bugün
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması14
- ankarayı öven tip15
- bugün üike olarak resmi yastayız13
- şeriat ülkesinde bir kadın nasıl öldürülür8
- sokak hayvanları uyutulacak25
- galatasaray13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- türk kızları neden gülümsemiyor9
- rusların en iyi olduğu şeyler24
- icardi190536
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- fenerbahçe büyüklüğü11
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı14
- bir şarkı sözü der ki12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı15
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos12
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- anın görüntüsü10
- karınız olsa döver misiniz9
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı12
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı101
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- karıya kıza doymuş erkek8
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
bugünlerde herkes gitmek istiyor.
küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
hayatından memnun olan yok.
kiminle konuşsam aynı şey... her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
öyle ‘‘yanına almak istediği üç şey’’ falan yok. bir kendisi.
bu yeter zaten. her şeyi, herkesi götürdün demektir. keşke kendini bırakıp gidebilse insan. ama olmuyor.
hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınamıyor.
böyle gidiyor işte. bir yanımız ‘‘kalk gidelim’’, öbür yanımız ‘‘otur’’ diyor. “otur’’ diyen kazanıyor. o yan kalabalık zira. iş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu... en kötüsü alışkanlık. alışkanlığın verdiği rahatlık, monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. kalıyoruz.
kuş olup uçmak isterken ağaç olup kök salıyoruz.
evlenmeler...
bir çocuk daha doğurmalar...
borçlara girmeler...
işi büyütmeler...
bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
misal, ben...
kapıdaki rex'i bırakıp gidemiyorum. değil bu şehirden gitmek, iki sokak öteye taşınamıyorum. alıp götürsem gelmez ki... bütün sokağın köpeği olduğunun farkında. herkes onu, o herkesi seviyor. hangi birimizle gitsin?
‘‘sırtında yumurta küfesi olmak’’ diye bir deyim vardır; evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin. kendi imalatımız küfeler.
ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada. ölüm var zira. ölüme inat tutunmak lazım. inadına kök salmak lazım.
bari ufak kaçışlar yapabilsek. var tabii yapanlar. ama az. sadece kaymak tabakası. hepimiz kaçabilsek... bütçe, zaman, keyif... denk olsa.
gün içinde mesela... küçücük gitmeler yapabilsek.
ne mümkün.
sabah 09.00, akşam 18.00.
sonra başka mecburiyetler. sıkışıp kaldık.
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. bir ömür karşılığı bir ömür yani.
ne saçma.
bahar mıdır bizi bu hale getiren? galiba.
ben her bahar áşık olmam ama her bahar gitmek isterim. gittiğim olmadı hiç.
ama olsun... istemek de güzel.
pakize suda.
küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
hayatından memnun olan yok.
kiminle konuşsam aynı şey... her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
öyle ‘‘yanına almak istediği üç şey’’ falan yok. bir kendisi.
bu yeter zaten. her şeyi, herkesi götürdün demektir. keşke kendini bırakıp gidebilse insan. ama olmuyor.
hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınamıyor.
böyle gidiyor işte. bir yanımız ‘‘kalk gidelim’’, öbür yanımız ‘‘otur’’ diyor. “otur’’ diyen kazanıyor. o yan kalabalık zira. iş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu... en kötüsü alışkanlık. alışkanlığın verdiği rahatlık, monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. kalıyoruz.
kuş olup uçmak isterken ağaç olup kök salıyoruz.
evlenmeler...
bir çocuk daha doğurmalar...
borçlara girmeler...
işi büyütmeler...
bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
misal, ben...
kapıdaki rex'i bırakıp gidemiyorum. değil bu şehirden gitmek, iki sokak öteye taşınamıyorum. alıp götürsem gelmez ki... bütün sokağın köpeği olduğunun farkında. herkes onu, o herkesi seviyor. hangi birimizle gitsin?
‘‘sırtında yumurta küfesi olmak’’ diye bir deyim vardır; evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin. kendi imalatımız küfeler.
ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada. ölüm var zira. ölüme inat tutunmak lazım. inadına kök salmak lazım.
bari ufak kaçışlar yapabilsek. var tabii yapanlar. ama az. sadece kaymak tabakası. hepimiz kaçabilsek... bütçe, zaman, keyif... denk olsa.
gün içinde mesela... küçücük gitmeler yapabilsek.
ne mümkün.
sabah 09.00, akşam 18.00.
sonra başka mecburiyetler. sıkışıp kaldık.
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. bir ömür karşılığı bir ömür yani.
ne saçma.
bahar mıdır bizi bu hale getiren? galiba.
ben her bahar áşık olmam ama her bahar gitmek isterim. gittiğim olmadı hiç.
ama olsun... istemek de güzel.
pakize suda.
güncel Önemli Başlıklar