bugün
- yalnguk oglu12
- gideon reid morgan jj23
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi19
- hangi yazar hangi burç13
- herkesle iyi geçinmek13
- sokak köpekleri9
- magicovento25
- kur koruma ne demek12
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması10
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak8
- özgür özel8
- lise mezuniyet törenleri10
- istanbul10
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması21
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu28
- su faturasının elektrik faturasını sollaması9
- sözlükten hatun kaldırmak19
- uzay pornosunun adı ne olmalı15
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- irem derici'nin erkek sevdası17
- anın görüntüsü11
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- cinlerin musallat olma sebepleri20
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- ellerim bos gonlum hos9
- jose mourinho14
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener12
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- amerikan film klişeleri9
- esma bint mervan15
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
senelerce mücadele ettiğim o ''yabancılık'' hissini tekrar yaşadığım andır.
bundan beş sene önce bir intihar girişiminde bulundum. üniversiteye yeni başlamıştım. ama girdiğim her ortamda kendimi oraya ait değilmişim gibi hissederdim. bu his daha üniversitenin bulunduğu şehre gitmeden beni sarmalamıştı. nasıl oldu neden oldu bir türlü anlam verememiştim. ama intihar girişiminden sonra hastanede iki ay geçirdikten sonra yaşamaya tekrar başlamak istedim. senelerce uğraştım, senelerce. neyle uğraştımı sorsanız verecek bir cevabım da yok doğru dürüst. çevremdekiler ''senin bir şeyin yoktu ki aslında allah allah niye böyle oldu'' dediler hep.
okul hayatım bir iletişim fakültesinde okumama rağmen insanlardan kaçmak ve iletişimsizlikle geçti çoğu zaman. kendimi iyi hissettiğim nadir anlarda benden iyisi yoktu, her şeyi başarabilir ve her şeye gücüm yetebilir gibi hissederdim. ama bu hep kısa süren bir kaç yaz ayı ve sonrasında son bulurdu.
genelde sonbahar ve kış aylarını hatta zaman zaman ilkbahar aylarını büyük bir içekapanıklık ve üzüntü içinde geçirirdim. yaşadığım şeyleri içinde bulunduğum şehire ve yaşadığım ortama bağladım. ordan bi kurtulsam her şey düzelecekti ve öyle de oldu. kısa bi süre...
okulu bitirince bir-iki ay evde takılıp sonra kendime iş bulmak için istanbul'a gittim. kafamda hiçbir şeyi planlamadım ve bodoslama bir işe girdim. her şey çok güzel gidiyordu, daha önce hiç olmadığım kadar özgüven doluydum. günde 3-4 saat uyuyup sabah erkenden işe gidiyordum. deli gibi kuvvetliydim ama çalıştığım yerde doğru dürüst para alamıyordum ve stajyer ayağına emeğimi sömürüyorlardı. ben de sonunda istifa ettim.
farkına varmadığım bir şey vardı. orada o kadar enerjik ve güçlü hissetmemin sebebi ilaçlarımı bırakmammış yani manik ataklar yaşıyormuşum. ankara'ya döndüğümde 54 kiloya kadar düştüğümü görünce kendimi ne kadar hırpaladığımın farkına vardım.
sonra senelerce kullandığım ilacımı tekrar kullanmaya başladım. başlarda çok iyi geldi. uykum düzene girdi, iştahım arttı. duygudurumum da daha dengeli hale geldi. iyi geldiğini düşündüm. ama sonra ankara'da bulduğum bir işte çalışırken eskiden yaşadığım sorunlar nüksetmeye başladı. kendimi bir topluluğun içerisinde (ne topluluğu olduğu hiç farketmiyor bazen bir pazarda bile) orada hiç yokmuşum gibi davranıyorum. gözüm bir noktaya dalıyor ve sanki aklı alınmış bir meczup gibi bakıyorum etrafıma. elim ayağıma dolaşıp yemek bile yiyemiyorum. kendimi dünyanın en güçsüz insanı gibi hissediyorum.
bu sorunları senelerce yaşadım ama okulu bitirip başka şehire gidince düzeleceğini düşünmem saçmaymış. bu sorun beni en iyi hissettiğim en güçlü hissettiğim zaman yerlere çekiyor. ve geçen günlerde yine intiharı düşündüm. yapamayacağımı bildiğim halde. sordum kendime. daha önce bu yaşadıklarını aştın, yine aşabileceğini de biliyorsun. peki neden kendine eziyet edip bunları düşünüyorsun?
kendime verdiğim cevap şu oluyor.
