bugün
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek18
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması14
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- 2024 eurovision şarkı yarışması9
- ismet gurbuz 202410
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- türkiye den soğuma sebepleri19
- cami tuvaletinin paralı olması13
- tamirciye veren kadın13
- karşı cinse giyim önerileri14
- bir erkeği cezbeden şeyler19
- flörtü eleme sebepleri9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler13
- şu an hissedilen duygu18
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları15
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar19
- uludağ sözlük kapatılacak11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi15
- yorgun mermi8
- anın görüntüsü16
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- beni özlediniz mi doğru söyleyin13
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız16
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması21
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne19
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- sözlüğe kız getirmek9
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü10
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
Yaklaşmakta olan.
Yıllar boyu sevgililer gününün ne kadar manasız olduğunu dile getirdim durdum. çünkü benim için bir insanın var olduğu günden daha önemli bir günü olamazdı hayatta. yine de her 14 şubat benim için en mühim günlerden biri oldu. mühim diyorum evet, lakin sevgililer günü olduğu için değil.. benim için, tek gerçek sevgili, can şenliğim, canım dedeciğimin doğum günü olduğu için.
gidişinle kolumu kanadımı kırık bırakan canım dedem.sen benim için hiç ölmedin ya, maddeten yaşasaydın bu 14 şubat'ta tam 80 yaşında olacaktın. seni kaybettiğim gün, sanki dün gibi. seni öyle çok, öyle çok özlüyorum ki, sanki zaman hiç akmıyor ve ben sanki hâlâ son zamanlarını birlikte geçirdiğimiz o hastane odasındayım. hâlâ yokluğuna zerre alışamadım. tıpkı seni kaybedeceğime zerre inanmadığım gibi...seninle önümüzde koşacağımız kocaman, uzun bir maraton vardı. yine de ben o maratona hiç bitiş çizgisini göremeyecekmişiz gibi hazırlanmadım. ben günlerce uyumadan, yorulmak nedir bilmeden koşarken, sen beni yarı yolda bırakıp nasıl gittin be dedem ??? hem de yaşadığımız, doktorları bile şaşırtan sayısız mucizeden sonra...gerçekten dedikleri gibi, çekeceğimiz büyük acıya rağmen bize daha fazla yük olmamak için mi bıraktın mücadeleyi???
sana son dakikaya kadar seni ne çok sevdiğimi söyleyip durdum. son dakikaya kadar ellerimiz ayrılmasın istedim de, biliyorsun doktorlar müsaade etmediler. çıkardılar beni odadan. sonra, sonrasını hiç hatırlamıyorum bile...hemşirelerden biri sakinleştirici yapıp, beni bayıltmış. göremedim senin odadan çıkarılışını. eve nasıl getirdiler, yatağıma nasıl yatırdılar hiçbirini hatırlamıyorum. ertesi gün ebedi istirahatgahına yolcu edilmeden evvel,babam izin verdi seninle vedalaşmama. ah dedem, doyamadım gül suyu kokan buz kesmiş yüzünü öpüp koklamaya...sen hep çok üşürdün dede, nasıl da buz tutmuştun öyle. ısıtmak isterdim seni ama yaşatmayı başaramadığım gibi, affet onu da başaramadım işte.
ben seninle hep gurur duydum. en çalışkan, en cesur, en mert, kimseye kuruş borçlu kalmamış, boğazından tek bir haram lokma dahi geçmemiş bir insandın sen.
ah dedem, gözümün nuru, acın halen ateşten gömlek, demirden leblebi... bana hep alışırsın deyip duruyorlar. yarın da, öbür gün de, demeye devam edecekler. öyle ya, onlar seni nasıl sevdiğimi, nasıl özlediğimi nereden bilecekler. benim can yoldaşım, artık senden sonra hiçbir şey aynı olmayacak biliyorum. çünkü sen olmadan tüm mutluluklarım eksik, tüm gülümsemelerim yarım.
