bugün

astrid berges frisbey

tesadüfen indirdiğim ve harddiskte unuttuğum 2012 yapımı bir filmde el sexo de los angeles tanıştığım ve kendisine âşık olduğum tuhaf yaratık.

yaratık evet ve tuhaf evet, zira insani ölçüler ve sıfatlar çerçevesinde anlatması zor bir güzellik ama bu sözlükte niye varız biz? böyle şeyleri anlatmak için, adı üstünde sözlük burası ve insanlar buraya gelip bazı şeylerin anlamlarına bakıyor, nedir ne değildir ne yer ne içer öğrenmeye çalışıyor, o yüzden bizim de bir şekilde anlatmamız lazım. lazım ama işte bazen bir ekşi sözlük yazarı da olsan bazı tanımlar için layık sözcükleri biraraya getirmekte zorluk çekebiliyorsun. bu hanım kızımız da beni bu müşküle düşüren nadir nesnelerden biri oldu şu hayatta. güzel kadın evet, hâttâ çok güzel, hâttâ insan değil vesaire bu tanımları rahatlıkla koyabiliriz buraya ama yeterli olur mu? olmaz işte. öyle bir aurası var ki kadının, daha ilk görüşte ılık ve berrak bir su gibi içine alıyor seni. hani şu bi şelaleden dökülen suyun oluşturduğu içinde hem yüzüp hem suyunu içtiğin dağ gölleri olur ya, bu kadın o hissiyatı veriyor bana.

ilk gördüğümde "kim bu tuhaf yaratık" demiştim, zira o an insani bir sıfat bulamamıştım hitap için, sonradan baktım evet insani bir güzellik değil bu, tabiatın en bakir oluşumlarından biriyle betimleyebildim anca. sanırım şimdi oldu.