bugün

mustafa muğlalı

1882 yılında Muğla'da doğdu.
1898 Yılında harp Okulu'na girdi.
1943'te 3. ordu Komutanı oldu.
1947'de emekli edildi.
33 Kurşun olayı için önce idamla yargılandı, sonra 20 yıl ceza aldı.
1951 yılında mahkumiyeti sırasında rahatsızlanarak GATA'ya kaldırıldı ve orada vefat etti.

1998 yılında Muğlalı'nın büstü, Harp Akademileri'ndeki "Kahramanlar Geçidi"nde Atatürk ve Fevzi Çakmak'ın yanına yerleştirildi.
2004 yılında Van'ın Özalp ilçesi'ndeki 3. Hudut Tabur Komutanlığı'na orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası adı verildi.
Muğlalı TBMM tarafından da istiklal Madalyası ve takdirname ile ödüllendirildi.
Muğla'da adını taşıyan bir iş merkezi bulunuyor.

isfendiyaroğulları'ndan Ömer Bey'in oğlu olan Mustafa Muğlalı 1904 yılında Harp Akademisi'ni bitirdi. 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'nda, 1914-1918 yılları arasında da Birinci Dünya Savaşı'nda görev aldı. Kurtuluş Savaşı yıllarında Kuva-yı Milliye'ye bağlı olup sonradan adı Yavuz grubu olarak değişen Zabitan grubuna komutanlık yapmıştır. Ancak bu görevleri sırasında gösterdiği bazı tedbirsizlikler de gözlerden kaçmamıştır. Örneğin Hintli müslümanların temsilcisi sıfatıyla Ankara'ya gelen ama aslında ingilizler adına casusluk yapan ve Mustafa Kemal'e suikast girişimi suçundan idam edilen Mustafa Sagir'in yolculuk belgelerinin üzerinde Muğlalı Paşa'nın mührü bulunmaktadır.

1922'de zaferin kazanılmasından 1926 yılına kadar Albay rütbesiyle 18, 13, 10, 3, 11 ve 41. tümen komutanlıklarını yapan Muğlalı paşa'nın yıldızı devletin 1926 yılındaki Dersim yöresindeki isyanlardan sorumlu tuttuğu Koçuşağı aşireti'ne karşı yürütülen "Tedip Harekatı" ile parladı. Harekatın icrası için, bir piyade alayı, bir bölük, üç dağ bataryası, 6 tayyare temin edilmişti. bunların yanısıra jandarma ve milislerden oluşan oluşan gruplar da seferber ilan edildi. 6 Eylül 1926 tarihinde başlayan harekatın ikinci günü akşamı Koçuşağı Aşireti'nin ileri gelenleri teslim bayrağı çekmişlerdi bile. Fakat Muğlalı paşa bunu samimi görmeyerek hareketa devam kararı aldı. 30 eylül'de Koçuşağı isyancılarından bir grup Mustafa Muğlalı Paşa'nın Amutka'daki Mıntıkasında çadırları basınca harekat 30 ekim'e kadar sert bir biçimde devam etti ve isyancılar saklandıkları mağaralarda teker teker öldürüldü.

Mustafa Muğlalı paşa'nın bundan sonraki görevi ise 1925'teki Şeyh Sait isyanı'ndan sonra civarındaki yerlere yayılan ve burada sağa sola saldıran eski isyancıları imha etmekti. Haziran 1927'de bölgeye gelen Muğlalı Paşa'nın emrine verilen kuvvetler 7. Kolordu'dan 62. ve 63. Piyade alayları (bir tabur eksik), 40. süvari alayı, 7. Seyyar Jandarma Alayı, bir muhabere, bir sıhhıye birliği, 8. Kolordu'dan 12. ve 19. Alay (Bir tabur daha sonra Bingöl'den geldi), 3. Seyyar Jandarma Alayı, 3 dağ bataryasıydı. Ayrıca devlete sadakatleriyle tanınan Hezanlı Şeyh Selim Efendi Milisleri, Şeyh Selamet Köyü milisleri, Bicar milisleri, Lice Milisleri, hani Milisleri, Bingöl'den katılan milis grupları ve gökdere milisleri de kendilerine yardımcıydı. 3 Kasım'da Bicar Tenkil harekatı bittiğinde 280 kadar köy yakılmış, 2.000'den fazla asi de kurşuna dizilmişti.

