bugün

duvarlar

sınırlılığın göstergesidir duvar. her tarafımız duvarlarla örülü. mekân ve zamanla sınırlı insanın belki de alınyazısıdır, örülü olmak. perdeler arkasında yaşamak. içinde yaşadığımız dünyanın kendisi de atmosfer duvarıyla örülü değil midir?

rené guenon'un ifadesiyle, tersine çevrilmiş, gökyüzüne doğru yükselen karınca yuvaları gibi günümüzün yüksek taş binaları, iç içe örülü duvarlardan ibaret... dış duvarların yanısıra odalar arasındaki duvarları da dikkate alırsak, acaba binanın yüzde kaçı ile karşı karşıya geliriz? sahte özgürlük idealiyle ortaya çıkan modern dünya, geleneksel anlamda özgür olan insanı duvarlarla örmüştür.

duvarlar ardında saklı kalan yitiğimizi aramak için yola koyulmalıyız. dışımızdaki maddi duvarlar ile içimizde örülü duvarlar arasında anlamlı bir ilişki vardır. bu ilişkinin merkez noktası ‘insan'dır. çünkü insan, duygu, düşünce ve davranışlarıyla bu dünyayı anlamlandırabilir. insanın, zaman ve mekân boyutlarını aşarak, hem dışarıdan kendisine örülen duvarları hem de kendi kendisine durmadan ördüğü duvarları yıkabilmesi, onun bu dünyada var olmasının bir sorumluluğudur.