lokma yiyene dek 4 cevapsız oldu amk. olacak gibi değil açtım en sonunda telefonu. başladı bu fırçalamaya, niye açmıyorsun da, ne yapıyorsun da, merak ettim de. bi sus bi sus amına koyum bi sus...

dedim bi arkadaşımla yemek yiyordum, telefon sessizdeymiş, anca duydum. içimden diyorum kimmiş bu arkadaşın? demez inşallah diye. bu demedi o soruyu. hala bana kızıyor bir daha telefonunu sessize alma, beni burada öldürmekmi istiyorsun, neler karıştırıyorsun orda bilmem ne. tam kapatacaz telefonu, dedi semihle mi birliktesin. semih yakın bi arkadaşımdır sedef de tanır. şimdi evet desem, ver bi sesini duyuyum der belki, o zaman direk aldatıyorum diye düşünür. yok aşkım. dedim, karşı komşumuzun kızı sedef leyim. hııı! dedi, çattt kapattı telefonu.
sedef e belli etmek istemiyorum ama, bi an önce eve gitsek de eda yla konuşsam. diyorum içimden sürekli. yemeklerimiz bitti. hadi ersin amcaları arayalım. dedim. aradık, önce sedef konuştu ve sesi çok iyi geliyordu. Beni merak etmeyin çok iyiyim dedi bu. işte kuzeni ile anlaşamadığı için tartıştığını, yalnız da idare edebileceğini söyledi. eskisinden daha iyiyim babacım dedi, sonra hülya teyzeyle konuştu. en son bana verdi telefonu sedef, annesi oğlum diyor, kızım sana emanet. biz gelemiyoruz, ne olur onu boş bırakma. bi delilik yapmasın! diyordu ağlamaklı bi sesle. dedim sedef çok iyi teyzecim, o size numara yapıyormuş ya falan dedim, o evet evet diye bağırarak annesine güldü falan. biraz olsun içi rahat etmişti kadıncağızın.
akşam artık kaç olduysa vardık evlere. ben kızı yalnız bırakmak istemiyorum. her ne kadar baya toparlamış gibi görünse de içimde hep bi şüphe var. sen bana gel veya ben sana geliyim de diyememki kıza amk. hem daha eda yı aramam lazım. hala telefon etmedim ve kuduruyordur eminim ki. hiç bişey demedim. iyi akşamlar sedef dedim, güzel bi gündü falan diyorum işte. geldi sarıldı bana ağlaya ağlaya. çok etkilenmiştim. kız aylar sonra gülmüştü belki de. ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa, saat kaç olursa olsun beni rahatsız edebilirsin. dedim. biliyorum canım biliyorum bilmez miyim. dedi. ve evlere dağıldık. hemen aradım eda yı ama açmıyor. benim yaptığımın aynısını yapıyordu, emindim. ne zaman yanlış bişey yapsam, affettiremediysem kendimi, aynısını o da bana yaparak cezalandırırdı beni. tam dördüncü aramada açtı telefonu. efendim xxx bey diye konuşuyor. ya dedim bi dinle beni, ondan sonra ne yaparsan yap. bu bi parladı bana, ne yaparsan yap ne demek ya, bu kadar kolay mı yani, bu mudur yani! dedi. Çattt!… kapattı telefonu. bir daha aradım telefonu kapalı. evi arasam babası çıkabilir. Adamı da üzmeyelim hiç yoktan. dedim. yapacak bişey yok. telefonunu açmasını bekleyecektim. canım nasıl sıkkın ama. hayat başıma yıkıldı sanki. çıktım dışarı bira aldım sekiz-on tane. normalde hiç bi zaman yalnız başıma alkol almamışımdır. çünkü çok kötü oluyorum zaten içince ve yalnızken başıma bi bok gelir diye kullanmazdım alkol. bu ilk olacaktı yani. aldım biraları geldim eve, içiyorum işte. ( bu arada birayla sarhoş olunurmu demeyin amk bünye alışmıyor ne yapayım )
2 tane falan içmiştim ki, kustum amk. içmeyeyim, siktir et. dedim. bu arada sürekli arıyorum edayı. kapalı. kapalı kapalı. gece yarısı olmuştu saati tam hatırlamıyorum kapı çaldı. gittim baktım sedef. içeri girebilir miyim? canım sıkıldı evde. dedi. Ben de kafayı sıyırma durumundayım zaten muhabbet ederiz kafam dağılır biraz diyorum içimden. buyur ettim içeri. bu yarım saat oturdu, kalkıyım ben, senin okulun vardır hem. dedi. yok, yarın gitmeyeceğim. dedim. Niye ki? dedi, başladım eda yı anlatmaya işte. ben anlattım o dinledi. bi ara susadığı için olsa gerek mutfak müsait mi? dedi. ne istiyorsun, ben getiriyim. dedim. Yok, sen zahmet etme. dedi. gitti mutfağa. geldi tekrar, dolaptaki biraları görmüş. aaa sen bira mı içiyorsun? dedi. daha önce alkol almadığımı söylemişim ben buna. taa ilk sene heralde. bu bir tane içebilir miyim? dedi. tabii dedim. açtı içiyor. ben bu arada sürekli ona eda yı anlatıyorum, arada bir arıyorum eda yı telefon kapalı. iyice dertlendim gittim dolaba bir bira da ben aldım. o bana eski nişanlısını anlatıyor ben ona eda yı ama nasılız bi görseniz yani. bi kaç saate o 6 bira da bitmiş işte. kim kaç tane içti bilmiyorum. sabaha doğru eda arıyor beni. ben bi yerde sızmışım, sedef bi yerde. sedefin kafa zaten yerinde değil. bu kendi telefonu zannedip açmış telefonu (sonradan böyle dedi). eda kız sesini duymuş tabi. bu sefer harbiden yarağı yemiştim...