hatırlıyor musun, çocukken seni rüyamda ölmüş görürdüm. ağlayarak uyandığım, koşarak sana sarıldığım olurdu sayısız kez. n'olur allah'ım bu kabus olsun derdim gözüm açılana dek. şimdi seni en güzel giysilerinle, mis kokular içinde yaşıyor olarak görüyorum ama bu kez allah'ım n'olur uyandırma diyorum.
biliyorum, ben bu hayat bilgisi dersinden geçemeyip, sınıfta kaldım. senin yokluğunla başa çıkamıyorum dede.ama en büyük iki korkumdan biri ile yüzleştikten sonra artık hiçbir şeyden korkmuyorum.
arkadaşların beni, ben de onları hiç yalnız bırakmıyorum..önümüzdeki hafta da ramiz dedenin, senin en iyi arkadaşının doğum günü. elbette ziyaretine gideceğim. yine bana "oğlum yine mi hediye aldın? yapma" diyecek ama "karşılıksız değil. babama sarılır gibi sana sarılmama izin verdiğin, beni onun gül kokusundan mahrum etmediğin, hep yanımda, yakınımda olduğun için bu" diyeceğim ona. "dedenin doktoru senmişsin" diye takılan şakacı ali amcayı da unutmuyorum. uzun sohbetler ediyoruz. bizimkilerin yanında ağlayamadığımdan, birlikte ağlıyoruz onunla. "ne güzel adamdı senin deden" diyor. sanki ilk kez söylüyormuş gibi. "ne mutlu bana, öyleydi" diyorum. yine, yeni, yeniden, gururum okşanarak.
canım dedem, daha evvel sana yazamadığım için küçük torununu affet olur mu??? aklımdan çıktığın için değil, cümleler hep boğazımda düğümlenip, ellerim titrediğinden yazamadım şimdiye dek. şu anda ağladığıma da bakma, sanki karşımdaymışsın gibi, sanki seninle sohbet ediyormuşum gibi, yazdım ya, duygulandığımdan ağlıyorum. üzülme sen sakın.
sen gözümden gönlüme intikal ettin ama ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim. yarın sabahtan, yanına gelirken yine o kokusunu çok sevdiğin papatyalardan alıp geleceğim.bol bol konuşuruz yine.iyi ki doğdun, iyi ki benim dedem,kahramanım, gurur kaynağım oldun.
sen yaş aldıkça, benim de ömrüm vefa ettikçe, sana iyi ki doğdun demeye devam edeceğim.
nurlar içinde, huzurla uyu.
seni çok ama çok seviyorum
Yıllar boyu sevgililer gününün ne kadar manasız olduğunu dile getirdim durdum. çünkü benim için bir insanın var olduğu günden daha önemli bir günü olamazdı hayatta. yine de her 14 şubat benim için en mühim günlerden biri oldu. mühim diyorum evet, lakin sevgililer günü olduğu için değil.. benim için, tek gerçek sevgili, can şenliğim, canım dedeciğimin doğum günü olduğu için.
gidişinle kolumu kanadımı kırık bırakan canım dedem.sen benim için hiç ölmedin ya, maddeten yaşasaydın bu 14 şubat'ta tam 80 yaşında olacaktın. seni kaybettiğim gün, sanki dün gibi. seni öyle çok, öyle çok özlüyorum ki, sanki zaman hiç akmıyor ve ben sanki hâlâ son zamanlarını birlikte geçirdiğimiz o hastane odasındayım. hâlâ yokluğuna zerre alışamadım. tıpkı seni kaybedeceğime zerre inanmadığım gibi...seninle önümüzde koşacağımız kocaman, uzun bir maraton vardı. yine de ben o maratona hiç bitiş çizgisini göremeyecekmişiz gibi hazırlanmadım. ben günlerce uyumadan, yorulmak nedir bilmeden koşarken, sen beni yarı yolda bırakıp nasıl gittin be dedem ??? hem de yaşadığımız, doktorları bile şaşırtan sayısız mucizeden sonra...gerçekten dedikleri gibi, çekeceğimiz büyük acıya rağmen bize daha fazla yük olmamak için mi bıraktın mücadeleyi???
