bugün

marcel proust

"onun artık salonda bulunmadığını anlayınca, swann bir sızı duymuştu yüreğinde, gücünü ilk kez tarttığı bir hazdan yoksun kaldığı için titremeye başlamıştı, çünkü o dakikaya değin onu ne zaman isterse görebileceğine güveniyordu, bu güvense bütün hazları azaltır, hatta büyüklüklerini görmemizi büsbütün önlerdi."
swann'ın bir aşkı romanından.
neden ille de, bir ilişkide oyunlar oynanmalı? salt kendimiz gibi olduğumuzda neden terk edilen hep biz oluruz? aşk gerçekte bir oyun mudur? ben bunların cevabını yıllardır bulamadım, bundan sonra da bulacağımı sanmıyorum.