bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

bu da diğer 1111 entry gibi okunmayacak, eminim. ben de okumadım çünkü hiç birisini. zaten yazarların huyudur uzun yazıları okumamak ama kendi yazdığı entry okunmadığında da ona buna söylenmek.. belki ilk entry okunmuştur. her neyse burada okunan ve okunmayanlar hakkında yorum yapmayacağım. bir çoğu gibi aşktan da bahsetmeyeceğim ki zaten birazdan sen diye hitap edeceğim, "sevgili" değil bir "dost".

hala şaşkınım olan bitene. etrafımda erkek arkadaşı istedi diye son verilen birçok arkadaşlık gördüm, ama etrafta bizimkisi gibi bir arkadaşlık görmedim. dolayısıyla olabildiğince gereksiz bir yalnızlıktayım. benim kadar değilsin sen. tercihini lehine kullandığın birisi var nihayetinde. "ben mi o mu" yapanların ne kadar aptal olduğundan bahsetmiştik. hiç de sevememiştim o aptalı zaten. en başından beri bir arkadaşlığı kıskanıyordu ve benden bunu anlayıp gitmemi bekliyordu. gitmek mi? aklımın ucundan bile geçmiyordu. şimdi gitmek zorunda olduğum bu yerde, senin beni gark ettiğin bu yerde rüyaların sen tarafını kolluyorum. daha sonra da ayrıntısına kadar not alıyorum. bir gün döndüğünde "bunlar oldu sen yokken" diyebilmek için. hüzne benim kadar gömülmüş olacağını sanmıyorum. tercihlerin izin vermez buna.

çok farklı bir arkadaşlığımızın olduğunu kimsenin anlayacağını sanmıyorum. çünkü herkes kendisini farklı ve özel sandığı için öyle düşündüğümü sanıyorlar. asıl sanrı içinde olanlar onlar.

son 2 ay çok güzel idare ediyordum. sensizliğe alışmıştım ama şimdi seni en çok gördüğüm yerde olmadığın için yokluğun olduğu yerden en derinime ataklar yapıyor. dayanmaya çalışıyorum. hala yitirmediğim umudumu "belki bir gün..." cümleleleriyle körüklemeye ara vermiyorum.

dayanmaya çalışıyorum fakat diğer yandan da mantık çıkageliyor... her şeyden sonra, yedi aydan sonra, o umursamamazlıktan sonra, o tercihten, o geceden sonra, o boşvermişlikten, o aradan sonra ne diyebiliriz birbirimize. üzgün olmak tüm o kırgınlığı silebilir mi ki? üzgünüm yine de. suçlu birinci şahıslar olmaz asla bu masallarda ya işte öyleyiz. ben bu yazıyı okumaman üzere sana yazdım. çünkü umursuyor olsaydın çoktan düzelirdik. bu entry'i girecek ruh halinde olmazdım. nitekim, ben bu yazıyı sana yazdım umudum.