bugün

303

Hans Weingartner'in yönettiği tatlı bir yol filmi.

--spoiler--
– Almanya’da ne kadar kişinin yalnız yaşadığını biliyor musun?
+ Bir fikrim yok. %20 mi?
– %50.
+ Çok çılgınca.
– Evet, doğru? Ve sana birşey söyleyeyim mi? Bence bunun arkasında bir strateji var.
+ Gerçekten mi?
– Ekonomik sebepler.
+ “Ekonomik sebepler.”
– Evet. Bak! Dört dairede yaşayan dört kişiyi al. ihtiyaçları, dört buzdolabı, dört elektrik süpürgesi, dört su ısıtıcısı, dört..
+ ..düz ektran TV.
– Kesinlikle! Beraber yaşasalardı, hepsinden sadece birine ihtiyaç duyarlardı. Yani, yalnızken daha çok tükettiklerinden, bu ekonomi açısından daha mantıklı. Bir arkadaşım tezini bu konuda yazmıştı: “Kapitalizmin Ayırma Stratejisi”.
+ Bu sadece bir tez gibi duruyor.
– Ama yalnız olmak, tamamen insan doğasına aykırı! insanlar sosyal yaratıklar! Yalnız kaldığımızda dakikalar içinde stres hormonları salgılıyoruz! Kortizol gibi şeyler.
+ Vay.
– Kortizol bağışıklık sistemini zayıflatır, bu yüzden yalnız olmak sizi hasta eder. Ama zaten istedikleri de bu.
+ Ne?
– Mutsuz olalım ki, daha çok tüketelim.
+ Onlar, onlar deyip duruyorsun, peki kim onlar? Bir fikrin var mı? Yani, yöneticiler ve politikacılar, karanlık odalarda buluşup “Hadi onları tecrit edelim, o zaman daha fazla tüketirler ve direnmeye son verirler” diyorlar. Cidden buna inanıyor olamazsın.
– Doğru, inanıyordum.
+ Ya şimdi?
– Şimdi sistemsel diye düşünüyorum.
+ Sistemsel mi?
– Evet. Kapitalizm kaçınılmaz olarak izolasyonu öngörür. Temel prensiplerinden dolayı.
+ “Kapitalizmin Temel Prensipleri.”
– Evet, şunu düşün: Küçük yaşlardan itibaren birbirimizle rekabet etmemiz öğretiliyor. Okulda başlıyor. Kim en güzel görünüyor? Kim en akıllı? Ve daha sonra.. Hayat devamlı seçmelere dönüşüyor! Bir koleje 1000 kişi başvuruyor, sadece 10 kişi giriyor. 100 kişi ev başvurusu yapıyor, biri alıyor. 7/24 daha sert, daha hızlı ve daha güçlü olmalısın! Ne stres ama!
+ Yani, hayat plajda yaşanan gün değil..
– Kesin olan şu ki, kapitalizmde değil.
+ Ama bu böyle: Rekabet bizim kanımızda var. Bir tarlada koşan iki çocuğu alalım: Biri daima daha hızlı koşmaya çalışır.
– Ne alakası var?
+ Tamamen öyle! Orada başlar, o alanda! Biz sadece yarışmayı severiz. Rekabet eğlencelidir! Orman savaşçıları bile rekabet eder.
– Ama bunun şiddeti çok daha fazla! Kesintisiz mücadele ve rekabet.. Tüm dünya, lanet büyük bir sirke dönmüş durumda!
+ Abartıyorsun.
– Ne? Sermayenin sahibi olan ilk % 5 dinlenmeye zaman bile bulamayan bu insanlardan faydalanıyor. Diğer herkes kıçını düzeltmeye çalışıyor. Mutsuz ve tamamen stresli.
+ Bu hoş bir şey değil, evet. Bu doğanın kanunu. Bahçede sert olan suya gelince yumuşar. Güçlü olan hayatta kalır, bunlar evrimin kuralları.
– Kim demiş?
+ Darwin.
– Darwin mi?
+ Evet.
– Vay, daha modern bir söylemimiz olması gerekmiyor mu artık.
--spoiler--

https://replikler.net/replik/303-2018-replikleri/