bugün

martin eden

--spoiler--

martin bilgiye aç sürekli daha çok ögrenmek isteyen ne iş olursa yapan (genelde agır işler) sefil ve genc bi adamdır.tesadüfen üst kesimden biriyle tanışıp onların evine yemeğe gider ve orda ruth'u görüp aşık olur. ruth onun için resmen bi tanrıçadır. ama ruth bilgili, kültürlü, güzel ve kendisinden yaşca büyük bi edebiyat ögrencesidir. daha sonra martin biraz da ruth için okumaya ve öğrenmeye başlar
martin okudukça yazmaya başlar yazdıklarını gazete ve dergilere gönderir ama hiçbiri yayınlanmaz zamanla sabrı tükenir en büyük destekcisi olan ruth da onu terk eder.
ruth bi sürtüktür (bu benim görüşüm) canım martin'imi sırf para ve mevki için terk etmiştir. martin buna dayanamaz, yemez içmez günlerce bi boşluğa düşer. en büyük dayanağını kaybetmiştir. yazdıkları artık para getirir olmuştur ve ülkede iyi kötü bi ünü vardır ama ruth'u özlemekten ve acısını cekmekten bi türlü mutlu olamaz. ruth martin'e geri döner ünlendiğini görünce lakin martin artık ruthu sevmiyordur ona karşı duyguları bitmiştir aslında her şeye karşı olar duyguları bitmiştir, tükenmiştir ve yazdıkca daha da tükenecektir

üst kesimin hayatı midesini bulandırır, sahte nezaketten nefret eder. açlıktan ölmek üzereyken ona bi parca ekmek vermeyen bu insanlar ün sahibi olduktan sonra her akşam onu evlerine yemege cağırmaya başlamışlardır, martin hepsinin yüzüne; ben yok olurken nerdeydiniz? diye bağırmak ister ama bunun için hevesi yoktur. sessizce tükenir
daha da nefret eder.

kendi deyişiyle martin iflah olmaz bi realisttir
hayat iyi değildi, nahoş, acı bir tat bırakıyordu ağzında. onu korkutan da buydu. yaşamı özlemeyen bir yaşam, bitmeye yüz tutmuş demekti.
en son gemiyle bi yolculuğa çıkar ve kendini kariyerinin en parlak döneminde, hayatı boyunca olmak istediği yerden denizin dibine bırakır.

'bulanan bilincinde, "bu acı, ölüm değil," düşüncesi dalgalandı.
ölüm acıtmazdı. hayattı bu acıtan; bu korkunç boğulma duygusu hayatın verdiği acıydı; hayatın ona indirebileceği son darbeydi bu.'

neyse kıcasacı en sevdigim kitaptır. martin'e aşık olur insan okurken. kitap bitince bi boşluğa düşersiniz martini düşünürsünüz. kitapta altını cizerek okuduğunuz yerleri tekrar ve tekrar okur bi daha seversiniz kitabı.
jack london'a böyle harika bi kitap yazdığı için minnettarım

martin başka bi evrende dahi olsa seninle tanışmamız mümkün mü acaba?

--spoiler--