'' her şey güzel gitse ve düzelsem bile hayatı değil ölümü tercih ederdim.''
ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. bunları buraya yazıyorum belki aylar sonra değişen bir şeyler olursa buraya yazarım.
bundan beş sene önce bir intihar girişiminde bulundum. üniversiteye yeni başlamıştım. ama girdiğim her ortamda kendimi oraya ait değilmişim gibi hissederdim. bu his daha üniversitenin bulunduğu şehre gitmeden beni sarmalamıştı. nasıl oldu neden oldu bir türlü anlam verememiştim. ama intihar girişiminden sonra hastanede iki ay geçirdikten sonra yaşamaya tekrar başlamak istedim. senelerce uğraştım, senelerce. neyle uğraştımı sorsanız verecek bir cevabım da yok doğru dürüst. çevremdekiler ''senin bir şeyin yoktu ki aslında allah allah niye böyle oldu'' dediler hep.
okul hayatım bir iletişim fakültesinde okumama rağmen insanlardan kaçmak ve iletişimsizlikle geçti çoğu zaman. kendimi iyi hissettiğim nadir anlarda benden iyisi yoktu, her şeyi başarabilir ve her şeye gücüm yetebilir gibi hissederdim. ama bu hep kısa süren bir kaç yaz ayı ve sonrasında son bulurdu.
genelde sonbahar ve kış aylarını hatta zaman zaman ilkbahar aylarını büyük bir içekapanıklık ve üzüntü içinde geçirirdim. yaşadığım şeyleri içinde bulunduğum şehire ve yaşadığım ortama bağladım. ordan bi kurtulsam her şey düzelecekti ve öyle de oldu. kısa bi süre...
okulu bitirince bir-iki ay evde takılıp sonra kendime iş bulmak için istanbul'a gittim. kafamda hiçbir şeyi planlamadım ve bodoslama bir işe girdim. her şey çok güzel gidiyordu, daha önce hiç olmadığım kadar özgüven doluydum. günde 3-4 saat uyuyup sabah erkenden işe gidiyordum. deli gibi kuvvetliydim ama çalıştığım yerde doğru dürüst para alamıyordum ve stajyer ayağına emeğimi sömürüyorlardı. ben de sonunda istifa ettim.
farkına varmadığım bir şey vardı. orada o kadar enerjik ve güçlü hissetmemin sebebi ilaçlarımı bırakmammış yani manik ataklar yaşıyormuşum. ankara'ya döndüğümde 54 kiloya kadar düştüğümü görünce kendimi ne kadar hırpaladığımın farkına vardım.
sonra senelerce kullandığım ilacımı tekrar kullanmaya başladım. başlarda çok iyi geldi. uykum düzene girdi, iştahım arttı. duygudurumum da daha dengeli hale geldi. iyi geldiğini düşündüm. ama sonra ankara'da bulduğum bir işte çalışırken eskiden yaşadığım sorunlar nüksetmeye başladı. kendimi bir topluluğun içerisinde (ne topluluğu olduğu hiç farketmiyor bazen bir pazarda bile) orada hiç yokmuşum gibi davranıyorum. gözüm bir noktaya dalıyor ve sanki aklı alınmış bir meczup gibi bakıyorum etrafıma. elim ayağıma dolaşıp yemek bile yiyemiyorum. kendimi dünyanın en güçsüz insanı gibi hissediyorum.
bu sorunları senelerce yaşadım ama okulu bitirip başka şehire gidince düzeleceğini düşünmem saçmaymış. bu sorun beni en iyi hissettiğim en güçlü hissettiğim zaman yerlere çekiyor. ve geçen günlerde yine intiharı düşündüm. yapamayacağımı bildiğim halde. sordum kendime. daha önce bu yaşadıklarını aştın, yine aşabileceğini de biliyorsun. peki neden kendine eziyet edip bunları düşünüyorsun?
kendime verdiğim cevap şu oluyor.
'' her şey güzel gitse ve düzelsem bile hayatı değil ölümü tercih ederdim.''
ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. bunları buraya yazıyorum belki aylar sonra değişen bir şeyler olursa buraya yazarım.
güncel Önemli Başlıklar