bugün

stoya

bir insanın hayatında görüp görebileceği en açık tenli dilberdir kendileri. sırp-iskoç kırması olmasının, bu denli açık tenli olmasında kuşkusuz büyük payı var(hatta sırf bu yüzden). bu haliyle götürüp musalla taşına yatırsan. ölü sanıp, götüne pamuk tıkar, dört kolluya bindirirler allah muhafaza.

filmlerini izleyenler bilir, seyircinin damağında belgesel tadı bırakır genellikle. dikkatli izlenirse zaten iç organları net bir biçimde görülebilir. organların çalışma prensipleri olsun, vucut içinde konumları olsun, her bişeyini açıkca görebileceğimiz, gizlisi saklısı olmayan bir insandır en nihayetinde.

henüz 23 -yazıyla "yirmi üç"- yaşında gelecek vaad eden genç yetenek olması münasebetiyle, en az bir 20 sene daha sektöre, dolayısıyla biz abazanlara hizmet verecek olması, onu tanıyan nesil adına gurur vericidir.

yüzlerce filmini seyretmiş bir hayranı olarak fark ettiğim diğer bir husus, mal olması. evet bildiğimiz mal. sen bu kadar güzel ol, sonra git porno filmlerde oyna. olacak iş değil. bir de mallığından olsa gerek, lezbiyen temalı filmlerinin neredeyse tamamında, şamar şaplak dayak yiyor oluşu. insan bu kadar mı pasif karakter olur. bulmuşlar sırtı yumuşak eşeği semer vuran çok olur tabi. hayır ne karşılık veriyor ne itiraz ediyor. zaten bembeyaz teni var, sırf bu yüzden filmleri pancar gibi vucutla tamamlıyor. şahsen ben bu durumu içime sindiremiyorum.

neyse efendim başarılarının devamını diliyorum. takipteyim...