bugün

yakarış

ulu tanrı!

gün batıyor, sevgili korkun gönlümde doğuyor. kumral akşam bana sessizlikler içinde büyüklüğünü fısıldıyor... bu alaca karanlıklar arasında bir kulun, dilmaç kullanmadan, öz bilgisiyle sana diller dökmek istiyor... ödünç giyim almadan, kendi çaputlarıyla karşına çıkmak diliyor.
onun yalvarışlarını dinlemez misin?

kanadı incinmiş, karnı acıkmış bir serçenin ötüştüğünü anlarsın! boynu bükük, benzi uçuk bir çiçeğin istekçiğini duyarsın... bugün ben bir türk'ün, yıpranmamış, sesini birinci olarak sana eriştirmek isteyen suçunu bağışlasan gerektir.

bilmeden yaptıkları suçları varsa dünkü emeklerine bağışlamaz mısın?... bağrı karalarını bugünkü gözyaşlarıyla yıkmaz mısın? yürekleri karardıysa, eşiğinde yerlere sürünen alınları aktır, yüreklerinin karaltısını aydınlatmak, düştükleri uçurumdna bileklerini tutmak, onşarı doğru yola getirmek sana güç değildir. ey ulular ulusu!... güç değildir!
şimdi önünde çıplak gönlüyle kekeleyerek söylenen bu kulun bütün yurttaşlarıyla bir yargılayıcı bakışının yoksuludur. ey büyük tanrı!
sen yine onları unutma! sen yine onları esirge!

bak! sızan göz yaşlar ne ağlıyor?
sızan yürekler ne inliyor?

ahmet hikmet müftüoğlu - çağlayanlar *