bugün

beş şehir

Bence onur ünlü çok sıkılgan bir adam ve fena halde aceleci, yoksa iyi başladığı filmlerini çalakalem bitirmesi, sonlara doğru kurguda savrulması başka nasıl izah edilir ki? aslında edilebilir belki, senaryo yazmaya gösterdiği özeni, filmi çekmeye göstermiyor da olabilir. "hayat kısa, yazacak ve çekecek çok şey var, ben hemen yazar, hemen çekerim!" mealinde bir açıklamasına denk gelmiştim bir röportajında ki hafızam bana kelek atmıyorsa.

beş şehir'de birbiri ile de kesişen 5 ana hikâye var. Hikâyeler iyi, hatta yer yer çok iyi. başlarda iyi de işleniyor lakin bağlama bölümünde, bağlamanın tellerine sanki keman telleri takılıyor ve sesler başkalaşıyor. geriye hayal kırıklığı makamında garip melodiler kalıyor.

Bu arada şevket ve kedi en beğendiğim hikayeydi. Sadece o bölüm başlı başına bir film olsa daha iyi bile olabilirmiş.

şevket ve kedi ve ölü şiirler...