bugün

james cameron

yeni nesil bu adamın değerini pek bilmez.
Yeni nesil görselin değerini bilmez.

hiç unutmuyorum Terminator 1 de endoskeletonun Sarah connor'un peşinden topallaya topallaya geldiği sahneyi.
stop motion sahneydi bu.
Ama o zamana kadar çekilmiş en gerçekçi stop motion sahneydi.
Sanki Sarah connor'u yakalasa dünyanın sonunun geleceği gerçeği film gerçeği değil de dünya gerçeğiydi.

Sonra ALiens. (ek: ripleyin kargo robotuyla kraliçe alienı tepelediği sahne)

Arkadaş gözümün önünden o tasarımlar, o muhteşem alien modellemesinin sinemaya aktarılışı, ripleyin ve adamlarının peşinden koşarken yarattığı aksiyon duygusu hiç gitmiyor.

Daha sonrası terminator 2

herkesin malumu.

Sonrası true lies.

Otoyolda harrierlarla ve helikopterlerle yapılan kovalamaca. Jamie Lee Curtisin arnold tarafından helikopterle, kontrolden çıkmış limuzinin sunroofundan çekilme sahnesi o zamana kadar benzeri çekilmemiş sahnelerdi.

filmin kendisinden tiksinsem bile bir titanik gerçeği var.

Titanik'i her geniş plandan aldığında o geminin büyüklüğü karşısında büyülenmemiz.

ve sonunda Avatar.

yıl 2010 dedik, artık görselle sonuna kadar doyduk dedik, Transformers izledik eah baydı dedik görsel işi, Terminator 4 izledik güzel kotarılmış patlama sahneleri, robot sahneleri lakin bizi etkilemedi ama avatar'ı izledik demek ki doymamışız, görsel işi bitmemiş, herkesin yapmayı beceremediği sanat eserleri de varmış dedik. yüzlerce hatta binlerce kez izlediğimiz kovalamaca, hatta oyunlarla içinde bulunduğumuz kovalamaca sahneleri hala ilgi çekebiliyormuş, insanı koltuğa mıhlayabiliyormuş dedik.
sağolsun bu yüzden james cameron bize görsel olarak her filmde daha önce yaşatılmayanı yaşattığı için.