bugün

türk halkının ayrım ve nefret sorunu

Türk Halkının Ayrım Ve Nefret Sorunu!

Türk halkının ayrım ve nefret sorunu olduğu gözden kaçmaz bir gerçek, iyi de peki neden oluşuyor bu ayrımcılık ve nefret hissi?
Nasıl insanlar birbirini dinlemeden, anlamadan nefret edecek hale gelebiliyor?
Niye bu nefret niye bu ayrımcılık bu ne şiddet ne bu celal?
Ve bütün bunların çözümü yok mu? Varsa nedir?

Bu makalemiz de bu konuları kaleme alacağım,

Öncelikle bu nefretin ve nefretin getirdiği ayrımcılık hissinin kaynağından biraz size bahsetmek istiyorum. Türk tarihinin başlarından beri Türk toplumu karma bir toplum olmasına rağmen tek bir kültür de buluşması ile Türk Kültürü oluşmuştur. Tek bir millet değil ama Tek bir Kültür, buna rağmen sonuç olarak karma bir şekilde oluşan bu toplumun yer yer fikir ayrılıkları oluşmuş tarihte. Bugün dahi günümüzde toplum içresinde bir çok fikir ayrılığı gözlemlenmekte, belki tarihimizin başlarında ki gibi değil ama aynı niteliklerde. Sağcısı, Solcusu, Entelektüeli, bilgisizi, dincisi, Ateisti, yobazı, kürdü, Laz’ı, çerkezi, ermenisi, faşistti, komünistti, devlet yancısı, anarşistti, Sünnisi, Alevisi, hatta Fenerlisi, Cimbomlusu, Beşiktaşlısı diye ayrımlar bile mevcut, işin daha kötüsü ise bu ayrımlardan ciddi kavgalar tatsızlıklar, kalp kırılmaları hatta ölümler bile meydana gelmekte günümüzde.

Ölümlere üzülerek örnek vermek gerekirse eğer,

Takım ayrımcılığı ( Taraftar ) Cinayetleri -

Beşiktaşlı Oktay Akdemir;

1991 yılının Aralık Ay'ında Galatasaray-Beşiktaş maçı sonrasında Beşiktaş taraftarı mühendis Oktay Akdemir Mecidiyeköy’de bir grup Galatasaraylı taraftarın saldırısına uğrayarak komaya girdi ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Oktay Akdemir, öldürüldüğünde 30 yaşındaydı.

Fenerbahçeli Şener Yener;

istanbul'da, 13 Aralık 1993'de Alibeyköy'deki bir kahvehanede, Fenerbahçe-Beşiktaş maçını izlerken Fenerbahçe'nin galibiyetine sevinen sarı-lacivertli takım taraftarı Şenel Yeter, dövülerek hayatını kaybetti.

Galatasarylı Celal Kurtuluş;

Galatasaray taraftarı Celal Kurtuluş, 1996 yılında istanbul'da bir tavernada, aralarında çıkan "taraftarlık" tartışması nedeniyle o dönem Fenerbahçe'nin tribün liderlerinden "Sebo" lakaplı Sebahattin K. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından gözaltına alınan Sebahattin K, çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Din Ayrımcılığı Cinayetleri –

Sivas Katliamı:
2 Temmuz 1993 Madımak otelinde ‘’ Pir Sultan Abdal ‘’ şenliklerine katılmak için gelen 37 kişi Alevi olduğu gerekçesi ile Sünni vatandaşlar tarafından vahşice yakılarak öldürüldü.
Bu kara leke Türk halkından, Türkiye'den hiç silinemedi.

Maraş Katliamı:
Resmi rakamlara göre 111 kişi öldü…
"Komünistleri bırakmayın, Allah yoluna kesin, Sütçü imam aşkına vurun", "Bugün cihad günüdür, bir Alevi öldüren cennete gider", "Alevileri öldürelim, memleketten temizleyelim", "Alevileri öldürün, şahit kalmasın" diye bağıran faşist ajitatörlerin sürüklediği kalabalıklar Alevilerin yaşadığı Yörükselim, Yenimahalle, Serintepe, Mağaralı, Kahramanmaraş mahallelerine saldırdılar. Bu mahalleler taranıp, bombalanıp, kundakladıktan sonra muhasara altına alındı. Ölülerin taşınması, yaralıların hastanelere götürülmesi engellendi,
Bu kara leke Türk halkından, Türkiye'den hiç silinemedi.

Bu tip bir çok örnek sıralanabilir, zannımca bu temel nefret sorunun tek bir çözümü var, insanları olduğu gibi kabul etmek, bir fikire yada bir görüşe katılmak zorunda olmadığımızı ama o görüşe sahip olan kişiye saygı ve sevgi duyabileceğimizi öğrenmek ve çocuklarımıza da bunu öğretmek.
Hiç bir ırkın, cinsiyetin ve görüşün bir diğerinden üstün olmadığını, bu görüşlerin asla bir nefret sebebi olmaması gerektiğini anlayıp, nefret etmektense sevmeyi öğrenmeli, ve gelecek nesillere de öğretmeliyiz.
Onlara, bize dayatılan toplum baskını kırıp, insan sevgisini aşılamalıyız.
Sorun böyle çözülür '' Bence.''

Başka bir deyişimle;
Senin kahramanın bir başkasının katili.
Senin katilin ise bir başkasının kahramanı olduğu sürece, katillere üzüleceğim!