bugün

vatandaş kürtçe de konuş

-----alıntıdır-----

http://www.radikal.com.tr...2009&ArticleID=938166

29/05/2009
Adnan Menderes hükümeti döneminde başlatılan 'Vatandaş Türkçe Konuş' kampanyasının bu kez Kürtçe versiyonu gündemde

Kürt dili ve eğitim hareketi Batman şubesi, Kürt diline sahip çıkılması için kentte bir dizi kampanya başlattı. ilk olarak reklam panolarına 1893- 1951 yılları arasında yaşayan Mir Celadet Bedirhan'ın, "Ey virane olmuş Kürtler, ya Kürt olduğunuzu söylemeyin ya da Kürt olduğunu iddia ediyorsanız o zaman Kürtçe okuyun, Kürtçe yazın ve Kürtçe konuşun" sözlerinin yazılı olduğu afişler asıldı. (dha)

-----alıntıdır-----

Yapılan "Vatandaş Kürtçe Konuş" hareketinin doğrusu ve olması gerekenidir.

Hiçkimse bu ülkede asimile edilmemelidir. Her etnik köken, kültürünü yaşatabilmelidir. Atatürk'ün de dediği gibi geçmişini, tarihini, dilini bilmeyen bir milletin geleceği de yoktur.

Ama bu hareketi başlatanlara ve hareketin sloganı olan cümleye bakınca insanların içine düşürüldüğü yanılgılar var. Burada kimse bana çözümden veya iyi niyetten bahsetmesin. Burada amaç insanların dilini ve kültürünü yaşatmak değildir. Tıpkı bugüne kadarki yöneticilerin normal hakları bu insanlardan esirgediği gibi, bu hareketi başlatanlar da amaç olarak insanların özgürlüğünü düşünmemektedir. Amaçları her iki tarafın bugüne kadar yaptığı gibi çözümsüzlükten nemalanmaktır.

Oradaki vatandaşlara "kürtçe konuş" demek ve türkçeyi dışlamak, hiçbir şey katmayacak... o bölge insanının diğer bölgelerden dışlanmasına yardım edecek. Yani bölücülüğe hizmet edecek. Amaç budur. Daha kürtçe eğitim bile sağlanamamışken faşizan söylemle Kürtçe konuşmayı Türkçe'yi dışlayacak bir söylemle teşvik etmek anlamsızdır. Bu insanların eğitim hakkı bile yokken Kürtçe, Türkçe'yi dışlaması onları ne daha eğitimli bireyler yapmaya yardım edecektir ne de özgür hissettirecektir. Yarın gençler büyüyüp Türkçe bilmediğinde ne eğitiminin geçerliliği olacak, ne de ülkenin metropollerinde iş imkanı olacak. Zaten terörü gerek DTP kanadı, gerekse iktidar tarafı destekleyerek gerginlik siyasetinden rant sağlıyor. Bu sayede bölgede kaderine terk edilmiş insanlar yaratarak kültür ayrışmasını körüklemeye çalışmak, faşizan söylemlerle kitleleri sürüklemek bu ülkeye hiçbir yarar sağlamayacaktır.

isteniyor ki bu ülkede doğu ve batı arasında farklar çoğalsın... insanların anlaşmazlıkları beslensin... Sonra da biri mazlumu oynasın, biri de terörden şikayet etsin. Oysa cehaleti de terörü de yaratanlar ve besleyenler bu çözümsüzlük siyasetini güdenler...

Zamanında "Türkçe konuşun" söylemi ne kadar yanlışsa, şimdi de "Kürtçe konuşun" söylemi ile kitleleri sürüklemek o kadar yanlıştır. Önemli olan hakim dili de bilebilmektir. Düşünün, bu sebeple insanlar metropollerde bile ingilizce veya başka bir dil öğrenmenin telaşı içinde... Şimdi soruyorum, bu ülke içinde bile Kürtçe hakim dil değilken ve olamayacakken, eğitim adaletsizliği de olan bölgelerde Türkçeyi topyekün dışlamak ne kadar iyi niyetli bir çabadır? O insanları kaybedenken biraz daha kaybeden yapmak ve ırkçılığı faşist söylemlerle körüklemek ne kadar olumlu bir çabadır? insanlar Kürtçe konuşsun, konuşabilsin, yazabilsin, eğitim alabilsin, tv kanalı açabilsin, kitaplar yazabilsin, şarkılar söyleyebilsin... Hatta ne kadar etnik köken varsa hepsi hepsi bunları kendine özgü kültürü ile yapabilsin... Ama topluluk içinde yeni sınırlar koyacakmışçasına birbirinden uzaklaştıran bu söylemler ve hareketler niçin?

31.05.2009
16:09

http://albastropos.blogcu...ce-de-konus_44961701.html