bugün

anadolu parsı

cahilligimizin, insana olan saygisizligimizin yani sira dogal yasama olan ayibimizin da en buyuk sembolu, kisacasi bir huzun hikayesi.

yetkililerin (ki umarim bu konuyla igilenen birileri mevcuttur) izinin bulunmasi halinde soyunu devam ettirmek adina ellerinden ne geliyorsa yapmasi gerekiyor. tamam diyelim ki nesli tukendi ve sanilanin aksine bir-iki tane olsada artik anadolu cografyasinda yasamiyorlar; bundan ders alip basimizi duvarlara vurmak yerine en azindan hala yasamini cok az sayida da olsa devam ettiren anadolu vasagini kurtarmaliyiz. halki biliclendirmeliyiz.

hayir! nasil bir milletmisiz ki, koyluler bu hayvanlari korumak soyle dursun, karsilarina ciktigi anda topu tufegi alip peslerine dusuyorlar. inanilir gibi degil..

amerika' dan bir ornek vermek istiyorum.. burda dogayla icice sehirlerde * insanlarin gozleri gibi baktigi bahcelerine yaban geyikleri giriyor da birak topla tufekle saldirmayi bahceye bile cikmiyorlar hayvani urkutmemek icin. ustelik geyik eti yenebilen bir et turu..aslinda birak geyigi insanlar evlerinin biraz ilerisinde ayilarla bile karsilasiyorlar. hadi sikiyorsa postu icin oldursunler bakayim baslarina ne is geliyor. yasalar cok kati.. bunun yaninda insanlar dogal yasami koruma adina cok bilincliler..

vay benim huzunlu, gariban anadolum, sana pars mi dayanir be?