bugün

ateist

tanrı tanımaz.

o kadar çocukşu şekilde eleştirilmiş ki, aylardır şuraya entry girmeyeyim girmeyeyim diyorum ama bir yere kadar.

benim için ateizm nedir biliyor musun? tanrı'ya inanmak zorunda olmamaktır. şöyle ki;

şimdi kuran'daki çelişkilerden, peygamberlerden bahsetmeyeceğim o konuda zaten yüzlerce şey herkes biliyor. siz bilmiyorsanız da araştırır öğrenirsiniz artık benim anlatacaklarım başka.

1- bilimin şuanda bir şeylere cevap verememiş olması hiç bir zaman cevap veremeyecek olması anlamına gelmiyor. yani bugün evrim teorisinin tam olarak kanıtlanmamış olması ki çok büyük oranda kanıtlanmıştır lakin lise düzeyinde biyoloji bilgisiyle pek anlaşılamaz, bunun önümüzdeki 10 yıl, 100 yıl içerisinde kanıtlanamayacak olması değildir. yani bilime; nasıl var olduk? diye sorup bugün cevap alamayınca işte göt oldun demek kadar saçma bir şey yoktur. eğer bilimin dilinden konuşmak istiyorsan, kendi inandığın şeyi bilimsel tabanda anlat bakalım. söyle bilim adamlarına tanrı bizi çamur ve balçıktan yarattı de, ilk insanın adı adem'dir de.

2- tanrı neden bir şeyler yaratıp sonra onların kendisine tapınmasına ihtiyaç duysun? abi ben bunu anlamıyorum. tanrı'nın ego problemi olabilir mi? olamaz. ego problemi olamazsa ben de ona inanmadım diye beni cehenneme atamaz. tanrı kötülük yapan insanları en büyük kötülükle yargılayıp ondan sonra da ben bağışlayıcıyım diyebilir mi? bir insanı misalen karşı cinsten biri ile evlenmeden sevişti diye ateşe atabilir mi bağışlayıcı? bu kadar ilkel ve vahşet içeren bir cezalandırma metodu olabilir mi?

3- varsayalım ki bu bir sınav ve bizden kendi hür irademiz ile hangi yönü seçeceğimizin görülmesi isteniyor. şeytan da tanrıya aldığı tavırın arkasından bizi yoldan saptırmak için gönderiliyor. hayır kendi yarattığı bir melek ile tanrı nasıl anlaşamaz, kendi meleğine söz geçiremez orası da muamma. bir de şuna açıklık getirin şeytan cin midir melek midir? eğer melekse hani bunlar tanrı'nın sözünden çıkmıyordu? neyse o konumuz değil. diyelim ki harbiden sınav bu dünya, e kardeşim sayısı belli olmayan peygamber yolluyorsun, 4 tane kitap çıkıyor, kopya olmuyor mu bunlar? inanmayanlar diyor ki kardeşim amerika kıtasına peygamber geldi mi? inananlar bilgi yok ama işte yüzbinlerce peygamber geldiği biliniyor birisi de oraya gelmiştir. hayır nedense bildiğimiz tüm peygamberler de ortadoğu bölgesine gelen peygamberler. acaba bunun sebebi o dönemde amerika'dan, kutuplardan habersiz olunması olmasın? zira bu dinler ortadoğuda saptırılsa tutmuş bir derece en azından konvansiyonel tanrı inancı oturmuş ama amerika'daki yerliler, kutuplardaki insanlar hepsi birer şeytan parçasıydı da mı en azından konvansiyonel tanrı inancına ulaşamadılar? bir de sinekteki panzehirden bahsetitği için kuran'ı bilimsel bulup işte allah'ın yolladığının kanıtı diyenler, neden bu kitapta kutup bölgelerinde nasıl namaz kılınacağı, nasıl oruç tutulacağından bahsedilmediğini açıklamazlar?

yer çekimi gibi bir durum bilginiz dahilinde iken, elinizden bıraktığınız bir kalemin yere düşmesi sonucu kendinizi mi suçluyorsunuz kalemi mi? -mantığınızda gidersek-beni tanrı yaratıyor, benim ailemi tanrı seçiyor, doğacağım bölgeyi tanrı seçiyor, bana saptırılabilir bir nefis ve akıl veriyor, sonra ben saptırınca suçlu oluyorum, yargılanıyorum, ateşlere atılıyorum. bu bana pek de adil gelmiyor.

şimdi inananlara gelelim. abi sevdiğinizden falan değil gerçekten korktuğunuz için inanıyorsunuz. hesaplarınız cennet cehennem üzerine. öyle olmasa günah işlemekten korkmazdınız bu kadar. ya olmasa diye düşünmekten korkmazdınız. ve öteki dünyaya inanmaya gelelim.

ben de inanmak istiyorum ciddi anlamda öteki dünyaya, çünkü bu dünyada yapamadıklarım, içimde ukte kalanlar, benden hakkımı alanlar var. daha adil bir yerde tüm haklarımı geri almak istiyorum. ama bu egomdan kaynaklanıyor. sizin de egonuzdan kaynaklanıyor. ölmeyi kabullenemiyorsunuz, öldürdüğünüz her hangi bir sinek gibi yok olmak, hayır, işte buna inanamazsınız, siz yok olamayacak kadar değerlisiniz. neden?

çünkü tanrı insanları özel olarak yarattı.

hadi yemeyin beni ya.