bugün

slayer

1990'a kadar olan biyografisi ;

Los Angeles kökenli grup yola, gitarist Kerry King ile başladı. Kerry son derece sert müzik yapan bir grup kurma planları içindeyken Tom Araya ile tanıştı ve grup kurma planlarından sonra Tom Kerry'e net bir yanıt vermedi.Bir süre sonra Kerry Jeff Hanneman ile tanıştı, o zamana kadar punk müzik ile ilgilenen Jeff bu projeye büyük ilgi duyarak gruba katılmaya karar verdi ve ardından gruba üst düzeyde yetenekli baterist Dave Lombardo katıldı. Bu arada basist ve vokalist arayan Slayer, Jeff'in Tom Araya ile konuşup ikna edip gruba katılması ile kadrosunu
kurmuş oldu. O zamana kadar yakın bir hastanede solunum yolları konusunda uzman bir terapist olarak çalışan Tom Araya, tıp ile ilgisini keserek kendisini tam manası ile müziğe verdi. Bu ne güzel bir seçimdir....

Slayer ilk olarak 1982 yılında başka grupların şarkılarını ufak kulüplerde çalarak para kazanmaya başlamışlardı. O zamanlar "Judas Priest" ve "Iron Maiden" şarkılarını çalmayı tercih ediyorlardı. Evet çığ ufak ufak başlamıştı ve giderek büyüyecek ve bütün dünyayı etkisi altına alacaktı..

1983 yılının başında grubun başına tam manası ile devlet kuşu kondu. "Woodstock" adlı ufak bir barda çalarken Amerika'nın ünlü Metal Blade Stüdyolarının sahibi Brian Slagel onların performanslarından çok etkilenerek firmalarının yeni çıkaracakları bir toplama albümde bir Slayer şarkısı görmek istediğini söyledi. "Metal Massacra III" adlı bu toplama albümde yer alabilmek için sıkı çalışmaya karar veren Slayer, Brain'a grubun kayıtlarını yapmasını önerdi...

Bunu kabul eden Slayer "Aggressive Protector" adında bir şarkı yaparak bu toplama albüme dahil oldu. Brian daha sonra Slayer'e yardım ederek onların ilk kendi albümlerini çıkarmalarına ön ayak oldu, "Show No Mercy" adındaki bu ilk albümleri Aralık 1983 yılında piyasaya sürüldü. Pek çok metal dergisi yazar, Slayer'e güldü, çünkü albüm kapağındaki keçi/şeytan illüstrasyonu onlara çok komik gelmişti. Daha henüz müzik piyasası bu tür şeylere hazır değildi...

1983 yılında bir başka klasik albüm daha piyasaya sürüldü. Evet sizinde tahmin edebileceğiniz gibi Metallica'nın "Kill'Em All" albümü. Metallica'da Slayer gibi 1981 yılında müzik yapmaya başlamıştı.Show No Mercy albümü pek çok çığlık,gitar solosu ve son derece hızlı bateri soloları ile doluydu. Herkesin ortak bir kanısı vardı oda Tom, Jeff, Kerry ve Dave'in enstrümanlarını son derece profesyonelce ve iyi kullandıkları idi. Örneğin bir dergi "Dave Lombardo, Lars Ulrich'ten 8-10 gömlek üstündür" diye yazmıştı. Açıkçası bu fikre %100 katılmaktayım."Show No Mercy" çeşitli teknik sorunlar yüzünden 1984 yılında Avrupa'da piyasaya sürüldü.Aynı sene içinde Slayer "Chemical Warfare" adında bir şarkı bestelemişti. Bu onların şimdiye kadar yaptıkları en sert şarkıydı.Hemen ardından "Captor Of Sin" adlı şarkıyı kayıt ettikten sonra "Haunting The Chapel" adlı EP'lerini piyasaya sürdüler.

1985 yılında Slayer eylemlerine devam etme kararı alarak "Hell Awaits" albümünü piyasaya sürdüler.Albümün yapımcılığını onları keşfeden Brian
Slagel yapmış ve kendi firması Metal Blade etiketi ile piyasaya sürmüştü.Albüm, ismi gibi satanist içerikleri ile dolu idi (Hell Awaits - Cehennem Bekçileri). Albüm çok kısa süreç içinde 100.000 adet sattı (O zamanlar için çok ciddi bir rakam) ve bütün büyük firmaların dikkati, Slayer üzerinde toplandı. "At Dawn They Sleep", "Kill Again", "Necrophilliac" ve "Hell Awaits" gibi muhteşem şarkıların olduğu bu albüm
metal müzik piyasası için gerçek bir hazinedir. Show No Mercy albümü çıktığında onlara gülen eleştirmenler, utanç içinde köşelerine saklanmışlardır. Grup 1985 yılında ilk Avrupa turnesine çıktı....

