bugün

bukalemundan mektuplar

ne yediği, içtiği belli olmayan yazar tarafından amaçsızca kaleme alınmış mektuplardır. anlık içinden gelişleri uzun soluklu satırlara vurur.

Merhaba sen!

Dün ayışığının denize vurduğu anlarda düşündüm seni geçmişin gölgesinde. Aslında gözümde bir wayne rooney olmasa da George clooney kadar beyaz perdenin en gizemli kadın oyuncularından birisin. işte bu yüzden orta sahanın yarı alanına bakan diliminde artık sadece tornavida ve Hindistan cevizi var.
Buna inanmayacaksın ama sen oraya ceviz koyarsan aytekinler prag'da yazlık alırlar sahil kenarında. Bildiğin üzere aytekin'in babası prag su işlerinde çalışıyor. Bu sebepdendir ki recep tekin'in asfaltları bozuldu. Daha biz onarmaya başlamadan benim ufak oğlanın önlü masrafı falan çıkınca kondansatör sarj-desaj süresini tam olarak hesaplayamadım.
Sen uzaktan görmezsin amma x giderken sonsuza ben de uzun ince bir yolda gidiyordum. işte tam bu esnada bazı antivirüs yazılımları "a virus has been detected" gibisinden uyarılar vermekteydi, dedim ki; pencereleri pembeye boyamalıyım. Önceleri biraz yadırgansa da sol majör ve minor tınıları soruna çözüm olmuştu. Bu, çok harika ve sevinçli bir haberdi bütün aile için. Başladım şarkılar, türküler söylemeye;

bak yurtiçi geliyor
selam veriyor
herkes bana veriyor
merak ediyor.

Soranlar oldu, ne diye bu şarkı? Amacım 35 santim dedikodusunu gizliden yaymaktı ve başarılı oldum da. bu spekülasyonlarla birlikte kapıldığım sürrealist akımda Salvador dali boyamalarında kendimi buldum. Sanki bu bir vincin kontrol sistemindeki bütün rölelerin çekmesi, geride kalmış zavallı kontaktörlerin atmasıydı. Artık dayanamıyordum ve dedim ki;

"0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144"

Ardından leonarda da vinci bazı çalışmalarından bana söz etmek istedi. Önceleri ürktüm ve tüm cesaretimle sordum;

"pi'yi kaç aldın?"

Verdiği cevapla şok olmuştum;

"3.14"

Bu devirde vinci gibi bir adam pi'yi 3.14 alıyorsa kesin geçim sıkıntısı vardır dedim kendi kendime. Çarşı'nın böyle şeylere karşı olduğunu çok iyi bilmekteydim oysa...

Tamam dostum, tamam. Dur soluklan bir. Nefes al. Derin derin. Dinle söyleceklerimi,

"Ergenekon Salvador vinci'ye ulaşmıyor."

Nefes alışlarının yavaşladığını görüyorum. sakinleşiyorsun. umarım anlamışsındır demek istediklerimi. Bu kadar yazıyı içimdeki duyguları gayet açık bir şekilde anlatmak için yazdım.

p.s :

batman knight begin'i izledim. Kumar kağıdı tipli adam ölmüş biliyor musun? Bu da üzücü tabi, insan çiceği solsa üzülür. Lakin benim balkonum güneş almadığından açık olur perdeler. Sıcak olur öyle&...

onca yazdım sen de döşünü sıcak tut. Hatta iyi bir melek olursan şirine'yi bile görebilirsin.

Kendine iyi bak. Sevgilerler...