bugün

evliya çelebi

yky yücel dağlı ve seyit ali kahraman'ın hazırlamasıyla, evliya çelebi'nin seyahatnamesi'nin tamamını (sanırım üç nüshayı karşılaştırarak ve inceleyerek) 10 cilt olarak yayımladı. topkapı sarayı'nın bağdat köşkü'nde bulunan ve "bağdat nüshası" olarak bilinen nüshayı yücel dağlı bin bir güçlükle almış ve transkriptini de yaparak yayımlamıştır seyahatname'nin. evliya'nın ve bu büyük eserinin en büyük talihsizliği, yıllarca sadece içindeki komik hikayelerle anılmış ve hatırlanmış olmasıdır. bu on cilt eksiksiz yayımlanınca insanlar gördüler ki evliya çelebi aslında çok iyi bir müzisyen (neredeyse kuramsal yazılar yazacak kadar), çok iyi bir edebiyatçı (çok iyi öyküler anlatarak), çok iyi bir antropolog ve çok iyi bir sosyal bilimci. evet, illa ki problemleri var metnin ama tarihle ilgili çok kıymetli bilgiler, edebiyatla ilgili çok önemli kaynak metinler var seyahatname'de. evliya deyip, bu konunun en büyük uzmanı dankoff'u anmamak olmaz. "elin gavuru" nitelemesine bire bir uyacak amerikalı dankoff'un "kutadgu bilig"i ve "seyahatname"yi en iyi anlayan ve neşrine katkıda bulunan insan olması ayrı bir ironi tabii. adam tek başına önceki bütün neşirlerin problemlerini tespit edip, bütün bunları düzeltti. bize de takdir etmek düştü elbette. ayrıca ersu pekin'in seyahatname'deki müzikle ilgili kitabı da çok kıymetli bir eserdir müzikoloji bağlamında. semih tezcan'ın yaptığı metin çözümlemeleri de çok önemlidir denebilir.

ayrıca, iletişim'den çıkmış martin bruinessen ve hendrik boeschoten'in hazırladığı "evliya çelebi diyarbekir'de" kitabında da evliya'nın gittiği bir yeri sırf hikâye etmediği ve çok başkaca hususiyetleri bulunduğu, farklı disiplinlerde uzmanlaşmış beş akademisyenin makalelerinden de görülmektedir.