bugün

bekaret

bekaret, bir kızın kendine güvenini, arzularını kısıtlamasını, korkmasını neden olan "soğan zarı inceliğinde" şeklinde tabir edilen, türk toplumunda hak edene, japon toplumunda bir geyşa için en çok paha biçilene hediye edilir.
türk adetlerinde bu şekile bürünmüş olmasının, anne, baba, babaanne ve abi/ablanın söylediklerinin ve öğretilerinin çok önemli bir yeri vardır.
eğer, amerikan sinemalarında gördüğümüz gibi, 13-14 yaşına gelmiş kızların hala bakire olduğu öğrenildiğinde alaycı bir tavırla alay edildiği bir toplumda yaşasaydık, bırakın bu konuyu tatışmayı aklımıza bile getirmezdik.
bekaretin bir erkek için ne kadar önemli olduğunu düşünmenin yerine, bir kadının onu kaybettiğinde ya da kaybedeceğinde neler hissettiğini düşünmek gereklidir. bazı kadınların hayatı boyunca utanmalarına, yaptıkları evliliklerinin bazılarının mecburen, bazılarının istemeden olduğunu fark etmemize sebebiyet vermektedir. bir soğan zarına verilen değerle eş değer tutulabilir bir hadisedir bekaret. (bu birinci bakış açısı)

--spoiler--

ikinci bir bakış açısı içinse, kendini o zamana kadar herkesten saklamış, kollamış, korumuş ve iffetini hiçbir şekilde feda etmemiş bir kadın görüyoruz. masumiyetin, saflığın, doğallığın, el değmemişliğin vermiş olduğu bir gizem, bir heyecan söz konusu olan. kimileri için bu çok önemlidir. özellikle erkekler için.

--spoiler--

üçüncü bir bakış açısı, bekaret az önce yukarıda da anlattığım gibi, saflık ve el değmemeişliği simgelemekte.
peki, sadece kızlık zarı sağlam olması, bu kızın hiçbir cinsel tecrube yaşamadığını bize gösterebilir mi? ya da bundan ne kadar emin olabiliriz? bunu düşünmek, bunu tartışmak bir insana ne kadar acı verebilir?

genel olarak, erkeklerin yüzyıllardır tartıştıkları, savundukları, savunmadıkları bekaret(!)
savunanlar için "erkek adam böyle olur", savunmayanlar için "lavuk" gibi tabirler kullanıla gelmiştir.
bir kızı sırf bekareti için sevebilen bir bünyeye sahip insana insan demenin, onu doğru bulmanın nasıl bir mantığı vardır? bunu anlamak çok zor. yetiştirilme ya da çevresinde gördükleri çerçevesinde bakış açısına sahip, o paralellere takılıp kalmış bir insan evladı(!)
"sevgi denen şey kolay bulunmuyor" denebiliyorsa, eğer sevgiyi bulduysan ve bir bekaret için bunu terk etmek istiyorsan, bu normal değil. bir kıza kız olduğu için değer vermek saçma, bir kıza zeki, akıllı, uzlaşımcı, yardımcı, fedakâr olduğu için değer vermek yerindedir.
bir insanın etini değil, beynini sevebilmek önemlidir. çünkü, bir et parçasıyla bir ömür geçmeyecek kadar uzundur. (evet uzundur) (kısa gibi görünsede)
anlaşma, uzlaşma, akıl birliği bekaretten sonra değil, ondan önce gelir.
ve bekareti olmayan bir insana karşı hakaret etmemek, zamanında yapmış olduğu bir eylemi suçmuş gibi göstermemek gerekir.
size karşı olan sevgisini utanca, saygısını nefrete dönüştürmek gereksiz ve yersizdir...