Bu olaylardan sonra Mustafa Muğlalı Paşa Tümgeneralliğe yükseltildi. 1927-1928 yılları arasında 3. ordu Kurmay Başkanlığı, 1928-1929 yılları arasında genelkurmay 2. Başkan Yardımcılığı, 1929-1931 yılları arasında da 57. Tümen Komutanlığı görevlerini icra etti. 23 Aralık 1930 tarihli "Menemen Olayı" nda, Asteğmen Kubilay ve 2 Bekçi'yi katledenleri yargılamak üzere kurulan Divan-ı Harb'e Mustafa kemal tarafından başkan olarak atandı ve 2.200 kişiyi tutukladı, 606 kişiyi yargıladı, aralarında Nakşi Şeyhi Esat Hoca da olmak üzere 28 kişiyi idama mahkum etti. Bu kişileri de halka gözdağı vermek için şehrin değişik yerlerinde (Tuz pazarı, istasyon, Hükümet Meydanı, Sinema Önü) astırdı.

1931 yılında korgeneral rütbesine yükseltildi. 1931 - 1939 yılları arasında 1. Kolordu Komutanlığı, 1939 - 1943 yılları arasında da istanbul'da bulunan 3. ve 10. Kolordu Komutanlığı yapmıştır. 25 Şubat 1942 yılında Orgeneral Rütbesine yükseltilen Muğlalı 1942-1943 yılları arasında Yüksek Askeri Şura üyeliğine getirildi ve 25 Şubat 1943 yılında 3. Ordu Komutanı oldu ve görev bölgesi olan van'ın Özalp ilçesine gitti.

24 temmuz'u 25 temmuz'a bağlayan gece Van Valisi'nin evinde aralarında Muğlalı'nın da olduğu generaller devletin itibarını zedeleyen Mehmedi Misto'ya haddini bildirmek için casusluk yapma suçundan dolayı yakalanmış olan 33 kişinin öldürülmesine karar verdiler. 30 Temmuz 1943 günü kutur Deresi Çiili Gediği'nde götürülen 32 kişinin infazı gerçekleştirildi. Buna katliam demek daha doğru olur çünkü öldürülen kişilerin elleri arkadan bağlıydı. fakat aralarından kurtulan ve çatışma sırasında öldürüldüğü söylenen bu kişilerin aslında ne şekilde katledildiklerini bir mektupla abisi ismail Özay'a anlatan ibrahim Özay sonucu olayın seyri değişti. ismail Özay 15 eylül 1943 tarihli bir telgrafla durumu meclise bildirdiyse de cevap alamadı, arkasından da 20 Aralık 1943 tarihli bir dilekçe ile başvurdu ama yine sonuç çıkmadı. Ancak 3 Aralık 1948'de çok partili dönemin yeni partisi Demokrat Parti'nin Eskişehir Milletvekili ismail Hakkı Çevik, bir soru önergesi vererek 1943 yılında Van'ın Özalp ilçesinde neler olduğunu sorunca olay yeniden alevlendi. Önergede Mustafa Muğlalı'Nın adı geçmiyordu. Ama Demokrat Partililer bunun CHP'yi yıpratmak için iyi bir manevra olduğunu keşfetmişlerdi. Ayrıca Menemenli esat Hoca'Nın intikamını almak isteyen Nakşilerde bastırınca 19 Ocak 1949'da Mustafa Muğlalı'nın soruşturulmasına başlandı. genelkurmay Askeri Mahkemesi 23 Kasım 1949'da görevsizlik kararı vererek Mustafa Muğlalı'yı tahliye etti. Görevsizlik kararı, 9 Ocak 1950 tarihinde Askeri Yargıtayca bozuldu. 2 Mart 1950 tarihinde verilen nihai karara göre Mustafa Muğlalı idama mahkum edildi, sonra bu ceza yaşı nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Olay sırasında Mustafa Muğlalı ile birlikte yargılanan diğer askeri personelin beraat etmesinde Mustafa Muğlalı'nın "Ben emir verdim, subay ve memurların bir suçu yoktur" şeklinde emir vermesinin de etkisi olduğu söylenir.

Hüküm Muğlalı tarafından temyiz edildiği sırada mahkemece Mustafa Muğlalı'nın Gülhane Askeri hastanesi'nde yapılan muayenesinde ileri derecede akli yetersizlik tespit edilmiş, Muğlalının tahliyesine karar verilmişti. Muğlalı 27 Eylül 1950 tarihinde tahliye edildiyse de konuyu meclis gündemine getiren DP Diyarbakır milletvekili Mustafa Ekinci 3 kişinin ölüm kararı ile suçlanan Mustafa Muğlalı'nın neden dışarıda olduğunu soruyor, eğer deliyse tımarhaneye, aciz ise Darülaceze'ye , sağlam ise de hapishaneye götürülmesini istiyordu. Basın bu olayın tam üzerine gideceği sırada 11 Aralık 1951 tarihinde Mustafa Muğlalı 69 yaşında iken vefat etti. Edirnekapı şehitliği'nde toprağa verildi. Vefat neden ile dava düştü.
(Taraf, Ayşe Hür, Habertürk, Vikipedia)