bugün

sanat faşizmi

sanatı algılayamamış bünyelerin herşeyi sanat değeri olarak görmelerinin doğal sonucu.
genele yayılmış, sanat değeri taşıdığı var sayılan hatta ölçüm cihazı gibi kişiyi sınıflandıran birçok iş, aslında yetersiz ve sadece kitlelere yayılmayı amaçlamış iyi reklam politikasının başarılı ürünleri olmaktan öteye gitmez.
buna rağmen azıcık düşünüp tartanımız bile oltaya düşer ve sanatı anlamaya çalışmak hak eden değeri doğru yere vermek yerine genelin boşluğunu geçerli kılıp, var olan üzerinden toptan taşlama yapar.
aslında mesele ne izlenen film sayısı ne okuduğun kitaptır.okuduğunu, izlediğini,gördüğünü,dinlediğini anlamak, yorumlamak, satır aralarını okuyabilmek gerekir ki bunun için bilgiye ihtiyaç duyduğunu zaten kişi farkeder ve ihtiyacı ölçüsünde bilgilenir.
sanatın gerçek okumasını yapabilen bünye sağda solda ufak küçümseme, boş laf kırıntıların peşine düşmez aldığı zevkin keyfini çıkarır.
ki herzaman mutluluk veren bi zevkten söz etmiyorum.yeninin zevki,zira sanat eseri yeni bir fikir duygu bırakır kişide.yapılan hep aynı gibide görünse de kişide açtığı yeni bir iz olmalıdır.yada var olanı perçinleyen..