bugün

yılmaz özdil

Mevzunun "isteyen alır isteyen almaz"a kitlenmesi yanlış bir argüman. Yani olay zaten bu değil. Şüphesiz denildiği gibi isteyen alır isteyen almaz, amenna. Lakin mevzu işlenilen rant durumunun kaypaklığıdır.

Atatürk üzerinden üretilen bir kitabın, ki olasılıkla 100 binlerce sattı, içerisinde birçok hatanın barındırması ve yayınevi ve yazarına bu durumun bildirilmesine rağmen hâlâ da hatalarını düzeltmemeleri ve üstelik, bu kitabı ayrı bir rant sahası olarak algılayıp sanki çok mutebermişçesine fahiş fiyattan satmalarıdır.

Bir meta var elinizde. Yanlış bilgilerle dolu. Bunu düzeltmek, özür dilemek yerine, farklı bir basım yapar mısınız? Yaparsanız, bundan ne sonuç çıkarmalıyız?

Böylesi bir dönemde -Atatürk nefreti, akp karşıtlığının gruplaşamaması-, ulusalcıyla sınırlamak yanlış olur, Atatürk'ü seven, saygı duyan insanlara Atatürk hakkında bir kitap yazmak ve bu kitabın yeni bir şey söylememesi, söylediklerinde hatalar barındırması, hiç gerek yokken ve değmezken farklı bir basım yapılması, bu direk olarak krizi fırsata çevirmek değil de nedir?

Yine isteyen alsın dostlar. Ama Atatürk üzerinden, insanların Atatürk sevgisi üzerinden birtakım kişi ve kişilerin haksız yere ceplerine para dolduracağını da unutmasınlar.

Yılmaz Özdil, Atatürk'ü sevenlere bana kalırsa hakaret etmiştir. Kendisinin bazı kritiklerini ve olayları ele alış biçimlerini beğensem de, bu hareketin temeli ve vuku buluş biçimleri şaşırtmıştır.

Edit: Ayrıca köşe yazısında ("1881" isimli) kendisini eleştirenlere ağır bir şekilde eleştiri yöneltmiştir. "Bize akıllarınca hakaret etmeye çalışanlar acaba kitap okuyor mu?" Bunu öncesinde, bu yapılan işi haklı çıkarmak maksadıyla koleksiyon kitapların ismini ve fiyatını yazmış ve bunlardan haberiniz var mı diye sormuş.

1. Bahsi geçen kitaplardan haberim var.
2. Bahsi geçen kitapların koleksiyon değeri var. Bu sahip oldukları kağıt-kumaş-özel yazı tipi değil, içindeki bilgilerdir. Ancak Yılmaz Özdil'in kitabının içeriği değil kitabın dış unsurları koleksiyon değerindedir.
3. "Akıllarınca hakaret etmeye çalışanlar" lafı -söz değil, laf- hakarettir, küfüre varan söylemler var ise, hak veriyorum. Ancak ben küfür etmedim. Eleştirdim. Ki eleştirenleri de Yılmaz Özdil, hakaret ettiğini söylüyor. Ben eleştirdim, "akıllarınca" hiçbir kimse, sırf onu eleştirenler var diye birine bu kelimeyi kullanamaz.
4. Evet, kitap okuyorum. Olasılıkla senin okuduklarından daha fazlasını -kitaplarını okuyan herhangi birini Yılmaz Özdil'in az kitap okuduğunu ve araştırma yapmadan yazı yazdığını anlar- ve daha nitelikli kitaplar okudum.

"Padişahlara prestij kitap yapınca sorun yok, Atatürk için çaba harcayınca "istismar" öyle mi?" demiş.

1. Yahu arkadaş, mevzu prestij kitap değil, senin yazdıkların prestij kitaba yakışmayan şeyler bunu anla.

"karşıdevrimci", "çıldırıyorlar", "paraya taptıkları için, para için yapmadığımızı kavrayamıyorlar", "aklınızı oynatın, aklınızı..." demiş.

Bunu Atatürk hakkında kitap yazan bir yazarın yazmış olduğu köşe yazısında görüyoruz. Ben daha fazla bir şey söylemiyorum.

Mevzu özetle, kitabın satış fiyatı değil. Kitabın özel baskısı değil.

Mevzu, yazmış olduğun kitabın özel baskısı olması için yeterli olmadığı. Ancak bu yetersizliğe rağmen sahip olduğun ününden dolayı böylesi bir şeye kalkışa bilmen ve atatürk'e yakışacak bir özel baskı için kendini yetkili görmen.

Az çok kitap okusaydın ve araştırmacı olsaydın buna kalkışmazdın.
Kalkışırsan da bu tepkilere tıpkı köşe yazındaki yazılar gibi tepki verirdin ve verdin.