sana son dakikaya kadar seni ne çok sevdiğimi söyleyip durdum. son dakikaya kadar ellerimiz ayrılmasın istedim de, biliyorsun doktorlar müsaade etmediler. çıkardılar beni odadan. sonra, sonrasını hiç hatırlamıyorum bile...hemşirelerden biri sakinleştirici yapıp, beni bayıltmış. göremedim senin odadan çıkarılışını. eve nasıl getirdiler, yatağıma nasıl yatırdılar hiçbirini hatırlamıyorum. ertesi gün ebedi istirahatgahına yolcu edilmeden evvel,babam izin verdi seninle vedalaşmama. ah dedem, doyamadım gül suyu kokan buz kesmiş yüzünü öpüp koklamaya...sen hep çok üşürdün dede, nasıl da buz tutmuştun öyle. ısıtmak isterdim seni ama yaşatmayı başaramadığım gibi, affet onu da başaramadım işte.
ben seninle hep gurur duydum. en çalışkan, en cesur, en mert, kimseye kuruş borçlu kalmamış, boğazından tek bir haram lokma dahi geçmemiş bir insandın sen.
ah dedem, gözümün nuru, acın halen ateşten gömlek, demirden leblebi... bana hep alışırsın deyip duruyorlar. yarın da, öbür gün de, demeye devam edecekler. öyle ya, onlar seni nasıl sevdiğimi, nasıl özlediğimi nereden bilecekler. benim can yoldaşım, artık senden sonra hiçbir şey aynı olmayacak biliyorum. çünkü sen olmadan tüm mutluluklarım eksik, tüm gülümsemelerim yarım.
hatırlıyor musun, çocukken seni rüyamda ölmüş görürdüm. ağlayarak uyandığım, koşarak sana sarıldığım olurdu sayısız kez. n'olur allah'ım bu kabus olsun derdim gözüm açılana dek. şimdi seni en güzel giysilerinle, mis kokular içinde yaşıyor olarak görüyorum ama bu kez allah'ım n'olur uyandırma diyorum.
biliyorum, ben bu hayat bilgisi dersinden geçemeyip, sınıfta kaldım. senin yokluğunla başa çıkamıyorum dede.ama en büyük iki korkumdan biri ile yüzleştikten sonra artık hiçbir şeyden korkmuyorum.
arkadaşların beni, ben de onları hiç yalnız bırakmıyorum..önümüzdeki hafta da ramiz dedenin, senin en iyi arkadaşının doğum günü. elbette ziyaretine gideceğim. yine bana "oğlum yine mi hediye aldın? yapma" diyecek ama "karşılıksız değil. babama sarılır gibi sana sarılmama izin verdiğin, beni onun gül kokusundan mahrum etmediğin, hep yanımda, yakınımda olduğun için bu" diyeceğim ona. "dedenin doktoru senmişsin" diye takılan şakacı ali amcayı da unutmuyorum. uzun sohbetler ediyoruz. bizimkilerin yanında ağlayamadığımdan, birlikte ağlıyoruz onunla. "ne güzel adamdı senin deden" diyor. sanki ilk kez söylüyormuş gibi. "ne mutlu bana, öyleydi" diyorum. yine, yeni, yeniden, gururum okşanarak.
canım dedem, daha evvel sana yazamadığım için küçük torununu affet olur mu??? aklımdan çıktığın için değil, cümleler hep boğazımda düğümlenip, ellerim titrediğinden yazamadım şimdiye dek. şu anda ağladığıma da bakma, sanki karşımdaymışsın gibi, sanki seninle sohbet ediyormuşum gibi, yazdım ya, duygulandığımdan ağlıyorum. üzülme sen sakın.
sen gözümden gönlüme intikal ettin ama ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim. yarın sabahtan, yanına gelirken yine o kokusunu çok sevdiğin papatyalardan alıp geleceğim.bol bol konuşuruz yine.iyi ki doğdun, iyi ki benim dedem,kahramanım, gurur kaynağım oldun.
sen yaş aldıkça, benim de ömrüm vefa ettikçe, sana iyi ki doğdun demeye devam edeceğim.
nurlar içinde, huzurla uyu.
seni çok ama çok seviyorum
güncel Önemli Başlıklar