bugün

zeki demirkubuz

gençliğinde marksist olan ve 12 eylül askeri darbe döneminde cezaevinde işkence görmüş bir yapımcı, oyuncudur. kendi yönetmenliğini yaptığı, bekleme odası ve bulantı gibi filmlerinde ana karakter olarak ön plana çıkmaktadır. 12 eylül'den sonra 3 sene cezaevinde kalmış olan yazar, Bu süreçte mahkum iken okuduğu, varoluşçu felsefenin olgunlaşmasında çok büyük katkıları olan yazar Dostoyevski ve romanı "Suç ve Ceza" Demirkubuz’un sinemasının şekillenmesinde ilk ve en önemli unsur olacaktır. Bununla birlikte bir cezaevinin atmosferini üç yıl süreyle solumuştur. Bu üç yılda diğer mahkumların gerçek hayat öykülerine, travmalarına ve hayallerine de tanık olduğunu göz önünde bulundurmak yanlış bir varsayım olmayacaktır. Zeki Ökten isimli yönetmenin asistanlığını yaparak sinemaya başlamış olan Demirkubuz’un, ilk uzun metraj filmi "C Blok"tur.