bugün

monako yat kulübünde istakoz yiyen akp li vekil

https://www.uludagsozluk.com/e/46961505/

durumun genel hattı bu.
gelelim genelden özele...

sn. vekil şebnem bursalı veya sn. cumhurbaşkanı erdoğan ya da akp tarafına.
demokrasilerde, halka verilmiş siyasi imtiyaz hakkı kapsamında seçme-seçilme haklarında bu yaşanan durumda en son eleştiri yapılacak kişi-kurumlar idarecilerdir (sn. vekil şebnem bursalı veya sn. cumhurbaşkanı erdoğan ya da akp) sonuçları eleştirmek aptallıktır. akıllı insanlar sonuçları eleştirmez.
amiyane tabirle evin ortasına dökülen benzine ateş atmakla çıkan yangında havada ki oksijeni suçlu bulmak sizi zeki göstermez.
kim ne der-düşünür bilmem (daha doğrusu beni ilgilendirmez) ama şahsen idarecileri eleştirmek, bu idarecilerden birine günah keçisi muamelesi yapmam için tüm etik ve ahlak değerlerim yanı sıra akıl ve zekamı da ret etmem lazım.

toplumun siyasi imtiyaz hakkı varsa (seçme-seçilme hakkı) bir rejim, sistem, idareyi ve yürütmeyi iyi/kötü yapan toplum/halktan başkası değildir.
daha önce de yazmıştım, iktisadın temel kuralıdır; kalite arz-talep dengesinin yansımasıdır. bu kural sadece iktisadın değil yaşamın her alanında geçerlidir.
ister bir şirket işletin, ister bir aile yönetin, ister bir şeyler üretin; kaliteyi belirleyen şey ürettiğiniz sandalyeyi alan, eş veya arkadaş olarak seçtiğiniz insan, idare ettiğiniz şirket veya şirketin bir birimi ve burada ki çalışma arkadaşlarınız, yönettiğiniz ülkenin vatandaşları-yurttaşları kaliteyi belirler.
örn: apple ürettiği iphone telefonlarda getirdiği her yeniliği kaliteyi son kullanıcılar tercih etmese, kabul etmese, talep etmese ne iphone bu kadar satabilir ne de apple trilyonlarca dolar değere erişebilir.
eğer böyle bir talep olmasaydı apple başarılı olur muydu? nokia kötü olduğundan değil, böyle bir talebe karşılık veremediği için piyasadan silindi.