bugün

acun ılıcalı

çürüten bir düzenin çürümekte olan insanlarına "örnek alınması gereken zeka parıltısı, büyük prodüktör" olarak yutturulmaya çalışılan kişi. uludag sözlüğü beğeniyormuş diye bin türlü yalakalık örneğini sahneleyenlere de bir sözüm yok elbet, onlar tam da buna layıklar zaten.
her neyse yaptığı programların vasat oluşunu bir kenara bırakıyorum lakin gelin görün ki ben bu adamın henüz acun firarda'yı çektiği bir dönemde hangi televizyon olduğunu unuttuğum bir röportajına denk gelmiştim, yanında eşiyle birlikte. kendisi o dönem bahamalar senin maldivler benim gezerken, nice latin kızlarının sırf muzur sunucu ayağına orasına burasını mıncıklarken o röportajda eşiyle ilgili söyledikleri, kendisinin kadına bakışıyla alakalı düşünceleri karşısında oha demekten kendimi alamamıştım. eh tabi adını "maço erkek" "taşfırın erkek" gibi sevimliliklerle meşrulaştırıp kadının bütün yaşamına aleni bir şekilde müdahale etmek, onu kişiliksizleştirip eve hapsetmek, maddi koşullar nedeniyle kendinize mecbur bırakıp köleleştirmek, başörtüsüne hapsetmek sizin tabiyatınız gereği. kendin dünyanın bilmem neresinde jennıfer'lardan öpücük alıp kur yaparken iyi, ama iş kadına gelince "benim karım yalnız başına dışarı çıkamaz" "benim karım çalışamaz" armutluğunu yapmak ve öte yandan bu armutluğa kucak dolusu alkış toplamak ancak böylesi bir toplumsal düzenin ürünü olabilir. şimdilerde sadaka dağıtan başbakan'ının sadaka dağıtan sunucusu olmayı ihmal etmiyor, bu da sosyal devlet'in sosyal sunuculuk anlayışından olsa gerek kim bilir! *