Bu albümden sonra speed metalin önü kesilmiş ve yavaş yavaş trash metale dönüş başlamıştı. Albümün açılış şarkısı "Angel Of Death" 2.ci Dünya Savaşı sırasındaki ünlü Auschwitz toplama kampında masum yahudiler üzerinde insanlık dışı deneyler yapan hasta ruhlu doktor Joseph Mengele'nin acımasızlıklarını anlatmaktadır.Bu şarkıyı Jeff Hanneman yazmıştır.Uzun sarı saçları olan bu gitarist Nazi Almanya'sı ile (SS-Waffen SS gibi askeri teşkilatlar) ilgilenmekteydi ve çok geniş bir Alman savaş ve Nazi madalyası kolleksiyonu vardır. Bu şarkı yüzünden pek çok insan Jeff ve diğer Slayer elemanlarının nazi olduğunu düşünmeye başlamışlardı ama onlar asla nazi değillerdi.Slayer grup logosunda bir demir kartal yer alması ve grubun fan klübünün adının "Slaytanic Wehrmacht"( wehrmacht = Almancada askeri güç, ordu demek) olması onların senelerce nazi grubu olarak bilinmesine yol açtı..

Grup Amerika ve Kanada'da ciddi zorluklar yaşadılar. Konser salonları Slayer'a salonlarını kiralamak istemediler. Büyük müzik firmaları onları reddetti, bu yüzden Ekim 1986 yılında "Reign Of Blood" albümü Def Jam Stüdyolarından piyasaya sürüldü. Bu yüzden Avrupa'daki Slayer fanları 1997 senesinde Slayer'in konserlerini seyretme şansına sahip oldular.Burada dikkati çeken nokta ise "Reign In Blood" albümünün şarkı sözlerinin satanist ve vahşi ifadelerle kurgulu olmasaydı. Yani nazizm ile uzaktan yakından alakası yoktu.

Slayer, "Reign In Blood" albümü ile 1987 yılında ilk altın plak ödülünü almaya hak kazandı. Amerikada çok kısa bir süre içinde 500.000 albüm satması ve Amerika'da hiçbir konsere dahi çıkmamalarına karşın Amerika metal Top-100 listelerinde haftalarca ilk sırada kalmaları bu albümün başarısının ufak bir ispatıdır. Aynı sene içinde Slayer, efsanevi rock grubu Iron Butterfly'ın 14 dakikalık "In A Gadda Da Vidda" şarkısını "Less Then Zero" filmi için cover yapmışlardır.Hiç bir grup Slayer'in alt grubu olarak sahneye çıkmak istemiyordu. Çünkü seyirciler ilk saniyeden itibaren "Slayer! Slayer!" diye bağırıyorlar ve grupların kendilerini kötü hissetmelerine yol açıyorlardı..

Fakat herşey Slayer için iyi gitmiyordu . Grubun içinde sorunlar çıkmaya başlamıştı. Tom, Kerry ve Jeff bir yanda Dave başka bir yanda idi.Grup içinde kutuplaşma oluşmaya başlamıştı ve ardından Dave gruptan çıkartılarak yerine Whiplash grubunun bateristi Tony Scaglione alındı. Fakat istedikleri performansı veremeyen Tony grupta fazla barınamadı ve çıkartıldı. Daha sonra aralarındaki sorunlar çözülmüş ve Dave tekrar gruba dahil olmuştu. Grup hiç ara vermeden uzun bir Amerika ve Kanada turnesine çıktı.Bu arada eğer Dave gruba dönmeseydi Sacred Reich grubunun bateristi Gregg Hall'un gruba alınacağı söylentileri uzun süre konuşuldu. Ve 1988 yılında Slayer'in yeni albümü çıktı.

South Of Heaven...

"South Of Heaven" 1988 yılında piyasaya sürüldü. "Reign In Blood" albümünden biraz daha az sert ve hızlıydı.Bunun sebebi, müziklerin genelde Tom Araya ve Jeff Hanneman tarafından yapılmış olmasıydı. Daha önceleri genelde daha hızlı ve sert tekniğe sahip olan Kerry King'in şarkıları kullanıldığından son albümde daha yavaş tekniğe sahip olan Tom ve Jeff'in ön olana çıkması ile albüm Reign In Blood kadar sert olmamıştı. Bu albümdeki "South Of Heaven" şarkısı ayrıca Tom Araya'nın ilk yaptığı şarkıdır. Bu albümde şarkı sözlerinde de bir takım farklılıklar dikkati çekmektedir, yine sert ve satanist ifadeler kullanılmış ama bunun yanında ilk defa, nazizm, savaş, kürtaj ve televizyon vaizleri şarkı sözlerine dahil olmuştur. South Of Heaven, Mandatory Suicide ve Silence Scream bu albümün lokomotif şarkıları arasındadır.Slayer bu albümü ile de bir altın plak almaya hak kazanmıştır.Trash Metal dünyasının büyük dörtlüleri arasına bu albümden sonra girmiştir. Metallica, Anthrax ve Megadeth ile birlikte trash-metal dünyasının en büyük 4 grubundan birisi olmuştur.

1990 yılında grup "Seasons In The Abyss" albümünü piyasaya sürdü. Bu albüm eski ve yeni ritmler taşımaktaydı. Bir önceki albüm "South Of
Heaven"'dan daha sert olan bu albümde Tom Araya'nin vokalini biraz daha sertleştirdiğini görüyoruz. Tom bir ara seri katiller olayına daldığı için bir zamanların ünlü seri katili Ed Gein'den etkilenerek bu albümde "Dead Skin Mask" şarkısını yapmıştır. War Ensemble şarkısı ise konserlerde çalınıp seyircileri coşturacak lokomotif bir şarkıydı. Seasons In The Abyss, Slayer'in çıkış anında en çok sattığı albümdür. Amerika'da 1.000.000 dan fazla satarak Platin Plak ödünülü almıştır. *