bugün

crossfit

bundan tam bir yıl önce başıma hiç beklemediğim bir şey geldi. yeni iş yeri için sağlık raporu almam gerekiyordu. evimin 2 sokak üstündeki sağlık kurumuna yürüyerek gittim. kapıdan içeriye girdiğimde acil durum sanarak beni sedyeye yatırmaya çalıştılar. aslında sadece rapor almaya gelmiştim. ancak nefesim o kadar kesilmişti ki yanlış anlaşılmam normaldi.

hayatımın çok büyük bölümünde kilo almaya çalışan bir insan oldum. o kadar zayıftım ki belki abartı gibi gelecek ama rüzgârlı havalarda yürümekte zorlandığım oluyordu. 30’lu yaşlarıma kadar ortalama 65 kilo ile geldim. fakat ne olduysa 30 yaş sonrasında olmaya başladı. 30 ile 35 yaş aralığında bir anda 80 kiloya çıktım, bel bölgem yağ tuttu. tam 35 yaşımda basmıştım ki pandemi süreci başladı. 2 yıl içerisinde 80 kilonun üzerine 10 kilo daha ekledim ve 90 kiloya geldim.

yaz tatilinden dönüşte, eylül ayı gibi spora başlama kararı aldım. hızlı kilo verdirdiğine inandığım için boks ile başladım. gerçekten çok etkili bir spor. oldukça keyif alarak başladım. ancak ilk günlerde çok zorlandım. uzun zamandır spor yapmamış biri için boksa başlamak performans anlamında zor bir iş. uzunca süre kondisyon için çalışmanız gerekiyor. ilk günler ciddi zorlandığımı itiraf etmeliyim.

boksa keyifli bir biçimde devam ediyordu ancak bir problem vardı. boks derslerine gittiğim salonda grup dersleri pazartesi – çarşamba – cuma günleri 20:00 ile 21:00 arasında yapılıyordu. malum iş hayatındayız ve aile yaşamı da var. program sürekli stabil olamayabiliyor. eğer cuma günü grup dersine katılamazsanız ancak bir sonraki pazartesi günü tekrar antrenman yapabiliyorsunuz. yani bir önceki çarşamba gününden bir sonraki pazartesi gününe kadar sporsuz geçen 4 gün demek! eğer kilo verme gibi bir düşünceniz varsa 4 gün oldukça büyük bir boşluk.

crossfit çok ilgimi çekiyordu. sürekli videolar izleyerek bu sporun ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. ancak bel fıtığı, boyun fıtığı vb. problemleri olan benim için çok zor ve riski görünüyordu. sonradan anladım ki hepsi birer ön yargıdan ibaretmiş.

spora ara vermemek için mahalle arası bir spor salonuna yazıldım ve 2 ay kesintisiz devam ettim. spor hocamın bana vermiş olduğu programı harfiyen uyguladım ve az da olsa verim aldım. ancak burada da eksik olan şey kardiyo çalışmasıydı. kardiyo yapmadan ne yazık ki kilo vermeniz o kadar da hızlı gerçekleşmiyor.

uzun zamandır crossfit ile uzaktan aşkımızı sonunda resmiyete döktüm. bundan 4 ay önce crossfit’e başladım. ilk zamanlar müthiş zorlandığım bir spor oldu. bazen antrenmanlar sonrasında “ben deli miyim? ne işim var bu sporla?” diye kendimi sorguladım. hatta ilk antrenmanlarda birçok kez kusmanın eşiğine geldim. fakat sürekli spordan alacağım verime ve gelecek günlere odaklandım. sanırım spor konusunda motivasyon sağlamanın en önemli yollarından bir tanesi bu.

crossfit antrenmanlarına eş zamanlı olarak diyetisyen ile iyi bir diyet süresine başladık. yemek düzenimi ciddi anlamda değiştirdim. hiçbir zaman aç kalmadım, aksine belki de ara öğünler ile öncesine göre daha fazla yemeye başladım. paketli gıdalardan, asitli içeceklerden ve şekerden uzaklaştım.

bu yazıyı yazdığım gün itibariyle 80 kiloyum. vücut yağ oranım %28’den %23’e indi. hedefim ilk aşamada yağ oranını %20’nin altına indirmek. daha sonra %18 civarına gelerek stabil hale getirmeyi planlıyorum. yağ kaybının yanında kas artımı da başladı, haftadan haftaya ne kadar kas kazandığımı takip edebiliyorum. bu bana ekstra motivasyon sağlıyor.

vücut geliştirme yapan biri gibi kaslı bir vücut hedefim yok. bu yaştan sonra öyle bir hırs benim için faydalı da değil zaten. amacım tamamen fit bir vücuda kavuşmak, ondan da öte sağlıklı bir yaşam sürebilmek. bunun haricinde hırslarım yok. hiçbir zaman da crossfit müsabakalarına katılma düşüncesinde değilim.

https://mehmetortac.com/crossfit-hikayem/