bugün

yaz günü türbanla gezenler

Allah'ın ve Hz. Muhammed'in, âyet, hadîs, icmâ ile sabit apaçık ve kesin bir emrini yerine getiren, bundan kaçmak için hiçbir bahaneye sığınma çabası göstermeyen, birilerinin "sıkıntı" diye işi bulandırma çabalarına rağmen, sıcak veya soğuğun sıkıntı değil ancak "görevini yerine getirme uğruna katlanılabilecek, ve bununla büyük bir iç huzuruna ulaşılabilecek bir durum" olduğunu bilen insanlardır.

Tesettür kadın erkek herkesi kapsayan bir emirken (kadının ve erkeğin örtünmesi gereken yerleri, bu konuda Allahu teâlâ tarafından çizilen çerçeve için bakınız ilmihal kitapları), bu emre uyan kişilerin neden bu denli garip karşılandığı/karşılanmak için çaba sarfetme şöleni düzenlendiği sorusunu akla getirirler.

En soğuk günlerde bilumum dekolte giyen bayanların durumu üzerine bu denli kafa yormayanların, iş tesettür ve kapanma olunca niçin bu denli yaygara kopardıkları da (aslında cevabı belli, bazan ideolojik, bazan cinsel dürtüler nedeniyle çığırtkanlığa sebep olan) bir muammadır.

Halbuki Türkiye demokratik bir ülkedir, herkes giyiminde özgürdür, bir tarafın dekoltesine "daha çok aç daha çok aç" diye tempo tutarken, bir tarafın kapanmasına "yav yaptığında iş mi, yırt at şunları da gözümüz gönlümüz açılsın" demenin, iç ve dış sesle bunu avaz avaz bağırmanın ne eşitlik, ne insan hakları ne akl-ı selim, ne de vicdan-ı selime uymayan ilkel bir tavır olduğu bellidir.

Bu ilkel tutum, insanı, "Rabbim sen hakikati herkesin görmesini nasip eyle; bilmediklerini öğret ve kalplerine sukûn nasip eyle" diye dua ettirir.