bugün

kazım koyuncu

25 Haziran 2005'te yaşama gözlerini yumdu Kazım Koyuncu. Aradan 4 sene gecti. Kimileri icin bu 4 sene cabuk gecti, kimileri icin ise bu 4 sene 40 sene gibiydi. Kazim Koyuncu'nun sevenleri onu bir kez olsun unutmadi, onu sarkilariyla andik her zaman. Ne zaman efkarlansam Kazim Koyuncu'nun sarkilarini dinleyerek onu anarim, onu bir kez olsun unutmamak icin onun sarkilarini dinlerim. Belki de bu benim kendi acimdan yapabilecegim tek birsey. Kazim Koyuncu'nun mücadelesine saygi duyarak, onun türkülerini dinleyerek baglandim kendisine. Ama ne yazik ki hayatin aci gercekleri bu dönem de kendi yüzünü gösterdi. Kazim Koyuncu aramizdan ayrildi. Halbuki o daha Trabzon formasi giyecek, sarkilarina devam edecekti. Halbuki o daha baris icin, özgürlük icin sarkilar yazacak, o meshur gitariyla bizlere dinletecekti. O mücadelesinden hic kopmadi, bizlerden ayrilirken bile onurlu mücadelesini bize devretti.
O hep ezilenlerin, fakir insanlarin, emegiyle hayatta kalmaya calisan onurlu insanlarin yanindaydi o onurlu durusuyla...

Böyle büyük bir insandi iste Kazim Koyuncu !

Karadeniz'in asi cocugu, denizin hircin cocuguydu kendisi. Asiligi her zaman onun mücadelesinden kaynaklaniyordu. O toplumsal olaylara karsi kayitsiz kalamiyordu, baris icin mücadele ediyordu. Keske herkes onun kadar asi olabilse, keske herkes onun mücadelesini örnek alip onun bize devrettigi görevi yerine getirebilse!

"Bu arada, hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsada fırtınalara, birgün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişot'lara, ateş hırsızlarına, Ernesto "Che" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebileceğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, herşeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen - öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama herşeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.
Teşekkürler dünya . "

Kazım Koyuncu

Haziran'da ölmek zordur ...
Sunay Akın söylediği "Doğum eşitliktir. Ölüm seçkinleri ortaya çıkarır" sözünün en çok yakıştığı insanlardandı o.
Ölüm; Adın kalleş olsun! Kazim Koyuncu'yu aklimizdan, yüregimizden silemeyeceksin. Biz onu her zaman gülen yüzüyle, mücadelesiyle hatirlayacagiz !
Güle güle denizin çocuğu. Seni hic unutmayacagiz, hep bizimlesin. Seni hep gülen yüzünle hatırlayacağız...

Mavisinde, akında siyah keser
Karadeniz çırpınır dalgaları köpük köpük
Vahşet hırçın eser dağ yamaçları dökülür

Eser fırtına kumlar savrulur
Gözlerimde ışıklar kırılır
Rüzgar önünde serçe tüy döken günde
“ölüm adın kalleş olsun”

Dalgalarında asi çocuk
Ölmez büyür içimizde
Düşman bir sırtlan girmiş sinsice
Dişleri etimizde kemiriyor ha bire
Ölmez asi çocuk ölmez yiğitler bizde.