bugün

selanik nerede youtube sokak roportajları

yine, yeniden...
biliyorum ki aynı nakarat-tekrar diyeceksiniz; bir insanı çocuk değilse eğitemezsiniz. yetişkin bir bireyi eğitemezsiniz. eğitilebilen tek yetişkin canlı hayvanlardır.
dönülmez noktayı çoktan aştık, artık çocuklarımızı da eğitemiyoruz.

ilk önce din, dil, ırk, ideoloji, kimlik temelli insanları değiştirme-biçimlendirme çabalarıyla iktidar kazanç ve çıkarları koruma yoluna giren yetersiz, vizyon ve misyon yoksunu insanlardan kurtulmalıyız.
aynı şekilde açlık içinde iktidar kırıntılarından geçinen ve zincirleri için savaşan-çalışan kölelerden de kurtulmalıyız.
bunun için insanları değiştirmekle, eğitmekle uğraşmak aptallıktır.
insanları değil de sistemi değiştirmemiz lazım.

ülke olarak zarar analizi bile yapamıyoruz. bırakın önümüzü kendimizi bile göremiyoruz; tam bir karanlık içindeyiz, bir şeyi göremiyoruz.
en iyi tahminle, 30 yaşında bir insan için; hadi diyerek ayağa kalksak ve bir şeyler yapsak belki bu 30 yaşında ki insanın torunu dünya standartlarında kabul edilebilir bir yaşam kalitesini belki yakalar.
dikkat edin "belki" diyorum.
neden mi?
ister insan ister tanrı için olsun, bir proje veya din için başarı tamamen o toplumda insan potansiyeli ile alakalıdır.

aslında şu an içimizde yaşadığımız her alanda toplumsal çöküş yıkılış için yine toplumun kapasitesini canlı olarak görüp yaşıyoruz. bizden sonrakiler çocuklarımız bizden daha ağır sorunlarla ve bu sorunların telafisi ile uğraşıp umarım ders alır da torunlarımıza kabul edilebilir ortalama bir yaşam kalitesi sunabilir.
şu an yıkılan sistem için insanlar çıkıp yeni sistem kuruyoruz bu sistemi yıkıyoruz demesin. ortaya çıkardığımız sistem kendini yıkıyor ve adeta biz yarattığımız canavara yem oluyoruz.