bugün
- galatasaray14
- mert hakan yandaş37
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı20
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması15
- anın görüntüsü12
- ismail kartal11
- sokak hayvanları uyutulacak29
- age of empires'in üstüne oyun var mı9
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- ankarayı öven tip13
- bugün üike olarak resmi yastayız13
- şeriat ülkesinde bir kadın nasıl öldürülür8
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- türk kızları neden gülümsemiyor9
- rusların en iyi olduğu şeyler24
- icardi190536
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- fenerbahçe büyüklüğü11
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı14
- bir şarkı sözü der ki12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi14
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos10
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz9
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı12
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı98
- izmir sıcağı9
babayı dövmek 'yanlış ve doğru' gibi ne idüğü belirsiz kriterler icat eden etiğin değil, olsa olsa pratiğin veya adaletin konusudur. elbette bu konunun aktörleri sadece 'baba ile oğul'dur. bir baba kız arasında ya da oğul ile ana arasında böyle bir muhabbet dönmez.
eğer baba oğlunun 'yanlış yapmaması' adına kendi çocukluğunda yaşadıkları ve yetişkin olduğu zaman bulunduğu toplumda genel kabul gören bir nedenle dayak atmışsa, başka da bir terbiye yolu bilmiyorsa, ve oğul büyüdüğü zaman bunun ayırdına varırsa, sözkonusu dayak pratik nedenlerle uygulanmış, bir anlamda hem döven baba hem de dayak yiyen oğul toplumun kurbanı olmuş, ama oğul için belki de bir kazanım bile olmuştur. bu noktada oğul hem kendi yaşadığı tecrübeye bakar hem de kendisi yetişkin olduğu zaman toplumun genel kabul kriterlerini gözönüne alır, takdir eder ve kendi oğluna olan davranışını belirler. ama bu bağlamda yaslanmış ve görevini tamamlamış babaya dayak atmanın her halükarda pratik bir getirisi yoktur. çocuğuna dayak atmayı tercih etmesi ya da etmemesi muhakkak bir şekilde kendisi küçükken babasından yediği dayaklar ve bunların kendi üzerinde bıraktığı etkilerle alakalıdır.
eğer baba oğlunun 'hizaya getirilmesi' için hiçbir eğitim kaygısı gütmeden sırf kafasına estiği ve gücü yettiği için, yani oğlunun kendisini savunamayacak kadar küçük olmasının avantajı ile dayak atmışsa burada kısas adaletinin sağlanması için babası yaşlanıp güçten düşünce oğul intikamını alır, adalet böylece sağlanır. üstelik oğlun kendi yediği dayak herhangi bir eğitim kaygısı gütmediği için babasına atacağı dayağın da babayı o yaştan sonra eğitme gibi bir derdi aranmaz. zaten eğitim kaygısı bu senaryoda zurnanın son deliğidir. dolayısıyla kısasa kısas olur, hepsi o. kendini savunamayan bir çocuğu dövmekle kendini savunamayacak bir ihtiyari dövmek arasında nasıl bir mukayese ne gibi kriterlerle yapılabilir, bunlar sabaha kadar tartışılır ve mutabakata varılamaz. dolayısıyla kısasa kısas böyle durumlar için en kestirme dinamiktir.
bunun dışında, eğer baba oğlunu hiç dövmediği halde ilerde oğlu babasını döverse işte o zaman büyük soru işaretleri başlar: oğul hiç dayak yememiş olmasına rağmen hangi pratik ile bu şiddeti öğrendi? olayın arkasında neler var? ya da küçükken dayak yemiş olsa acaba böyle bir adaletsizliği yapmamayı öğrenmiş olur muydu? bunlar ilginç alanlar.
bir de ilahi veya evrensel adaletsizlik diye bir vaziyet var: babası tarafından çocukluğu boyunca sudan sebeplerle habire dayak yemiş bir evlat tam babası kıvama geleceği sırada babasını kaybeder ve kendi de hiç çocuk sahibi olmazsa, o yemiş olduğu dayaklar yanına kar kalır. burada ne pratik bir kazanım, ne de adaletin yerini bulması mümkün olmaz. saçmasapan bir tecrübe...
eğer baba oğlunun 'yanlış yapmaması' adına kendi çocukluğunda yaşadıkları ve yetişkin olduğu zaman bulunduğu toplumda genel kabul gören bir nedenle dayak atmışsa, başka da bir terbiye yolu bilmiyorsa, ve oğul büyüdüğü zaman bunun ayırdına varırsa, sözkonusu dayak pratik nedenlerle uygulanmış, bir anlamda hem döven baba hem de dayak yiyen oğul toplumun kurbanı olmuş, ama oğul için belki de bir kazanım bile olmuştur. bu noktada oğul hem kendi yaşadığı tecrübeye bakar hem de kendisi yetişkin olduğu zaman toplumun genel kabul kriterlerini gözönüne alır, takdir eder ve kendi oğluna olan davranışını belirler. ama bu bağlamda yaslanmış ve görevini tamamlamış babaya dayak atmanın her halükarda pratik bir getirisi yoktur. çocuğuna dayak atmayı tercih etmesi ya da etmemesi muhakkak bir şekilde kendisi küçükken babasından yediği dayaklar ve bunların kendi üzerinde bıraktığı etkilerle alakalıdır.
eğer baba oğlunun 'hizaya getirilmesi' için hiçbir eğitim kaygısı gütmeden sırf kafasına estiği ve gücü yettiği için, yani oğlunun kendisini savunamayacak kadar küçük olmasının avantajı ile dayak atmışsa burada kısas adaletinin sağlanması için babası yaşlanıp güçten düşünce oğul intikamını alır, adalet böylece sağlanır. üstelik oğlun kendi yediği dayak herhangi bir eğitim kaygısı gütmediği için babasına atacağı dayağın da babayı o yaştan sonra eğitme gibi bir derdi aranmaz. zaten eğitim kaygısı bu senaryoda zurnanın son deliğidir. dolayısıyla kısasa kısas olur, hepsi o. kendini savunamayan bir çocuğu dövmekle kendini savunamayacak bir ihtiyari dövmek arasında nasıl bir mukayese ne gibi kriterlerle yapılabilir, bunlar sabaha kadar tartışılır ve mutabakata varılamaz. dolayısıyla kısasa kısas böyle durumlar için en kestirme dinamiktir.
bunun dışında, eğer baba oğlunu hiç dövmediği halde ilerde oğlu babasını döverse işte o zaman büyük soru işaretleri başlar: oğul hiç dayak yememiş olmasına rağmen hangi pratik ile bu şiddeti öğrendi? olayın arkasında neler var? ya da küçükken dayak yemiş olsa acaba böyle bir adaletsizliği yapmamayı öğrenmiş olur muydu? bunlar ilginç alanlar.
bir de ilahi veya evrensel adaletsizlik diye bir vaziyet var: babası tarafından çocukluğu boyunca sudan sebeplerle habire dayak yemiş bir evlat tam babası kıvama geleceği sırada babasını kaybeder ve kendi de hiç çocuk sahibi olmazsa, o yemiş olduğu dayaklar yanına kar kalır. burada ne pratik bir kazanım, ne de adaletin yerini bulması mümkün olmaz. saçmasapan bir tecrübe...
güncel Önemli Başlıklar