bugün

ikinci meşrutiyet

bundan tam 113 sene önce, 23 temmuz 1908...

abdülhamid'in yıllardır süren despot yönetimi, yetkileri sadece kendi elinde toplaması, osmanlı'nın sürekli kan kaybedip küçük düşmesini baskı ve sansür ile halktan gizlemesi, devletin ekonomik ynden iflas etmiş olması, osmanlı'nın tüm gelirlerine dış borçlar ve faizler için el konulması ve tüm bunlara rağmen vatansever sivil ve subayların "parlamenter sisteme geçelim" önerilerinin reddedilmesi artık bardağı taşırmıştı.

meşrutiyete, devrime giden yol elbette birden bire ortaya çıkan bir düşünce, bir fikir değildi.
abdülhamid'in kanuni esasi'yi kaldırıp tüm yetkileri elinde toplaması ile ülke gün be gün kan kaybediyordu.

osmanlı devleti ekonomik olarak iflasını açıklamıştı.
(bkz: osmanlı nın iflasını bilale anlatır gibi anlatmak/#40971319)

sorun tabi ki sadece ekonomi değildi.
ekonomik sorun, mevcut zihniyetin olumsuzluklarından sadece biriydi.
bu millet yoksul milletti, kan kusar, kızılcık şerbeti içerdi gerekirse. ama ekonomiden ziyade siyasi istikrarsızlık ve milletin kanına dokunan olaylar silsilesi ardı ardına yaşanıyordu.

devlet pek çok yeri kaybetmişti.

kaybedilen topraklarda vatanseverler direniş göstermeye çalışıyor, ama abdülhamid buna müsade etmiyor, her seferinde vatanseverleri eziyordu.
(bkz: ikinci abdülhamid balkanlar ve gusinyeli ali paşa/#41793401)

artık işler çığırından çıkmıştı.

daha dünkü yunanistan kalkıp topraklarımızı işgal ediyordu.
neyse ki devletin gücü yunanistan'a yetiyordu, lakin yunanistan'ı savaşta yenmemize rağmen siyasi otorite zafere rağmen taviz veriyordu.
(bkz: yunan ı savaşta yenip teselya ve girit i vermek/#35933810)

devleti yöneten siyasi otoriteye karşı vatansever subayların sesi yükseliyordu.
mutlak iktidarı tekelinde tutan abdülhamid ise darbe paranoyasına tutulmuştu. kendisine darbe yaparlar endişesiyle anadolu'daki ordunun subaylarını merkeze çekmiş, bunların yerine aşiret liderlerini paşa yapmıştı.
(bkz: hamidiye alayları)

yine darbe korkusuyla donanmayı haliç'e zincirlemişti.
(bkz: abdülhamid in haliç te çürüttüğü gemiler)

vatansever subayların tepkisi iyice artmıştı.
ülkenin gidişatının iyi olmadığı dillendirildikçe, abdülhamid baskı ve sansüre daha çok başvuruyordu.

iflas etmiş, siyasi yönden tamamen bitmiş ülkede yabancıların dedikleri oluyordu.
örneğin, masum askerlerimize hakaret eden bir rus paşası için iki askerimiz idam edilmişti.
(bkz: ikinci abdülhamit in mazlum askerlerini astırması)

abdülhamid o kadar çaresizdi ki, kendisine bombalı suikast yapan ve de 26 vatandaşımızın katili olan teröristi bile, yabancıların isteği ile affedip serbest bırakıyordu.
(bkz: abdülhamid in brunson u edward jorris/#40403704)

ülke elden ayaktan düşmüştü.
borç yüzünden fransızlar 3 gemi gönderip midilli'yi işgal ediyor;
(bkz: abdülhamid in borcuna karşılık midilli nin işgali/#44198923)

amerika bir bahane bulup ülkenin en işlek limanlarından biri olan beyrut'a el koyabiliyordu.
(bkz: abdülhamit döneminde abd nin beyrut a el koyması/#44205591)

bunları uzun uzadıya anlattım, hatta eksik anlattım, ama meşrutiyete, devrime neden gidildiğini anlayabilmeniz lazım.

işte ülkenin hali, kısa özeti buydu.
selanik'te 3. ordu merkezli yapılanan ittihat ve terakki cemiyeti bu gidişe artık dur demekte kararlıydı.
görsel

osmanlı'da parlamenter sistem yoktu, yani seçim ve demokrasi yoluyla abdülhamid'e bir şeyleri kabul ettirmek, rejimi değiştirmek mümkün değildi.
özgürlük için tek yol "devrim"di. ve bu devrim de mecburen silah zoruyla, ihtilal yapılarak olacaktı.

bu devrim için bir kıvılcım gerekmekteydi.

2 temmuz 1908 gecesi manastır'da yapılan toplantı sonrası karar alınmıştı.
kolağası resneli niyazi bey dağa çıkacak ve silahlı mücadeleyi başlatacaktı.

bir gün sonra resneli niyazi bey 200 asker ve 200 sivilden oluşan bir kuvvet ile resne ve manastır arasındaki mevkide dağa çıktı.

birkaç gün sonra resne taburu, eyüp sabri bey'in ohri taburu ile birleşti.

makedonya dağlarında artık sadece "özgürlük" sesleri yükseliyordu.
görsel

bölgede abdülhamid'e bağlı jurnalci yandaşlar bu hareketi bastırmak istedilerse de, resne taburu ve ohri taburu, 22 temmuz gecesi manastır'da bir araya geldiler ve abdülhamid'in adamı olan müşir fevzi paşa'yı dağa kaldırdılar, ertesi gün, 23 temmuz 1908'de de 21 pare top atışı ile manastır'da meşrutiyet'i ilan ettiler.
görsel

resneli niyazi bey'in yaktığı özgürlük ateşi bütün rumeli vilayetlerini sarmıştı.

kahraman türk askerlerine karşı bir şey yapamayacağını anlayan abdülhamid, 24 temmuz 1908'de kanuni esasi'yi yürürlüğe koyduğunu ve meşrutiyeti ilan ettiğini resmen duyurmak zorunda kaldı.

büyük türk milleti kendisine yıllardır biçilen "kul olma" kefenini, dağa çıkarak, silah zoruyla yırtıp atmış, tarihteki şerefli ve namuslu ilk türk ihtilalini gerçekleştirmişti...

bundan tam 113 sene önce, 23 temmuz 1908...
görsel
görsel

büyük türk milleti kendisine özgürlük verilmesini beklememiş, özgürlüğünü söküp almıştır...
görsel

hak verilmez alınır...büyük türk milleti her zaman özgürlüğünü ve haklarını almıştır...
ittihatçılar ölür ittihatçılık ölmez, ruhumuz ittihat, bedenimiz terakki.
görsel

yaşasın meşrutiyet, yaşasın özgürlük.
(bkz: hürriyet musavvat uhuvvet)

#tarih