bugün

bixi cola

kanas, keleş vs gibi çakma türkçe kelimelerden nasibini almış zamanının iyi silahlarından. hemen her silahı anlayacağım ama insanların neden eskilere saplandığını kesinlikle anlayamayacağım...

ilk önce ağır makineli değildir, ağır olup olmadığı sadece (bkz: kalibre)ye bağlıdır. 50 ve üzerini ağır olarak adlandırırız.

asıl adı pk olan bu silahın fazlaca türevi vardır ve en çok bildiğiniz türevi dragunov(yani türkçede kanas!?) ile aynı mermiyi kullanan PKM'dir.

daha çok bir destek silahıdır. g3 ile karşılaştırmak saçmalıktır g3'e hantal demek ayrı bir olaydır pkm'nin yanında. çünkü birisi saldırı tüfeği olarak tasarlanmıştır öbürü ise genel amaçlı makineli tüfek olarak (general purpose machinegun).

kolay bulunması ucuz ,dayanıklı ve uzun menzilli olması sebebiyle(ki bu tür bütün makineli tüfekler uzun menzillidir.) hemen beğeninizi kazanan silah.

almanlardan kalashnikov tasarımını çalan mikhail kalashnikov'un ak-47'ye destek olması için geliştirdiği silah ((bkz: stg 44 yani 44 yılında yapılan ilk saldırı tüfeği. ne kadar da tanıdık görünüyor...).

bir çok başarı kazanmış olan bu tüfeğin emeklerine gerçekten minnettarız ama zamanı yakalamak istiyorsak yeni teknolojilere açılmamız gerekmektedir. yani şunu demeye çalıştım;

düşmanlarımız pkm'lerimizin ucunda, biz ise onların sadece klavyelerinin.
düşmanlarımıza dakikada 650 mermi kusabiliriz, onlar mı? dakikada minimum 3000 (bkz (bkz: dillon) gatling gun)
biz pkm'lerimizi taşıyabiliriz. ama onlar da unutmayalım mg4'lerini, balistik füze laptoplarını yanlarında taşıyor.

-silah suya girdi çıktı hala çatır çutur saydırıyo!!!
-e iyi tamam da piyadenin suda ne işi var?

bu beceride askerleri eski teknolojiye harcamak gerçekten yürek burkmaktadır.