bugün

miserere

halen okumakta olduğum jean - christophe grangé kitabı.

birçok yerde gördüğüm kadarıyla okuyanlar bu yeni kitabın öncekiler kadar başarılı olmadığını söylemişler. grangé'in bundan önce türkiye'de yayınlanan tüm kitaplarını ****** da okumuş biri olarak şu noktaya kadar benim gözüme böyle bir durum çarpmadı. aynı grangé var karşımızda, tarzı insanı içine çekmekte oldukça başarılı. ve araştırmacı özelliği, sınır dışına çıkma hastalığı yine hissettirmiş kendini. ayrıca alabros kesilmiş saç ve glock marka silah takıntısı da her zamanki gibi mevcut.

ancak biz türk okurlar için rahatsız edici bir durum kitabın başında gözüme çarptı ki, belirtmeden geçemeyeceğim.

--spoiler--
kitabın baş karakteri lionel kasdan, bir ermeni polis. emekli olmuş ve vaktini paris'teki bir ermeni kilisesinde geçiriyor. kitabın ilerleyen bölümlerinde pek fazla olmasa da ilk kısımlarında ermenilik meselesine oldukça fazla değinilmiş. ikinci bölümün başında bu ermeni kilisesinin duvarlarında yer alan tablolardan bahsedilirken tablolardan birinin 1915 tehciri'nde hayatını kaybeden ünlü kişileri resmettiğini anlıyoruz. evet, bu kısmı en başta türkçe çeviriden okudum. fakat grangé'in kendi sitesinde yer alan kitabın ilk 2 bölümünün fransızcasında bu kısım "le troisième était consacré à des intellectuels célèbres, déportés et tués durant le génocide de 1915." olarak anlatılmış. cümlenin tam çevirisinde ise tabir "1915 tehciri" değil, "1915 soykırımı" halini alıyor.

çevirmenimiz tankut gökçe'nin küçük etkisiyle daha yumuşak bir hal alıyor durum, fakat bu grangé'nin soykırım tabirini kullandığını değiştirmiyor.

--spoiler--

zevkle okuyorum miserere'yi halen. muhtemelen çıkacak diğer kitapları da büyük zevkle okuyacağım. koyarım genocide'ine de. canını yerim grangé. sen yaz, ben okuyayım.