bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

yalnızlık iyi de, hayat...

nasıl bir bedduaysa anlamadım. yalnızlığı seven ben, şimdi iki kan davalı sinirli bir şekilde aynada birbirimize bakıyoruz. yalnızlık iyi de geceleri yatakta uyuyamak cok zor. düşüncelerin arasında, hiç birşey olmamış gibi düşünmek. tekrar yaşanamayacakları düşünmek, insanın sadece geceleri gördüğü yıldızları bile söndürüyor nedense. saplanıp kalmak çamurun içine, çamurdan çıkmak kolayda paçalarındakini temizlemek insanın zoruna gidiyor. aslında ne oluyor anlayamıyorum bu dönemde. yolda yürümek bile zor geliyor, sanki dışarıdan izliyorum yalnızlık hallerimi.

günahlarım geceleri üstümü çekiyor, soğukta kalıyorum hiç istemeden yapamadıklarımın hayalinin yanında.

nasıl bir söz söyledin arkamdan pek tahmin edemiyorum ama, bu yalnızlıktan anlaşılacagı üzere mahallenin şarapçısı kıvamına girmişim. nasıl bir söz ettin anlamıyorum, o kelimeleri nasıl kurdun, içime yalnız bir hayat kurdun, kurdugun hayatın içine kurtlar düşürdün. öyle ki beynimi kemiriyorlar sinsi görünmez yaratıklar.

hiç kimse kendine iyi bakamaz birileri gidince. ''kendine iyi bak'' sözü gözden kayboluncaya kadar geçerlidir. kendime iyi bakmıyorum! hertürlüsünü görüyorum ayrılıkların, ayrılıklar ; kahrolası varlıklar, canlılar onlar eminim!. insanın kalbine kesik attıktan sonra bir pislik gibi kaçıyorlar. gözlerinin altına yerleşiyorlar daha sonra. hemde hiç inmeyecek şekilde. mor ve gözaltı torbalarının insanın üzerinde dayanılmaz şiddetdir ki, büyük bir beyin ameliyatını tercih ederim. olurya belki silinir herşey yeniden başlarım.
seni sorarım başkalarına '' sevdigim biri varmıydı'' diye.

onlarda başlarını eğerek cevap verirler : ''bu hiçbirşeyi değiştirmez''.