bugün

türk basketbolu

bu yıllarda takımlarımızı anlayamadığım basketboldur.

nedir bu modaya uyma arkadaş? nedir bu isimlere verilen değerler. takımlarımıza bir bakın yabancıları 1 seneden fazla oynayan yabancılar var mı? adam geliyo bir sene boyunca 18-20 sayı ortalaması yapmış. maç başına 25 top kullanmış. savunma hiç yapmamış. sonra bakıyorsun sene sonunda bir avrupa kulübüne gitmiş, devre arasında başka bir takım almış o adamı. ne farkı var bunun yıldız takıma genç takımdan oyuncu almaktan? orta ölçekli kulüpler kendilerine göre 3-4 yabancı alsa. birbirine uyumlu taşları yerine oturtsa, çoğu takımın futbolda olmayan seyirci desteği var. altyapılara önem verse kendi yıldızlarını yetiştirse. savaşan taraftar desteğiyşe uyumuyla bir takım yaratsalar. çok mu zor bu ? topla 3 yabancı sene sonunda kolejden üç tane daha deli dolu adamlar al olmaz böyle hiç olmaz hem de.

bu sorun büyük takımlarda da var. mesela en aklı başında olan takım efes pilsen'dir. bir tane transferi tutmadı bu takımın yaw. shumpert, kerem, kaya, ender ve thorton sürüklüyor takımı. takım olmak dediğin şey basketbolda çok ama çok önemlidir. eğer çok deli bütçeniz yoksa takım olmak zorundasınızdır. ama efes kendini unuttu ve sanki avrupa'nın en büyük kulübüymüş gibi saçma sapan transferler yaptı. takıma baktığınızda boş adam yok. hatta rotasyonun doluluğundan çok önemli oyuncular süre alamıyor. ancak o isimli oyuncular ne verdi takıma? santiago mesela sadece euroleague'de oynayan bir oyuncu. ne katabilir takıma? rakoçeviç mesela dengeleri bozmadı mı? takım oyununa zarar vermedi mi? bakıyorum siena'ya adamlar deli gibi takım oyunu oynuyor yahu. öyle bir savunmaları varki adamların gözü kapalı rotasyon yapıyorlar. hücumda desen en basitini öyle bir oynuyorlar aklınız durur. maçların çoğunluğu pick&roll adamların. ama bunları deli gibi ezberlemişler ve çok uygun oyuncuları var. dahası oyuncular birbirini tamamlıyor. olmadı efes takıma oyuncu doldurmakla olmuyor bu işler. bu yanlışa efes bile düşüyorsa vay halimize..

fenerbahçe-ülker ise nasıl katlanıyor o koça? oyuncuların bile nefret ettiği koçtan her hallerinden belli. fenerbahçe-ülker'de yanlışlar o kadar çok ki. takıma şu bir sene içinde giren-çıkan adam sayısı belli değil. guardımız green'di. solomon geldi, greer geldi şimdi ukiç geldi. bu arada birsürü şey değişti. kısa rotasyonu gordon giricek, ömer onan, kinsey, greer, ukiç, damir, emir preldzic oldu. soruyorum size bunlardan hangisi 3 numara oynayan oyuncu? bir tek emir preldzic oynar o da 1 numarada oynuyor çoğu kez. uzun rotasyonu desen ömer aşık, semih erden, oğuz savaş, mirsad türkcan. bir tane 4 numara var takımda rasim'i saymazsak. o da gelmiş 35-36 yaşına artık. yani bilemiyorum fenerbahçe-ülker'in işi gerçekten zor. takım yapılanması çok yanlış oldu. adam geliyor 2 idmana çıkıyor takımın best scorer'i olarak oynuyor o maçta. yani ligde her türlü kurtarırsınız ama euroleague'de organizasyon yoksa siz bir piçsiniz. itelerler sizi. bu takımda tek iş yapan davin smith'ti oda gönderildi. 40 yaşındaki adam damir herkesten daha iyi oynuyor, neden? yüreğini koyuyor çünkü. diğerleri biliyor sene sonunda gidecekler.

basketbolumuzda futbolumuza benzedi sanki. tribün olayları, takımların günü kurtarma istekleri. bir tek koçlar daha uzun süre çalışıyorlar. belki de tüm suç koçlarda ama?